Obezitenin önüne nasıl geçilir?

Özge Özkul / AjansHaber

Diyetin yanı sıra, fizik tedavi sürecini de kapsayan obezite tedavisinde, hastalar, fizik tedavi ve rehabilitasyon hekiminin başkanı olduğu bir ekipçe tedavi altına alınarak daha sağlıklı ve başarılı sonuç alınması sağlanıyor.

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ahmet Sümen, rehabilitasyon merkezlerinin işlevi ve obeziteyle nasıl başa çıkılacağıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

REHABİLİTASYON KAPSAMLI BİR PROGRAM

Ahmet Sümen, “Obezite, bildiğimiz gibi sağlığı bozacak şekilde, vücutta yağ birikmesiyle başlıyor. Bunun tedavisi de sadece tek bir yöntemle mümkün olmadığı için, birkaç farklı yöntemle kişinin eski sağlığına tekrar kavuşmasına yönelik yapılan kapsamlı çalışmalara obezite rehabilitasyonu diyoruz.” şeklinde konuştu. Sümen, bu çalışmanın içine diyet programları, egzersiz programı, zayıflamaya yardımcı tedavi yöntemleri, akupunktur gibi tedavi yöntemlerinin ve egzersiz-diyet programlarının düzenlenmesi gibi tedavi yöntemlerinin de girdiğini ve özellikle SGK anlaşmalı merkezlerde devletin obezite tedavisini karşıladığını kaydetti.

VÜCUT KİTLE ENDEKSİNİZE BAKIN

Obezite sınırını belirlerken, sadece kiloya bakmıyoruz. Vücut kitle endeksi oranı, kilo ve boyu arasındaki oranın da önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor, diyen Sümen, vücut kitle endeksi 20’nin altında olanlar zayıf, 20-25 arası normal, 25-30 arası olanlar hafif kilolu, 30’un üzerindekilere de obez, yani şişman diyoruz. Bu 30’un üzerindekiler, hastalık sınıfına giriyor ve tedavi edilmesi gerekiyor, ifadelerinde bulundu.

Vücut kitle endeksi, vücut ağırlığınızın boy uzunluğunuzun karesine bölünmesi ile elde edilir. Sonuç olarak elde edilen değer sizin vücut kitle endeksiniz olur.

CİDDİ HASTALIKLARI BERABERİNDE GETİRİYOR

Obezite, birçok hastalığa yol açabiliyor. Özellikle kalp ve damar sağlığı üzerinde ciddi etkileri var. Kalp damarlarının tıkanıklığına bile sebep olabiliyor. Hipertansiyonun en önemli nedenlerinden bir tanesi de obezite diyen Sümen, ‘tip2 diyabet’ dediğimiz şeker hastalığının bir türünün, yüzde 80’inden fazlasının nedeni obezitedir. Eklemlerde, özellikle diz eklemlerine çok yük bindirildiği için diz kireçlenmesinin de önemli nedenlerinden biri yine obezitedir, şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE OBEZİTE DURUMU

Sosyo ekomonik düzeyin iyiye gitmesi, ofis koşullarında hareketsizlik, fast food kültürünün artmasının obeziteyi sağlık sorunu haline getirdiğini ifade eden Sümen, Rehabilitasyonla ilgili Pamukkale Üniversitesi’nin çalışmaları var. Egzersiz programının faydalı olup olmadığını araştırdılar. Aerobik ve egzersizin faydalı olduğuna dair olumlu sonuçlar çıktı, dedi.

Türkiye’de obezitenin görülme sıklığı:

Erkeklerde yüzde 20,5
Kadınlarda ise yüzde 41,0
Toplamda yüzde 30,3
0-5 yaşta yüzde 8,5 (erkek yüzde 10,1/ kız yüzde 6,8)
6-18 yaşta yüzde 8,2 (erkek yüzde 9,1 / kız yüzde 7,3)

OBEZİTE BÜTÜN OLARAK TEDAVİ EDİLMELİ

Obezite tedavisinin, bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin altını çizen Sümen, bunlar içinde dahiliye, hormonal açıdan endokrinoloji, fizik tedavi, diyetisyen mutlaka olmalı. Bu ekip, hastanın obeziteye neden olan faktörleri bulup gidermeye yönelik tedavileri, diyet programlarını düzenlemeli, fiziksel aktiviteli programlar, fizik tedavi uzmanı öncülüğünde düzenlenmeli, hastanın psikolojik durumu, psikolog ya da psikiyatri tarafından değerlendirilip sorun varsa destek olunmalı, dedi.

OBEZİTEDE 3 SACAYAĞI

Temel olarak obezite tedavisini, 3 sacayağı olarak görmek gerekiyor diyen Sümen, bunların diyet, egzersiz ve spor, alternatif destek tedavileri olduğunu belirtti. Sümen şu önerilerde bulundu:

“Bu destek tedavilerinden bir tanesi de akupunkturdur. Tartışmalar olsa da akupunkturun, zayıflamada önemli bir tedavi yöntemi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Buna rağmen, tek başına kesinlikle yeterli olmadığı, diyet ve egzersizle birlikte yapılması gerektiği unutulmamalı. Fakat bütün bu çabalarımıza rağmen zaman zaman başarısız olunabiliyor. Bu durumdaki hastalarda, cerrahi tedaviler gündeme gelir; ama ameliyat teknikleriyle de sonuç almak mümkün.”