Terör örgütlerinin yeni gözbebeği: Sosyal medya

Üst üste yaşanan terör saldırıları, sivillerin hedef alınması, Ankara ve İstanbul gibi Türkiye'nin en büyük şehirlerinin merkezlerin yaşanan saldırılar Türk halkının yaşadığı tedirginliğin artmasına neden oldu. Özellikle 13 Mart’ta Ankara’da yaşanan ve sivillerin hedef aldığı saldırı ve ardından gelen süreçte sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar yoğun dezenformasyona sebep oldu.  Son günlerde Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde dolaşan ‘İstanbul’un birçok noktasında saldırı olacak’ tarzında yapılan paylaşımlar halkın tedirgin olmasına neden oluyor. Özellikle bu tarz paylaşımların artmasıyla birlikte büyük kentlerdeki AVM, parklar ve meydanlar gibi insanların toplu olarak hareket ettiği bölgelerdeki insan trafiği giderek azalırken, paylaşımlarda adı geçen metrobüs ve metro gibi toplu taşıma araçlarının kullanımı da azaldı.

Peki, sosyal medyada paylaşılan istihbarat içerikleri ne kadar gerçek?  Bu paylaşımlar insanların günlük yaşamlarını etkiler mi? Terör örgütleri bu tarz propagandalarla hedefine ulaşıyor mu? İstanbul Sosyal Medya Derneği Başkanı Mehmet Yunus Bağışlar tüm bu soruları AjansHaber’e yanıtladı:

Sosyal medya platformlarında paylaşılan her içerik gerçeği yansıtmadığını söyleyen Mehmet Yunus Bağışlar, “Kullanıcılarımızın yüzde 10’luk kısmı bunu doğru algılamaktadır. Kullanıcıların yüzde 90’ı bilinçlendirilmedikleri ve eğitilmedikleri için sosyal medyada paylaşılan her türlü içeriği gerçek zannedip o şekilde hareket etmektedir” dedi.

“SALDIRILAR ANA HABER BÜLTENİNE YAKIN BİR SAATTE YAPILDI”

Terör saldırılarını gerçekleştirilen örgütler güçlü olduklarını yansıtmaya çalışmaktadırlar. Bunu gerçekleştirebilecekleri iki mecra vardır; Birincisi geleneksel medya olan gazeteler, televizyonlar. İkinci mecra da sosyal medya ağlarıdır. Ankara’daki saldırıdaki saldırıların saatine de bakıldığında ana haber bültenlerinin başlamasına yakın bir saatte gerçekleştirilmiştir.

“YETKİLİLER AÇIKLAMADIKÇA PAYLAŞIMLARA İNANILMAMALI”

 Sosyal medya ağlarında paylaşılan içerikleri bir kanser virüsüne benzetebiliriz. Nasıl ki kanser insanın vücuduna yerleştiğinde hızlı bir şekilde yayılıyorsa, sosyal medyadaki platformlarda yayınlanan bir içerik de; Önce arkadaşlarımıza, sonra onların arkadaşlarına şeklinde insanlara ulaşmaktadır. Gerçek ya da yanlış olması önemli değil dikkat çekici olması yeterli oluyor ve böylelikle daha hızlı yayılıyor. Her içeriğe asla ve asla inanılması gerekiyor. Sadece birinci ağızdan, yetkili kişilerin Twitter hesaplarından almış oldukları bilgilere itibar göstermeleri ve inanmaları gerekmektedir.

“TAKİPÇİ SAYISI İNANDICI BİR SEBEP OLMAMALI”

Özellikle karanlık güçler dediğimiz kuvvetler ki, Türkiye şuanda bir mücadele halindedir. Tek bir ülkeye, tek bir örgüte karşı değil tüm dünyaya karşı bir mücadele veriyor. Bunu yaparken de halkımızın özellikle birlik ve bütünlüğümüzü koruması gerekiyor.  Açılan sahte hesaplardan, sahte bir şekilde yükselen takipçi sayılarına inanmamaları gerekmektedir. Paylaşım sayısı ne olursa olsun paylaşımın gerçek olduğunu yansıtmaz. Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası oldu. Yemek yerken, gezerken, toplantı yaparken, bir aktivite gerçekleştirirken her anımızda sosyal medyayı kullanıyoruz. Bunu kullanırken de özellikle paylaşımlarımızın hangi kesimlere gittiğini öngörmemiz gerekiyor.

“TWİTTER’IN TÜRKİYE GÜNDEMİ ÇOLUK ÇOCUĞUN ELİNDE”

Twitter’ın Türkiye gündemi ne yazık ki çoluk çocuğun elinde. Çeşitli sahte yazımlar ile anlık bin 500 – 2 bin tweet ile açılan gündem başlıklarına kimse inanmamalı. Bu paylaşımları da yine karanlık örgütler tarafından gerçekleştirildiği bilinmelidir. Halkı çağrı da bulunan hashtag’lere insanlar inanmamalı ve bu hasthag’ler ile tweetler atılmamalı.

“SOSYAL MEDYA KULLANIMI İLE İLGİLİ KAMU SPOTLARI HAZIRLANMALI”

Devletin çeşitli toplumsal mesajlar içeren içerikleri televizyon, radyo gibi geleneksel medyada yayınlanması gerekiyor. Halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Nasıl ki ‘sigara sağlığa zararlıdır’ içeriğini geleneksel medya organları sosyal medyayı bilinçli kullanma teknikleri gibi bir madde getirilmeli.  Sosyal medya kullanımı ile ilgili kamu spotları hazırlanmalı. Vatandaşları sosyal medya eğitimi konusunda eğitici seminerler ve kurslar da olmalı. Bu konuda önce ailelerin bilinçlenmesi gerekiyor ki çocuklarını bilinçlendirebilsin.

“HALK PANİĞE KAPILSIN, EVLERİNDEN ÇIKMASIN İSTİYORLAR”

Dış güçler dediğimiz karanlık güçler, halkımızı bu tür manipülasyon ve dezenformasyon amaçlı korkutup, paniğe kapılmasını sağlamak ve evlerinden çıkmasını engellemeyi amaçlıyor. Bu tür haberler tüm dünya basınında yer alıyor. Bunun sebebi de ‘Türkiye güvenli bir ülke’ değil mesajını verebilmek. Biz bu ülkenin vatandaşları olarak çok iyi biliyoruz ki Türkiye turizm konusunda muazzam bir ülke. Bu güzellikleri yansıtmak varken terör saldırıları göstererek Türkiye’yi tanıtmaya çalışıyorlar.

“DEVLETİN FACEBOOK, TWİTTER YÖNETİCİLERİYLE GÖRÜŞMESİ GEREKİYOR”

Sosyal medyada olayla ilgili paylaşımların engellenmesi gerekiyor.  Böyle bir olay olduğunda hatta öncesinde Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya platformlarının yetkilileriyle devlet büyüklerimizin görüşüp sansür uygulamaları gerektiğini ifade etmesi gerekiyor.  Olay gerçekleştikten sonra değil de daha öncesinde tüm basın birimine bilgi verip bunların önceden duyulmaması sağlaması gerekiyor ki bu tür olaylar tekrarlanmasın.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.