Bu kafayla, NATO’ya giremezler!

Hiç tarzım değil ancak bu defa da dış politikayla ilgili bir konuyu ele almak istedim. Gazetecilik hayatımda hiç diplomasiye bakmadım. Ancak gerek Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı, gerekse de Savunma Muhabirliği yaptığım dönemde ister istemez, diplomasi ile ilgili bilgilere sahip oluyorsunuz. Epey süreyle de Meclis Muhabirliği yaptığım için, bu tecrübeye dayanarak İsveç’in NATO üyeliği konusunu “TBMM’de görüşüleceği esas alarak” değerlendireceğim.

Türkiye 1945’den beri üye olduğu NATO’da uzun zamandır, önemli bir görev alıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan günümüze tarafsızlığını koruyan, ancak Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bu ittifaka girme hevesini taşıyan İsveç’in amacının  NATO şemsiyesi altında kendini güvence altına almak olduğunu hepimiz biliyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da onay vermesinin ardından NATO biletini eline aldığını düşünen İsveç, sürecin tamamlanması için TBMM’nin açılmasını bekliyor. Sayın Erdoğan’ı belediye başkanlığından beri uzak yada yakın takip eden bir gazeteci olarak, daha önceki açıklamalarından da yola çıkarak, İsveç’in NATO’ya üyeliğine TBMM’nin onay vermeyeceğini düşünüyorum.Çünkü, İsveç her ne kadar terörle mücadele için bir NATO üyesi Türkiye ile işbirliği yapacağını ifade etse de, buna niyet bile etmedi. Üstüne bir de başta Türkiye olmak üzere tüm İslam aleminin tepkisini çeken “polis korumasında kutsal kitabımızın yakılmasına” göz yumması bence en önemli konudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 23 Ocak 2023 tarihinde söylediği gibi “Terör örgütü mensupları ve İslam düşmanlarını bu kadar seven” bir ülkenin savunmasını da teröristlerden beklemesi gerekiyor.

İsveç’in üyeliğine Cumhurbaşkanı Erdoğan onay verdikten sonra “TBMM’den nasıl red çıkabilir” diye sorabilirsiniz. Haklısınız ama ülke siyasetinde asla duygulara yer yoktur. Uluslararası ilişkiler tamamen ülkelerin çıkarları çerçevesinde şekillenir. Ancak bazı konular vardır ki, sizi arada bırakabilir. Bu gibi durumlarda siz tersine hareket edemiyorsanız, sizin dışınızda karar verebilecek kişiye durumu havale edersiniz. Bence durum tam da bu şekilde gibi gözüküyor.İslam dünyasının lideri konumundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın topu meclise atması bence onay için değil, red içindir. Sonuçta millet iradesi herşeyin üstündedir. Milletin iradesini de TBMM temsil etmektedir.

İsveç’in NATO üyeliği onaylanacak olsa, herşey ayarlanır ve TBMM kapanmadan bu karar Genel Kurul’a gelirdi. Beni bu görüşe iten bir başka neden ise TBMM’de şu anda etkin ağırlık milliyetçi ve İslami görüşe sahip çoğunluktur. İşte bu nedenden ötürü, öyle ya da böyle bu karar, meclisten geçecek yeterli oy oranına ulaşamaz diye düşünüyorum. Bu düşüncelerimi paylaştığım bazı devlet yetkilileri de aynı düşünceyle bana hak vererek, “İsveç maalesef, hiçbir sözünü tutmadı. Görünürde terörle mücadele için destek vereceğini ifade ederken, el altından herşey aynı şekilde devam ediyor. Bizim hiçbir şeyden haberimiz olmadığını sanıyorlar ama biz herşeye vakıfız” görüşünü dile getiriyorlar.

 Ben de bu yüzden diyorum ki; İsveç NATO için Türkiye’den onayı ancak ve ancak “Türkiye’nin ve Müslümanların dini inançlarına saygı gösterdiği, terör örgütleriyle iltisaklı kişileri ülkesinden çıkardığı takdirde” alabilir.