Türkmen Birlikleri’nin yeniden yapılanmasındaki hayati önem…
Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, yeniden yapılanan Türkmen birliklerine ilişkin AjansHaber’e önemli değerlendirmelerde bulundu.
Suriye’de gerek rejime gerekse IŞİD’e karşı mücadelede etkin bir rol alması beklenen Türkmen birliklerinin ordulaşma süreci, Ankara’daki zirvenin ardından önem kazandı.
Suriyeli Türkmenlerin, Suriye devrimi içerisindeki mücadelesinin başından beri sürdüğünü ve bunun gerek Türkmenlerin varlığı gerekse Türkiye’nin sınır güvenliği açısından önemli olduğunu dile getiren Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, Halep’in kurtarılmasının da bölge dinamikleri açısından önemli olduğunu vurguladı.
Stratejik önemi bulunan Halep’in şu anda yüzde 20’sinin Şam yönetiminde olduğunu belirten Mustafa, ‘Halep kırsalında, sınır boyu Türkmen bölgeleri güvenli bölge olarak ilan edildiğinde Halep’in kurtarılışı da hızlanacak’ dedi.
Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, yeniden yapılanan Türkmen birlikleri ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu:
HALEP’İN KURTARILIŞINI HIZLANDIRACAK BÖLGE
Halep’te bizim Türkmen bölgeleri, sınır boyunca Azez-Cerablus hattında olarak tamamen IŞİD’in kontrolü altında. Şu anda Halep’in yüzde 20’si rejimin kontrolünde diğer bölgelerde ise rejim sıkışık durumda. Halep kırsalında, sınır boyu Türkmen bölgeleri güvenli bölge olarak ilan edildiğinde Halep’in kurtarılışı da hızlanacak. Biz rejimle savaşırken bölgede IŞİD her zaman, ÖSO’ya karşı arkadan gelerek savaşıyor. Güvenli bölge bu bakımdan oldukça önemli.
“GÜVENLİ BÖLGE İLE ÖSO’NUN HAREKET KABİLİYETİ YÜKSELECEK”
Rejimin üstünlüğü her zaman hava üstünlüğü olarak ağırlıklı. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge olduğu zaman bu ÖSO’nun hareket kabiliyetini de yükseltecektir. Böylece Suriye devrimine büyük katkı sunulacaktır. Dolayısıyla güvenli bölge çok önemli. Hem Türkmenler için, hem Türkiye için hem de bölgenin kendisi için çok önemlidir. Ayrıca insani yönden de önem arz ediyor. İç bölgelerde varil bombalarından kaçanlar için de Suriye topraklarında barınma fırsatı olacak güvenli bölge ile.
“YENİDEN YAPILANMAYA GİDİYORUZ Kİ…”
Suriye’de Türkmen birlikler zaten başından beri mücadele veriyorlar. Sultan Murat olsun, Mehmet Fatih olsun diğer gruplarımız ister Bayırbucak’ta olsun ister Rakka’da olsun zaten mücadele veriyorlardı. Ancak orada süre uzadıkça dinamikler değişiyor. Düşmanın mahiyeti değişiyor, birden fazla düşman oluyor ve dolayısıyla yeniden bir yapılanma gerekiyor. Biz zaten 22 Haziran’da ilk toplantıyı Antep’te gündeme gelmeden önce yaptık. Yeniden yapılanmaya gidiyoruz ki çoğalan düşmanlara karşı daha etkili mücadele edelim.
“SİYASİ OTORİTEYE BAĞLI YENİ BİR YAPILANMAYA GİTTİK”
Biz daha önce IŞİD ve rejim diyorduk, Tel Abyad’da yaşanan olaylardan sonra biz yeniden yapılanmaya zaten gittik. Oradaki halk direnişi ile herkes kendi bölgelerinde birlikler kurdular. Biz bunu daha koordineli bir şekilde, tek komite altında bir siyasi otoriteye bağlı yeni bir yapılanmaya gittik. Gerektiğinde Bayırbucak’taki birliklerin Halep’e de yardıma gitmesi lazım cephenin sıcaklığına göre. Biz bunlar yaparken rejim dün Bayırbucak’ta yine saldırılarda bulundu. Orada 3 şehidimiz ve çok sayıda yaralımız var.
“TÜRKMEN KARAKTERİNİ SURİYE’DE KORUYAMAZSANIZ…”
Ankara’da yapılan toplantı ile biz tabii ki Türkiye ile koordineli haldeyiz. Türkiye’nin güvenliği için de , stratejik bölge olması anlamında da önemli bir nokta. Türkmen karakterini Suriye’de koruyamazsanız Suriye’nin toprak bütünlüğünü de koruyamazsınız.
“ASKERİ DURUMDA BİR SAYI VERİLMEZ”
Savaşçı sayısı olarak da askeri bir durumda sayı verilmez. Bu 5 bin de olabilir daha fazla da olabilir. Bu yapı kendi toprağını koruyacak her Türkmen’e açık olacak. Bunu bir sayısı ve sınırı yoktur. 5 bin diye bir rakam yok bu gönül meselesi. Kendi toprağını korumak isteyen herkes için kontenjanımız yoktur diye bir şey yok.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Suriyeli Türkmenlerin, Suriye devrimi içerisindeki mücadelesinin başından beri sürdüğünü ve bunun gerek Türkmenlerin varlığı gerekse Türkiye’nin sınır güvenliği açısından önemli olduğunu dile getiren Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, Halep’in kurtarılmasının da bölge dinamikleri açısından önemli olduğunu vurguladı.
Stratejik önemi bulunan Halep’in şu anda yüzde 20’sinin Şam yönetiminde olduğunu belirten Mustafa, ‘Halep kırsalında, sınır boyu Türkmen bölgeleri güvenli bölge olarak ilan edildiğinde Halep’in kurtarılışı da hızlanacak’ dedi.
Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, yeniden yapılanan Türkmen birlikleri ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu:
HALEP’İN KURTARILIŞINI HIZLANDIRACAK BÖLGE
Halep’te bizim Türkmen bölgeleri, sınır boyunca Azez-Cerablus hattında olarak tamamen IŞİD’in kontrolü altında. Şu anda Halep’in yüzde 20’si rejimin kontrolünde diğer bölgelerde ise rejim sıkışık durumda. Halep kırsalında, sınır boyu Türkmen bölgeleri güvenli bölge olarak ilan edildiğinde Halep’in kurtarılışı da hızlanacak. Biz rejimle savaşırken bölgede IŞİD her zaman, ÖSO’ya karşı arkadan gelerek savaşıyor. Güvenli bölge bu bakımdan oldukça önemli.
“GÜVENLİ BÖLGE İLE ÖSO’NUN HAREKET KABİLİYETİ YÜKSELECEK”
Rejimin üstünlüğü her zaman hava üstünlüğü olarak ağırlıklı. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge olduğu zaman bu ÖSO’nun hareket kabiliyetini de yükseltecektir. Böylece Suriye devrimine büyük katkı sunulacaktır. Dolayısıyla güvenli bölge çok önemli. Hem Türkmenler için, hem Türkiye için hem de bölgenin kendisi için çok önemlidir. Ayrıca insani yönden de önem arz ediyor. İç bölgelerde varil bombalarından kaçanlar için de Suriye topraklarında barınma fırsatı olacak güvenli bölge ile.
“YENİDEN YAPILANMAYA GİDİYORUZ Kİ…”
Suriye’de Türkmen birlikler zaten başından beri mücadele veriyorlar. Sultan Murat olsun, Mehmet Fatih olsun diğer gruplarımız ister Bayırbucak’ta olsun ister Rakka’da olsun zaten mücadele veriyorlardı. Ancak orada süre uzadıkça dinamikler değişiyor. Düşmanın mahiyeti değişiyor, birden fazla düşman oluyor ve dolayısıyla yeniden bir yapılanma gerekiyor. Biz zaten 22 Haziran’da ilk toplantıyı Antep’te gündeme gelmeden önce yaptık. Yeniden yapılanmaya gidiyoruz ki çoğalan düşmanlara karşı daha etkili mücadele edelim.
“SİYASİ OTORİTEYE BAĞLI YENİ BİR YAPILANMAYA GİTTİK”
Biz daha önce IŞİD ve rejim diyorduk, Tel Abyad’da yaşanan olaylardan sonra biz yeniden yapılanmaya zaten gittik. Oradaki halk direnişi ile herkes kendi bölgelerinde birlikler kurdular. Biz bunu daha koordineli bir şekilde, tek komite altında bir siyasi otoriteye bağlı yeni bir yapılanmaya gittik. Gerektiğinde Bayırbucak’taki birliklerin Halep’e de yardıma gitmesi lazım cephenin sıcaklığına göre. Biz bunlar yaparken rejim dün Bayırbucak’ta yine saldırılarda bulundu. Orada 3 şehidimiz ve çok sayıda yaralımız var.
“TÜRKMEN KARAKTERİNİ SURİYE’DE KORUYAMAZSANIZ…”
Ankara’da yapılan toplantı ile biz tabii ki Türkiye ile koordineli haldeyiz. Türkiye’nin güvenliği için de , stratejik bölge olması anlamında da önemli bir nokta. Türkmen karakterini Suriye’de koruyamazsanız Suriye’nin toprak bütünlüğünü de koruyamazsınız.
“ASKERİ DURUMDA BİR SAYI VERİLMEZ”
Savaşçı sayısı olarak da askeri bir durumda sayı verilmez. Bu 5 bin de olabilir daha fazla da olabilir. Bu yapı kendi toprağını koruyacak her Türkmen’e açık olacak. Bunu bir sayısı ve sınırı yoktur. 5 bin diye bir rakam yok bu gönül meselesi. Kendi toprağını korumak isteyen herkes için kontenjanımız yoktur diye bir şey yok.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar