Türkiye'ye yönelik göçmen nezaketi neyi amaçlıyor?

Avrupa’da yaşanan ve ülkeler arasında gergin atışmalara neden olan göçmen sorununda Merkel’den Türkiye’ye yönelik açıklamalar geldi.

Avrupa’da göçmen krizi tırmanıyor. Birçok Avrupa ülkesinin sınırlarında ülkelerinde olumsuzluklardan kaçan binlerce insan yardım bekliyor ve büyük insanlık dramları yaşanıyor. Almanya’da bu konuda ürküten gelişmeler de yaşanıyor. Yabancı karşıtlarının gösterileri ırkçılığa varan boyutlara ulaşabiliyor.

Bu konuda açıklamalarda bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel, halkına, 'ırkçı gösterilerden uzak durun' çağrısı yaptı.

MERKEL'DEN YARDIM AÇIKLAMASI

Merkel göçmen kriziyle ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye’nin konumuna da değinerek, Türkiye ile işbirliğine gidileceğini söyledi.  Merkel Türkiye’ye yönelik olarak “Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçen mültecilerden anlıyoruz ki, Türkiye artık tek başına sorunu çözmenin sınırına geldi. Bu yüzden Türkiye ile olası yardımlar üzerine konuşuyoruz. Birlikte nasıl hareket edebileceğimizi konuşuyoruz. Çünkü mevcut durumda, biri mültecilerin serbestçe geçmelerine izin veriyor, Yunanistan da Batı Balkan ülkelerine gitmeleri için geçişlerine izin veriyor. Birileri sınırları çitlerlerle örüyor. Bu durum hukuka uymaz. Memnuniyet verici düzeydeki gelişmeler değil. Bu nedenle güvene dayalı, dostane ve arkadaşlık duygularıyla Türkiye'ye neler yapabileceğimizi konuşacağız. Ancak Türkiye'nin geçmiş yıllarda yaptıklarına büyük saygı duyduğumu ifade etmeliyim” açıklamasını yaptı.

Peki Avrupa’nın göçmen krizine bakışı ve Merkel’in son açıklamaları ne anlama geliyor? Türkiye’ye yardım açıklamasının altında yatan gerçek nedenler neler?

Avrupa’nın büyüyen sorunu haline gelen göçmen krizini Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu AjansHaber’e değerlendirdi.

AVRUPA’NIN SÖMÜRGECİ GEÇMİŞİ

Batı’nın, Kıta Avrupası’nın en büyük sıkıntılarından biri kitlesel göç dalgalarıyla karşı karşıya kalması. Bunun NATO belgelerine bir tehdit unsuru olarak işlemiş durumdalar. Nüfus dinamiği açısından gerileyen bir Kıta Avrupası ile karşı karşıyayız. Genç nüfusa ihtiyacı var aslında. Bu bir çekim noktası oluşturuyor ancak bunun kitlesel bir biçimde olmasını hazmedemiyorlar. Bunu tehdit olarak görüyorlar. Seçicilik içerisinde yaklaşıyorlar göçmenlere (geldiği ülke, dini mensubiyetliği vb. ) Bunu Avrupa’nın sömürgeci geçmişini ele alarak da tespit etmek gerekir. Kitlesel göç hareketlerini haritada işaretleyecek olursanız büyük ölçüde geçmişte Avrupa’nın sömürge olarak baktığı ve sömürge yönetimi altında olmuş ülkeler. Onların kendilerinden alınanı talep etmek durumu da var aslında.



YABANCILARA ÇİFTE STANDART

Bütün bunlar kendi ülkelerinde göçmen yasalarının değişikliğine, vatandaşlık kanunlarının değiştirilerek güçleştirildiğine tanık olduk. Geçmişten günümüze kendi topraklarında yaşayan birçok yabancıya çifte standart uygulamalarla yaklaşıldığını da hatırlayalım. Fransa’da yaşanan olaylar, gettolaşmam ile yaşamlarına isyan eden insanların sosyal durumlarını hatırlayalım.



AVRUPA’NIN YABANCILARA BAKIŞINDA HANGİ POLİTİKA YATIYOR?

Son yıllarda terörün bir araç olarak kullanıldığı bir dönemde, günümüzde onların insan kaynaklarını sağlayabilmek adına özellikle göçmen nüfusunun değerlendirildiğini, bunun için uluslararası istihbarat ağının bu işle özel bir çaba sarfettiğini de bilmek gerekiyor. Bunların temel sebebi Avrupa kıtasının hem şiddetten hem de kitlesel göç hareketinden uzak tutulabilmesi. Bunun için de tampon coğrafyalarda bu terörü tutabilmek için özel çaba sarfediyorlar.

MERKEL’İN TÜRKİYE’YE YÖNELİK ‘GÖÇMEN NEZAKETİ’ NEYİ AMAÇLIYOR?

Merkel’in yaklaşımında , ortaya çıkan göçmen yasalarında da bu gelişmeleri görmek gerekir. DAEŞ’in durumu da ortada. Biliyoruz ki özellikle Batı’da birçok savaşçının devşirildiğini, yönlendirildiğini görüyoruz. Bunlar tek başına sınırları aşarak silahlarla buluşturulacak akışlar değil. Devletler izin verdiği sürece ancak bu olabilir. Türkiye yaklaşımı da öyle, göçmen meselesi de öyle. Türkiye ev sahiğliğini yapsın biz de parasını verelim anlayışı da buna bağlı. Bu mesele taşıyıcı annelik gibi. İnsanların gelecek umutları var, eğitimleri yarıda kalmış insanlar, evlerinden barklarından olmuş durumdalar, iklimlerinden uzaklaşmış durumdalar. Burada dram da söz konusu. Türkiye ev sahipliği yaparak bu sorun için elinden geleni yapıyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar