"Kalp krizi planlanacak bir şey değil, bilinçaltından gelen, içten gelen bir duyguydu, yüce Allah'ın verdiği bir sezgiydi. Bana yapmam gerekenleri söyledi. Özellikle çocuklarla, gençlerle ilgili çok şey anlattı. O çok insanla ekmeğini bölüşen biriydi. Onca görkemin arasında hiç görkemli yaşamazdı. Bizlere de hep bunu öğretti. Zaten bir köy evinde yaşıyordu. En ufak bir lüks yoktu evinde. Şu anda gezerken herkes de bunu görüyor. Onunla yaşadığımız her şey masal gibiydi. Biz onunla derdik ki 'Masal tadında her şey, bugün yeni bir masal başlıyor'. O yüzden onun istediği şekilde hem veda ettiği yerde hem başka şehirlerde ülkemin her yerinde 'Masal Tadında' adlı konserler yapıyorum."

"'Sevenlerim sizin de baş tacınız olacak' derdi"

Zeki Müren'in sevenlerini her zaman "baş tacı" olarak gördüğünü ve kendilerine emanet ettiğini anlatan Güner, şöyle konuştu:

"'Sevenlerim benim baş tacım, sizin de baş tacınız olacak. Bunu sakın unutmayın.' derdi. 'Adım saklı kalsın.' dediği projeler vardı. Çanakkale Anıtı'nı yaptı, konserlerini yarıda keserek. Sadece onun için konserler verdi. Gazilerimizin Kore madalyalarını yine Zeki abim kendisi yaptırarak verdi. Bakkallardaki veresiye defterlerini bize toplatırdı. En fakir mahallelerden defterleri toplardık. Onları öderdi. Biz de onun ardından elimizden geldiğince bunları yapmaya çalışıyoruz ama en çok da çocukların okuması için çabalıyoruz."