Ünsal Ergel - Ankara Koridorları

Ünsal Ergel - Ankara Koridorları

Başkent Kulislerinde, “100.yıl affı” söylentisi

Hatırlıyorsunuz, meclisin tatile girmesinden hemen önce çıkan torba yasaya eklenen İnfaz Kanunu‘ndaki değişiklikle beraber COVID-19 izninde bulunan yaklaşık 100 bin mahkumun geriye dönmesinin önüne geçilmek istenmişti.

Bu değişiklik aynı zamanda kapasitenin çok üstünde mahkûmu barındıran cezaevlerine biraz olsun soluk aldırabilmek için çıkarılmıştı. Ancak ne var ki bu yasa değişikliği beraberinde bir takım sorun ve beklentileri de getirdi.

Örneğin kanunda yer alan “infazın 31 Temmuz 2023’ten önce başlamış olması şartı” bu sorunların temelini oluşturuyor. Zira bundan önce çıkarılan yasalarda hep suç tarihi esas alınırken, bu kez yasa yapma tekniğine tamamen aykırı olarak, yapılan bu indirimden yararlanmak için “suç tarihi değil, infazın başlama tarihi” esas alındı.

Mesela 2020 yılında davası sona eren ve ceza alan bir sanık Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunuyor. Yargıtay’ın ağır iş yükü sebebiyle davası henüz görülmemiş ve karara bağlanmamış olanlar, ceza aldıkları tarihte temyiz başvurusunda bulunmamış olsaydı ve infazına başlanmış olsaydı ceza indiriminden yararlanabilecekti.

Diğer yandan Yargıtay, ağır işleyen bürokratik çarkın dişlileri arasında insanların ezilmesine mâni olmuş olsaydı, yani zamanında dosyaları karara bağlamış olsaydı, o mahkûm bu indirimden yararlanabilecekti.

Şimdi düşünün; hiçbir suçu günahı yokken, pek çok mahkûm sırf bürokrasiye takıldı diye cezasının onda birini yatmak yerine yarısını yatmak zorunda kalacak. İşte bu sakil durumun önüne geçmek için meclisin bir düzenleme yapıp, “infaz tarihini değil suç tarihini esas alması” gerekiyor.

Diğer yandan yapılan yeni düzenleme sanıldığı gibi cezaevlerini boşaltmadı. Sadece COVİD-19 izinliler geri dönmemiş oldular, diğer mahkumların kapalı cezaevinde geçirecekleri süre kısaltılmış oldu. 270 bin kapasiteli cezaevlerinde halen 365 bin mahkum yatıyor. Cumhuriyetin yüzüncü yıl dönümü sebebiyle cezalarda 5-7 senelik bir indirim yapılması için kamuoyunda ciddi beklentiler oluştu.

Sapla samanın, elmayla armudun, suçluyla suçsuzun iyice birbirine girdiği bir dönemde hükümetin toplumsal barış ve uzlaşıyı yeniden tesis etmek için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıkça görülüyor. 50 kişilik koğuşlarda 70/80 kişi nöbetleşe uyuyor, yiyip içiyorlar. İçeride mahkumlar, dışarıda aileleri perişan durumdalar.

Bizim gibi devrim yaparak rejim değiştiren ülkelerde yüzüncü yıllarda böyle aflar çıkarıla gelmiştir. Ancak AK Parti hükümetinin ezber bozan yönetim anlayışı bugüne kadar bunun gibi pek çok beklentiyi boşa çıkardı. Yine böyle mi olacak, yoksa toplum dışına itilmiş insanlar yeniden topluma kazandırılacak mı, hep beraber göreceğiz.

 

Önümüzdeki sene yapılacak yerel seçimleri de göz önünde bulundurarak AK Parti hükümetinin cezaevlerini en azından 4/3 oranında boşaltacak, infaz kanundan sıkı bir değişikliğe gideceği ise meclis kulislerinde konuşuluyor.

Yine Ankara kulislerinde, AK Parti’nin kendi tabanından gelecek tepkileri savuşturmak için bu konuda öncülüğü MHP’ye bıraktığı ifade ediliyor. Kurt politikacı Devlet Bahçeli’nin ise konuyu MHP’nin hukukçu kurmaylarının önerisiyle gündeme getirilmesi, ardından da partinin bir kanun teklifiyle Meclis açılır açılmaz gündeme alınacağı da kulislerde konuşuluyor. Bakalım 1 Ekim’de açılacak Meclis, 29 Ekim 2023 tarihine kadar böyle bir çalışmaya başlayacak mı, hep beraber göreceğiz.

Diğer Yazıları

Yorumlar