Kıbrıs'ta müzakereler yeniden başlıyor

Kıbrıs'ta Rum Meclisinin aldığı "Enosis" (Ada'nın Yunanistan'a ilhakı) kararından sonra çıkmaza giren müzakereler iki aylık aranın ardından bugün yeniden başlayacak.

Kıbrıs'ta Rum Meclisinin aldığı "Enosis" (Ada'nın Yunanistan'a ilhakı) kararından sonra çıkmaza giren müzakereler, iki aylık aranın ardından bugün yeniden başlıyor. Müzakereler masasında taraflar, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Güvenlik ve Garantiler olmak üzere zorlu konuları ele alacak.

Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Mayıs 2015'te göreve gelmesinin ardından yoğun bir şekilde sürdürülen müzakerelere, Rum Meclisinin 10 Şubat'ta aldığı "Enosis" referandumunun yıl dönümünün okullarda kutlanması yönündeki kararının ardından ara verildi.

Liderlerin son olarak 16 Şubat'ta yaptığı görüşmede, Akıncı "Enosis" kararından duyduğu rahatsızlığı aktarırken, Rum lider Nikos Anastasiadis masadan kalkıp kapıyı vurarak müzakereleri terk etmişti.

Rum Meclisinin, geçen cuma bu konuda geri adım atarak, "Enosis" referandumunun okullarda kutlanması kararını iptal etmesi ve Demokratik Seferberlik Partisinin (DİSİ) kararın Milli Eğitim Bakanlığa devredilmesine yönelik önerisini onaylamasıyla müzakere masası yeniden kurulmuş oldu.

İki ay kesintiye uğrayan görüşmelerin yeni turunda liderler, müzakerelere Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin ara buluculuğunda devam edecek.

MÜZAKERE MASASINDA TARAFLARI ZORLU BAŞLIKLAR BEKLİYOR

Kıbrıs müzakereleri,
 "Ekonomi
, Avrupa Birliği (AB)
, Mülkiyet
, Yönetim-Güç Paylaşımı
, Toprak ile Güvenlik ve Garantiler

" olmak üzere 6 temel başlıktan oluşuyor. Akıncı ve Anastasiadis arasında yaklaşık iki yıldır devam eden müzakerelerde, birçok özlü konuda önemli ilerleme sağlanırken, müzakere masasında başta Yönetim ve Güç Paylaşımı, Güvenlik ve Garantiler olmak üzere zorlu konu başlıklarında çetin pazarlıkların kaldığı yerden devam etmesi bekleniyor.

GÜVENLİK VE GARANTİLER

Kıbrıs Türk tarafı, olası bir çözüm sonrası da garantilerin devam etmesini istiyor. Türkiye'nin Ada'da varlığının, Kıbrıslı Türklerin güvenliği için olmazsa olmaz olduğu vurgulanıyor. Kıbrıs Rum tarafı ise garanti ve ittifak anlaşmasının kaldırılmasını istiyor. Türkiye'nin olası bir çözümden sonra Ada'da bulunmaması gerektiğini savunuyor.

YÖNETİM VE GÜÇ PAYLAŞIMI

Kıbrıs'ta olası bir federal çözümde önemli başlıklardan biri olan Yönetim ve Güç Paylaşımı'nda, Türk tarafı ile Rum tarafı arasında "Dönüşümlü başkanlık" ve "Federal yapılarda siyasi eşitlik" konularında fikir ayrılığı yaşanıyor.

Türk tarafı, çözümde "Dönüşümlü başkanlığı" olmazsa olmaz kabul ederken, Rumlar buna sıcak bakmıyor. Rum lider Nikos Anastasiadis, "Dönüşümlü başkanlığı" kabul edemeyeceği mesajları veriyor. Federal yapıda ise Rumlar "siyasi eşitliğe" karşı çıkıyor. Rum yönetimi lideri Anastasiadis, "Azınlığın çoğunlukla eşitlenmesi talep edilemez." diyerek, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın federal yapılardaki eşitlik olsun isteğine karşı çıkıyor.

TOPRAK

Türk tarafı ile Rum tarafı arasında önemli konulardan biri de Toprak başlığı. Cumhurbaşkanı Akıncı, en son Cenevre'de yapılan Kıbrıs zirvesinde BM'ye sunduğu haritada, KKTC'nin mevcut yüzde 36 olan toprak oranından yüzde 29,2'ye kadar inerek müzakerelerde önemli bir adım atmıştı.

Rum tarafının, Türklere bırakmak istediği toprak önerisi ise yüzde 28 olmuştu. Rumların BM'ye sunduğu haritada, Güzelyurt'un geri iadesi yer almış, tarafların önerdiği haritalar BM tarafından kasaya kilitlenmişti.

AVRUPA BİRLİĞİ

Türk tarafı, çözümden sonra AB müktesebatının geçiş sürecinden sonra Kuzey'de uygulanmasını, anlaşmanın AB birincil hukuk şartı içermesini istiyor. AB başlığında en önemli konulardan birini, Türk vatandaşlarına verilecek 4 özgürlük (serbest giriş, serbest dolaşım, serbest mülk edinme ve serbest yerleşim) oluşturuyor.

Türkiye ve KKTC yönetimi çözümden sonra Türk vatandaşlarına bu 4 özgürlüğün verilmesini isterken, Rum tarafı çözümün hemen ertesi günü AB müktesebatının Kuzey'de uygulanmasını talep ediyor, anlaşmanın AB birincil hukuk olmasına karşı çıkıyor ve Türk vatandaşlarına söz konusu özgürlüklerin verilmesine olumsuz yaklaşıyor.

MÜLKİYET

Türk tarafı, çözümden sonra yerinden olacak Kıbrıslı Türklerin sorunlarının fazla zaman kaybedilmeden çözülmesini, mevcut durumun yasallaşmasına yönelik koruyucu yasal düzenlemeler istiyor. Rum tarafı ise 1974'ten önce Kuzey'de kalan mülkiyetlerin neredeyse tamamının iade edilmesini talep ederken, mülkiyette ilk söz hakkının mülkiyet sahibinde olması yönünde baskı yapıyor.

EKONOMİ

Kıbrıs'ta olası bir çözümde Ada'nın ekonomik olarak daha refah seviyeye ulaşacağı konusunda hemfikir olan taraflar, çözümün bölge barışına da katkı sağlayacağını belirtiyor.

İSVİÇRE'DE YAPILAN MÜZAKERELERDE TARİHİ ADIMLAR ATILDI

İsviçre'nin Cenevre kentinde ocak ayında yapılan müzakerelerde, tarafların ilk kez haritalarını sunması ve ilk defa garantör ülkelerin katılımıyla "Güvenlik ve Garantiler" ana gündem maddesiyle konferans düzenlenmesi gibi tarihi adımlar atıldı. Cenevre'de taraflar birbirlerine haritaları sunmuş, Yunanistan ve Rum tarafının olumsuz tutumu nedeniyle zirveye yeniden toplanmak üzere ara verilmişti.

"MARAŞ'I VERELİM, ERENKÖY'Ü ALALIM"

Cenevre zirvesinden sonra açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türk tarafının yoğun bir çalışma içinde olduğunu ancak Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın halen farklı beklenti içinde olduklarını belirterek, "Garantiler noktasında Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğü asla beklemeyin. Biz ilanihaye oradayız." ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesinin söz konusu olmadığına dikkati çekerek, Kapalı Maraş'ın açılmasıyla ilgili olarak da Erenköy-Güzelyurt arası bağlanıp açılması şartıyla Maraş'ın açılabileceğini söylemişti.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da müzakere sürecinde Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının tüm samimi gayretleri ve yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının aynı samimiyette olmadığını belirtmişti.

KIBRIS'TA YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı da Kıbrıs müzakerelerinde salı gününden itibaren yeni bir dönemin başlayacağına işaret ederek, "11 Nisan'da başlayacak yeni dönemde, müzakere masasında tek taraflı adımlar atmamızı kimse beklemesin. Bu yol birlikte yürünürse sonuç alınabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar