Türkiye en sıcak kışı yaşayacak

Türkiye 7 Haziran seçimlerinin ardından 1 Kasım erken seçimlerine gidiyor.

Türkiye 5 ayda iki seçim yaşayacak. 7 Haziran seçimlerinin ardından 5 ay sonra, 1 Kasım 2015 günü Türkiye sandık başına gidecek.

Bu kısa süre Türkiye’nin siyasi tarihi açısından birçok tarihi olaya da sahne oldu. Seçim hükümeti ile ilk kez seçimlere giden Türkiye’de, Kabine’de de oldukça ilginç gelişmeler yaşandı. Meclis’in 2. ve 3. büyük çoğunluğuna sahip partileri olan CHP ve MHP geçici kabineye bakan vermedi. Seçim hükümeti AK Parti’liler, HDP’liler ve bağımsız üyelerden oluştu.

KOALİSYONDAN MUTABAKAT ÇIKMADI AMA…

Bu süreçte partiler arasındaki koalisyon görüşmeleri, miting meydanlarındaki gergin havanın tersine partiler arasında olumlu bir hava ile sürdü, sona erdi. Koalisyon görüşmelerinden bir mutabakat çıkmasa da 1 Kasım’dan sonra tablonun değişmemesi olasılığına karşı karamsarlığa mahal vermeyecek bir görüntü verdi.

BU KIŞ SICAK GEÇECEK

Peki bu süreç nasıl işledi? 1 Kasım’dan sonra oluşacak siyasi tabloda bizleri neler bekliyor? Siyasi anlamda oldukça sıcak geçecek olan 2016 kışında Türkiye’yi ne bekliyor?

Türkiye’nin seçimler arası siyasi tablosunu AjansHaber’e değerlendiren Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, süreçte kimsenin askerleri veya vesayetçi güçleri göreve çağırmadığının altını çizerek, gelecek açısından da karamsar olmanın bir anlamı olmadığını dile getirdi.

Demokrasilerde her zaman tek parti hükümetinin çıkmadığını söyleyen Akgün, bunun halkın takdiri olduğunu belirterek, “Demokrasinin sıkıntıya düşüren sürecine rağmen en sağlam yönetim şekli olduğuna inanmamız gerekir.” dedi.

Prof. Dr. Birol Akgün, AjansHaber’e şu değerlendirmelerde bulundu:



“BU SÜREÇTE KİMSE ASKERLERİ VEYA VESAYETÇİ GÜÇLERİ GÖREVE ÇAĞIRMADI”

7 Haziran sonrasında ortaya çıkan tablo ne olursa olsun, 3 ay içinde bütün süreç anayasaya ve hukuk devleti ilkelerine uygun şekilde gerçekleşti. Bütün kurum ve kurallarıyla işledi. Kimse bu süreçte bir tıkanma var diye askerleri veya bir takım vesayetçi güçleri göreve çağırmadı. Dolayısıyla bugün de erken seçim hükümetinin kurulması, erken seçime yönelik işleyen süreç yine anayasal çerçevede ve demokrasinin ilkeleri çerçevesinde işliyor.

“KARAMSAR OLMANIN BİR ANLAMI YOK”

Burada kötümser bir tablo çizmek ya da karamsar olmanın bir anlamı oluğunu düşünmüyorum. Yeter ki bu süreçlere herkes bağlı kalsın. Yeter ki şiddet yaygınlaşmasın. 1 Kasım’da herkes sandıktan kim çıkarsa onun bu ülkeyi yöneteceğine inansın. Eğer bu şekilde süreç devam ediyorsa ki ediyor, o zaman gidişattan rahatsız olmanın bir anlamı yok.

“DEMOKRASİ HER ZAMAN TEK PARTİ HÜKÜMETİ ÇIKARMAYABİLİR”

Demokrasi her zaman tek parti hükümeti çıkarmayabilir, her zaman istikrarlı yönetimler çıkarmayabilir. Bu halkın takdiridir ama demokrasinin bütün bu zaman zaman sıkıntıya düşüren sürecine rağmen en sağlam yönetim şekli olduğuna inanmamız gerekir. Alternatifleri otoriter yönetimlerdir, darbedir, başka yönetim şekilleridir. Hâlbuki demokrasinin erdemi, halkın iradesine dair bir yönetimi ülkenin başına getirmektir, bunun yolu da seçimlerdir.

“TÜRKİYE’DE ARTIK VESAYETÇİ YÖNTEMLER İŞLEYEMEZ”

1 Kasım seçimlerinden nasıl sonuç çıkarsa çıksın, Türkiye’de demokrasinin kuralları işleyecektir. Halk bunun dışında bir yola başvurulmasını asla tasvip etmez. Türkiye artık 70’lerin 80’lerin Türkiye’si değildir. Bu kadar şehirleşmiş, eğitim düzeyi bu kadar artmış, orta sınıfları yükselmiş olan bir ülkede eski vesayetçi yöntemlerin işlemesi mümkün değildir, bu ülkeye de zarar verir.

“SİYASİ PARTİLER ARASINDAKİ İLİŞKİ NE KADAR GERGİN OLURSA OLSUN…”

Kendi aramızda demokrasinin içerisinde oyun oynamayı kabul eden, siyasi partiler ve diğer aktörler arasındaki ilişki ne kadar gergin olursa olsun, onu cemaati içerisinde tolare etmek gerekir. Yeter ki dışarıdan kimse herhangi bir şekilde müdahaleyi çağrıştıracak bir inisiyatifi almasın, çağrıda bulunmasın.

SONUÇLAR ARTIK OLGUNLUKLA KARŞILANIYOR

Bu anlamda 1 Kasım seçimlerinin de 7 Haziran seçimlerinden sonra olduğu gibi Türkiye’de seçmen tarafından olgunlukla karşılanacağına, Türkiye’deki eski vesayetçi yapılar dahil olmak üzere, demokratik istikrarın bu ülke için en önemli yönetim şekli olduğunu kabul edeceğini düşünüyorum. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işleyeceğini düşünüyorum.

SEÇİM MEYDANLARINDAKİ DİL KOALİSYON SÜRECİNDE YUMUŞADI

Koalisyon görüşmeleri süreci de, aslında siyasi partilerin seçim meydanlarındaki kullandığı dil kadar çok da gergin olmadığını gösterdi. Herkes herkesle görüşebiliyor, normal anayasal süreç işledi. Anayasal bir hükümet de kuruldu. AK Parti ve CHP yani Türk siyasetinin 2 ana akımını temsil eden siyasi partiler de 30 gün sürecinde defalarca bir araya geldiler ve ülkenin yönetilmesine ilişkin temel fikirlerini paylaştılar.Bunlar da bence demokrasiye katkı sağladı, demokrasiyi güçlendirdiğini düşünüyorum.

7 HAZİRAN’IN SONUÇLARI TOPLUMU 1 KASIM’IN OLASI SONUÇLARINA HAZIRLADI

Göreceksiniz, 1 Kasım seçimlerinden umarım istikrar çıkar ama olur da bir koalisyon çıkacak olursa da bu 7 Haziran sonrası olan sürecin boşuna gitmediğini, 1 Kasım seçimlerinden sonraki bir sürecin hazırlık aşamasını teşkil edeceğini düşünüyorum. 

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar