15 Temmuz'da Ankara'yı bombalayan darbeci pilotların ortak stratejisi inkar

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Ankara'yı bombalayarak kana bulayan pilotlar, soruşturma aşamasındaki itiraflarına rağmen, yargılamaları sırasında, "uçmadım", "uçakta mühimmat yoktu" gibi bahanelerle gerçekleri gizlemeye çalıştı.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin yönetiliği Akıncı Üssü'ndeki olaylara ilişkin davada, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan ve esasa ilişkin savunma yapan pilotlar, ortak bir stratejiyle, soruşturma aşamasındaki itiraflarına rağmen mahkemede inkar yolunu seçti. Pilotlar, tespit edilen ses kayıtlarına rağmen 15 Temmuz'da uçuş yaptıklarını ve bombalama eylemlerine katıldıklarını kabul etmedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre, darbecilerin kontrolündeki savaş uçakları, 15 Temmuz akşamı Ankara'daki kritik kamu binaları üzerinde alçak uçuş yaptı ve aralarında TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Ankara Emniyet Müdürlüğünün de bulunduğu kamu binalarını bombaladı.

AA muhabirinin iddianame ve esasa ilişkin mütalaadan derlediği bilgilere göre, darbeye teşebbüs faaliyetleri sırasında 25 pilot F-16 savaş uçağı kullandı, bunlardan 11'i bombardımana katıldı. Pilotlardan 2'si İstanbul üzerinde alçak uçuş yaparken 2 pilot ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağını takiple görevlendirildi. Diğer 10 pilot ise Ankara üzerinde alçak uçuş yaptı.

Darbecilerin savaş uçaklarıyla düzenlediği saldırılarda 68 vatandaş şehit oldu, Akıncı Üssü ve civarındaki bütün eylemlerde şehit olanların sayısı ise 77 oldu. Ayrıca 222 vatandaş yaralandı, 96 vatandaşın malı ile çok sayıda kamu kurumu zarar gördü.

Bilirkişi raporlarına yansıyan ve dava dosyasına da giren telsiz-telefon kayıtları da darbeci pilotların yaptığı katliamı ve acımasızlıklarını gözler önüne serdi.

Soruşturma aşamasında 15 Temmuz'daki eylemlerini tek tek anlatan darbeci pilotlar, mahkemede ağız birliği yaparak gerçekleri gizledi. Sanıklar uçuş yapmadıklarını ya da kalkıştan kısa süre sonra çeşitli bahanelerle bombalama eylemlerine katılmadan iniş yaptıklarını öne sürdü.

Darbe sanığı pilotların yargılanmasına Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince devam ediliyor.

Toplam 475 sanıklı davada darbeci pilotların, "Anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis dışında, katıldıkları her bir ölüm ve yaralama hadiselerinden de cezalandırılmaları isteniyor.

Polis Özel Harekat, TÜRKSAT ve TBMM'yi vurdu, "uçmadım" yalanına sığındı

Darbe girişimi sırasında Polis Özel Harekat, TÜRKSAT ve TBMM'yi bombalayan pilotlardan eski yüzbaşı Hüseyin Türk, uçağa bağlandığını ancak uçaktaki teknik arıza nedeniyle uçmadığını ileri sürdü.

Türk, mahkemedeki savunmasında bilirkişi raporları ve telsiz kayıtlarını da kabul etmedi.

İddianamede, Hüseyin Türk'ün Polis Özel Harekat Başkanlığını vurarak 44 polisi şehit eden eski pilot yüzbaşı Uğur Uzunoğlu'nun kullandığı uçağın ikinci pilotu olarak görev yaptığı belirtilmişti.

İddianameye göre daha sonra Akıncı Üssü'ne dönen Türk, bir süre sonra ikinci kez havalanıp, "Aslan-6" kodunu kullanan "93-0663" kuyruk numaralı F16 ile TÜRKSAT'a 4 MK-82 bombası attı. Türk, saat 03.24'te, TBMM'ye de iki bomba attı.

Hüseyin Türk, savcılık sorgusunda, TÜRKSAT ve TBMM'ye 6 bomba attığını, Polis Özel Harekat Başkanlığının bombalanması saldırısında ise ikinci pilot olarak görev yaptığını itiraf etmiş, "Bombalama yaptığım yerin Ankara olduğunu biliyordum ancak terörle mücadele harekatı olduğu için verilen talimat doğrultusunda bildirilen koordinatlara atış yaptım." ifadelerini kullanmıştı.

"Bilgisayar sistemi arızalandı"

TBMM'yi bombalayan pilotlardan eski yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı da esasa ilişkin savunmasında, "Son anda ihtiyaç nedeniyle bana uçuş görevi verildi ve ben maalesef TBMM'yi bombaladım." şeklindeki ilk ifadelerini kabul etmedi.

15 Temmuz günü Terörle Mücadele Harekatı (TMH) görevi gereği Akıncı Üssü'ne gittiğini öne süren Balıkçı, "Öğleden sonra harekat komutanı beni telefonla üsse çağırdı. Emir üzerine 143. Filoya gittim. Harekat komutanımız gizli bir terörle mücadele harekatı görevi bulunduğunu söyledi. Görev gereği hazırlıklarımı yapmak üzere 141. Filoya geçtim. İlerleyen saatlerde uçuş emri verildi. Selahattin Yorulmaz ile saat 23.00 civarında 4. ya da 5. uçak olarak uçuşa başladık." diye konuştu.

Kalkıştan hemen sonra bilgisayar sisteminin arızalandığını öne süren Balıkçı, sistem arızası giderilemeyince acil durum ilan edip üssün etrafında bir süre uçtuklarını, ardından yakıt azaltıp inişe geçtiklerini savundu.

İndikten sonra 141. Filoya döndüğünü ileri süren Balıkçı, "Filoda bir odada dinlenmeye geçtim. Sonrasında anonsla uçuşa çağrıldım. Uçuştan yeni döndüğüm için uçamayacağımı bildirdim ve uçmadım. Ben Meclis'e bomba atmadım. Meclis'in kimler tarafından bombalandığını bilmiyorum." dedi.

Balıkçı, telsiz konuşmaları ile uçuşa ilişkin bilirkişi raporlarını da kabul etmedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombaladı uçuş yapmadığını savundu

Darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki kavşak ve otoparka 2 bomba atarak 15 kişinin şehadetine sebep olduğu belirlenen eski üsteğmen Müslim Macit de o gece uçmadığını iddia etti.

Mahkemede 27 Şubat 2017'de savunma yapan Macit, darbe girişiminden de sabah saatlerinde haberdar olduğunu savundu.

Macit, 15 Temmuz saat 18.00-18.30 civarı gazinoda sanık eski yarbay Hakan Karakuş'un akşam saatlerinde terörle mücadele harekatı olabileceğini söylediğini, bunun üzerine kendisine görev verilebileceği için uçuş hazırlıkları yapmaya devam ettiğini aktardı.

Filonun değişik yerlerinde ve gazinoda beklediğini, sabah saatlerinde evine gittiğini ileri süren ve uçuş yaptığına yönelik beyanları kabul etmeyen Macit, iddianamede yer verilen ve duruşmada dinletilen telsiz ve telefon konuşmalarının kendisine ait olmadığını öne sürdü.

İddianamede Müslim Macit'in, 16 Temmuz günü saat 06.19'da "Aslan-6" kodunu kullanan 93-0671 kuyruk numaralı F-16 ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki köprülü kavşağa ve Külliye yakınındaki otoparka iki MK-82 bombası attığı, bombalama sonucunda 15 kişiyi şehit ettiği, 7 kişiyi yaraladığı ve 2 kişinin de malına zarar verdiği belirtiliyor.

Macit, 30 Eylül 2016'daki ifadesinde FETÖ bağını anlatmış ve maaşından FETÖ'ye himmet verdiğini kaydetmişti. Darbe girişimi sırasında da uçuş yaptığını kabul eden Macit, "Kavşağa bir tane MK-82 görerek ve dalarak atış yaptım. Sonra tekrar havalandım. Bu sefer de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin oradaki cami yakınlarına dalarak ve görerek atış yaptım. Bu sırada kuleden yarbay Hakan Karakuş ile irtibat halindeydim. Onun talimatıyla atış yaptım, caminin yanına da bir bomba attım." ifadelerini kullanmıştı.

"Uçakta mühimmat yoktu"

Darbe girişimi gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğünü bombaladığı tespit edilen eski pilot üsteğmen Mehmet Yurdakul da savcılıktaki, bombalamaya katıldığına dair itirafını mahkemede inkar etti.

Soruşturma ifadesinde sanıklardan İlhami Aygül ile aynı uçakta uçtuklarını aktaran Yurdakul, verilen talimatla emniyet binasına 2 adet GBU-10 bombası attığını itiraf etmişti.

Yurdakul, 23 Şubat 2018'deki mahkeme savunmasında ise "İlhami Aygül ile aynı uçakta kalkış yaptık. Uçakta mühimmat yoktu. Bize yerdeyken herhangi koordinat ya da hedef verilmedi. Kalkıştan sonra bir bölge verdiler. Biz de o bölgede bekledik. Uçakta 'pod arızası' olduğunu bildirdik. Daha sonra yakıt azaltıp geri döndük." ifadeleriyle kendisini yalanladı.

2 saat havada bekleyip filoya dönmüşler

FETÖ'cü darbecilerin 15 Temmuz 2016'da hedef aldığı kritik kamu binalarından biri de Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi'ydi.

Olay günü ASLAN-1-2 kodunu kullanan 94-0110 kuyruk numaralı F-16 uçağıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi bombalandı. Bombardıman sonucu 7 kişi şehit oldu, 5 kişiyi yaralandı. Havacılık Daire Başkanlığında 40 milyon liralık zarar oluştu.

İddianamedeki tespite göre söz konusu bombalamayı yapan uçakta pilotlar Mehmet Çetin Kaplan ile Ertan Koral vardı.

Kaplan, ilk sorgusunda sessiz kalmayı tercih ederken Koral, "Ben Mehmet Çetin Kaplan ile birlikte D Grubu uçağa binip ikinci sırada havalandık. İlk kalkan ise Mustafa Azimetli'nin bulunduğu uçaktı. Havada yaklaşık iki saat kaldıktan sonra bizim bulunduğumuz uçakta Mehmet Çetin Kaplan bombayı attı. Nereye attığını bilmiyordum. Haberlerden öğrendiğim kadarıyla Emniyet Havacılık Dairesine atıldığını öğrendim." diye konuştu.

Mahkemede 14 Şubat 2018'de savunma yapan Koral, ilk ifadelerinin aksini söyleyerek bombalama yapmadıklarını savundu.

Koral, havalandıktan sonra Ankara'nın şehir ışıklarının dışında yüksek irtifada beklediklerini, havada yaklaşık iki saat durduktan sonra herhangi bir yere mühimmat bırakmadan filoya döndüklerini iddia etti.

Yorumlar