Türkiye'de içme sularının analizleri yapıldı: Sonuç kötü!

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden 4 akademisyenin ortak yürüttüğü analiz çalışmalarda 43 farklı markanın içme suyu örneği baz alındı.

Analiz çalışmasında farklı markalar bir araya getirildi ve su örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemleri yapıldı. Analizler 250 ml'lik plastik ambalajlı su örneği üzerinde gerçekleştirildi.

Gelen bilgiler doğrultusunda Milliyet'ten Mert İnan, "Yüzlerce kat fazla çıktı.. Duş bile alınmaz! Resmen zehir" başlıklı haber yayınladı. Nitekim su örneklerinin içerisinde tespit edilen en yüksek ağır metal konsantrasyonları, kurşun, stronsiyum ve baryum olduğu gözlemlendi. Analizde su örneklerinin içerisinde en yüksek oran olarak baryumda 366.08, stronsiyumda 6,01 ppB, kurşunda 0,80 oranları ölçüldü. İçme suyu yoluyla insanların maruz kalma dozunun bunlardan daha aşağıda olması gerektiği vurgulandı: "Baryum için en fazla 0,0004, stronisyum için 0,0012, kurşun için 0,0029 mikrogram."

CİDDİ DENETİMSİZLİK VAR!

Kimya Mühendisleri Odası Başkanlığı görevini sürdüren Dr. Ali Uğurlu, "Tespit edilen en yüksek baryum oranı ciddi derecede korkutucu. Kurşun miktarı 0.010'un altında olması gerek ancak 8 katı çıkmış. Araştırma sonuçlarına göre bazı içme suları dördüncü derece su kalitesinde. Böyle bir ürün ancak banyoda kullanılır. Baryum (Ba), kurşun (Pb) ve stronsiyum (Sr) ağır metallerdir. Bu ağır metallarin kansorejen etkileri var. Bazı organlarda birikme, mutasyon, dejenerasyon etkileri söz konusu olabilir. Çünkü bu metaller vücutta birikme yapabiliyor. Ambalajlı su sektöründe korkunç derece denetimsizlik var. Standart dışı firmaların ruhsatları iptal edilmeli" ifadelerine yer verdi.

Yapılan araştırmalarda, kurşun oranlarının ambalaj ile satışa sunulan içme sularının yetişkinler için 10-6'yı aşan kanserojen indeks aralığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Ambalajlı içme suyu tüketmenin Pb(kurşun) seviyesine göre kanserojen risk oluşturduğu gözlenmektedir. Toplum sağlığının korunması açısından uygun kontrol tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Sularda As, Pb, Mn, Cd, Cu, Hg Cr gibi ağır metallerin bulunması ciltte incelme, böbrek hasarı, karaciğer sirozu, sinir sisteminde ileti bozuklukları, gibi sorunlara yol açabilmektedir. Toplumun bir bölümünün, su ihtiyacını sağlıklı olduğuna güvenemediği için musluk suyu yerine ambalajlı sulardan karşıladığı bir gerçektir. Ambalajlanarak tüketime sunulan doğal kaynak suları ve içme sularının bakteri içermemesi kadar ağır metal bulunma durumu ve konsantrasyonu da önem arz etmektedir" açıklamaları yapıldı.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER BÜYÜK ETKEN

Bu bağlamda sudaki kirliliğin en büyük nedeni kimyasal olarak belirlendi. Nitekim tarımsal ilaç atıkları, sanayi atıkları ve petrol su kimyasında önemli değişikliklere olanak sağlıyor. Ayrıca doğal sular, cevher, mineral ve kayaçlarda meydana gelen defermasyonlar sonucunda metallerin suya karışmasına sebebiyet vermekte.