"Terör durmuyorsa profesyonel mücadele şart"
Çözüm Süreci’nin sona ermesinin ardından terör saldırıları da hızlandı ve hemen her gün şehit haberleri geliyor. Hain saldırıların son halkası da dün Dağlıca’da düzenlenen terör saldırısı…
PKK’nin Çözüm Süreci devam ederken de düzenlediği saldırılar, sürecin sona ermesinin ardından yurt geneline yayıldı. Türkiye’nin doğu bölgelerinde gerçekleştirilen saldırılarda çok sayıda asker şehit oldu. Saldırılar doğu bölgeleriyle sınırlı kalmayarak metropol kentlere de sıçradı.
Peki, tırmanan terör saldırıları nasıl sona erdirilecek? Çözüm yeniden müzakere sürecini canlandırmaktan mı geçiyor yoksa PKK ile yapılan mücadele sonuna kadar devam mı edilmeli?
“EĞER TERÖR DURMUYORSA…”
‘Müzakere mi mücadele mi?’ sorusunu AjansHaber’e değerlendiren Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu’na göre terörün durdurulamadığı şartlarda profesyonel mücadele şart. “Dünyanın neresinde olursanız olun terör durmuyorsa her türlü silahlı saldırılarını sürdürüyorsa siz de bu durumla profesyonelce mücadeleyi sürdürmek zorundasınız. Burada profesyonelce mücadele özellikle karşınızdaki gücün kullandığı teknik, taktik ve stratejik durum her neyse bunları boşa çıkararak bu mücadele mümkün olabilir” açıklamasıyla mücadele yöntemine de değinen Hacısalihoğlu yaşanan bütün bu terör olaylarında asıl sorgulanması gerekenin HDP olduğu vurgusunu da yaptı.
İşte Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu’nun AjansHaber’e yaptığı kritik değerlendirme:
“KANDİL VESAYETTEN VAZGEÇMİYOR”
Terörü başlatan, tırmandıran ve sonlandırmayan aktör terör örgütüdür. Bugüne kadar sürdürülen Çözüm Süreci’nde bile silahları bırakmadığı gibi zaman zaman baraj yapımlarını dahi bahane ederek eylemler yaptığını gördük. Bölgedeki gelişmeleri, kamu düzenini ele geçirerek bunu zedeleyecek bir adım atıldığında eylemler yaptığını biliyoruz. Bütün bunlar ortaya koyuyor ki Kandil hiçbir şekilde ne vesayetinden vazgeçiyor ne içinden geçen uluslararası networkün çıkar hevesleri ve hamlelerinden uzaklaşabiliyor ne de HDP çizgisinin bir siyasi hareket olarak varlığını sürdürmesine izin veriyor.
“AÇIK ŞEKİLDE ULUSLARARASI ÇIKAR NETWORKÜ YÖNLENDİRİYOR!”
Bütün bunlar olmadığı sürece adına Çözüm Süreci denilen sürecin aslında çözüm süreci olmayacağı da çok açık. Bunu tek taraflı ortadan kaldıran, bugüne kadar alınan mesafeyi hiçe sayan bunu ortadan kaldıran terör örgütünün öyle görünüyor ki bu ülkenin geniş milli mutabakatla bir çakıl taşının yeri değişmeden kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi yok saymadan, benzerliklerimizi farklılıklarımızın çok çok üstünde olduğu gerçeğini unutmadan geleceğimize beraber sahip çıkma irademizi ortadan kaldırıyor. Bu açık bir şekilde uluslararası çıkar networkünün yönlendirdiği bir durum ve burada kararlı bir Türkiye duruşunun olması istenmiyor. Bu hakikaten büyük bir oyun ve uluslararası bir güç mücadelesinin çok açık bir yansıması. Bu durum bu gerçekten ayrı tutularak değerlendirilemez.
“TERÖR DEVLET DESTEĞİ ALMADAN YAŞAYAMAZ”
Hiçbir terör örgütü devlet desteği almadan yaşayamaz. Bunun net bir şekilde altı çizilmelidir. İnsanın paranın ve silahın sınırlarını aşan hareketliliğini denetlemeyen devlet düşünülemez. Çok açık bir şekilde silahlı terör örgütlerinin devlet desteği almadan varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir. Bu bilgi göz önüne alınınca her terör saldırısının stratejik ve politik bir mesaj taşıdığı görülmektedir.
“PKK SEÇİM KAYGISI TAŞIYOR”
Dün yaşanan Dağlıca saldırında görülüyor ki PKK özellikle 1 Kasım seçimleriyle ilgili bir kaygıyı taşıyor. Bu kaygıda da tek başına bir iktidar ortaya çıkabilme ihtimalinin getirdiği bir durumdur. HDP’nin bir parça oy kaybetme ihtimalini de değerlendiriyor. Bütün bu gelişmeler bir seçim ertelemesi için de altyapı oluşturuyor. Böyle bir arzu olabileceğini de değerlendiriyorum. Eğer olmazsa bile seçim güvenliğinin ve seçimlere şaibe karıştırmanın ve ilerde çıkacak sonuçları sürekli sorgulatmayı bir meşruiyet tartışmasına da yol açacak bir ortam üretilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Bunlardan daha da önemlisi hatta en önemlisi de halkın iradesine ipotek koyma, korku, şiddet ve tehditle seçimlerde gerçek halk iradesinin sandığa yansıtmama konusunda bir çabanın olduğunu da söyleyebilirim.
“HALK DESTEĞİ AZALINCA ŞİDDETİ ARTIRDI”
Bugüne kadar izlenen strateji şuydu; kentlerde özellikle belirli ilçe merkezlerini esas alarak burada bir kantonlaşma ve özerk yapılar oluşturup ve bunu da halk desteğine dönüştürdüğünü ifade ederek halk mücadelesi veriyoruz imajı oluşturdular. Hendekler kazarak, çocukları gençleri bu işe kalifiye ederek bu yönde strateji izledikleri görüldü. Bütün bunlara rağmen yine de bütünüyle bütün bölge halkının desteğini aldığını söyleyemeyiz. Destek üst boyutlarda olmayınca da şiddeti artırma eğilimine girildiği söylenebilir.
“TERÖR DURMUYORSA PROFESYONEL MÜCADELE ŞART!”
Dünyanın neresinde olursanız olun terör durmuyorsa her türlü silahlı saldırılarını sürdürüyorsa siz de bu durumla profesyonelce mücadeleyi sürdürmek zorundasınız. Burada profesyonelce mücadele özellikle karşınızdaki gücün kullandığı teknik, taktik ve stratejik durum her neyse bunları boşa çıkararak bu mücadele mümkün olabilir. Bu yolunda kararlı bir şekilde izleneceğini düşünüyorum.
“YAŞANAN OLAYLARDA ASIL HDP’NİN SORGULANMASI GEREKİYOR”
Yaşanan bu olaylarda asıl HDP’nin sorgulanması gerekiyor. Ben seçimlere girdim, legal bir partiyim, büyük bir çabayla 80 milletvekili elde ettim, artık PKK’nın benim üzerimdeki tasallutunu kabul etmiyorum dolayısıyla silahların gölgesinde siyaset yapılamaz demesi gerekiyor. HDP Kandil’le bağını net olarak koparması gerekiyor. Bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyasetin temsilcisi olarak varlığını sürdürmesi gerekiyor. Bütün bunları demeyeceği de ortada. Bunu demediği gibi partinin yönetim Twitter’larından atılan mesajlar âdete bir düşmanlaştırmayı savaşı körükleyen daha fazla şiddete zemin hazırlayacak bir zeminin hazırlandığını görüyoruz. Bu da meseleyi daha fazla çıkmaza sokuyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Peki, tırmanan terör saldırıları nasıl sona erdirilecek? Çözüm yeniden müzakere sürecini canlandırmaktan mı geçiyor yoksa PKK ile yapılan mücadele sonuna kadar devam mı edilmeli?
“EĞER TERÖR DURMUYORSA…”
‘Müzakere mi mücadele mi?’ sorusunu AjansHaber’e değerlendiren Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu’na göre terörün durdurulamadığı şartlarda profesyonel mücadele şart. “Dünyanın neresinde olursanız olun terör durmuyorsa her türlü silahlı saldırılarını sürdürüyorsa siz de bu durumla profesyonelce mücadeleyi sürdürmek zorundasınız. Burada profesyonelce mücadele özellikle karşınızdaki gücün kullandığı teknik, taktik ve stratejik durum her neyse bunları boşa çıkararak bu mücadele mümkün olabilir” açıklamasıyla mücadele yöntemine de değinen Hacısalihoğlu yaşanan bütün bu terör olaylarında asıl sorgulanması gerekenin HDP olduğu vurgusunu da yaptı.
İşte Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu’nun AjansHaber’e yaptığı kritik değerlendirme:
“KANDİL VESAYETTEN VAZGEÇMİYOR”
Terörü başlatan, tırmandıran ve sonlandırmayan aktör terör örgütüdür. Bugüne kadar sürdürülen Çözüm Süreci’nde bile silahları bırakmadığı gibi zaman zaman baraj yapımlarını dahi bahane ederek eylemler yaptığını gördük. Bölgedeki gelişmeleri, kamu düzenini ele geçirerek bunu zedeleyecek bir adım atıldığında eylemler yaptığını biliyoruz. Bütün bunlar ortaya koyuyor ki Kandil hiçbir şekilde ne vesayetinden vazgeçiyor ne içinden geçen uluslararası networkün çıkar hevesleri ve hamlelerinden uzaklaşabiliyor ne de HDP çizgisinin bir siyasi hareket olarak varlığını sürdürmesine izin veriyor.
“AÇIK ŞEKİLDE ULUSLARARASI ÇIKAR NETWORKÜ YÖNLENDİRİYOR!”
Bütün bunlar olmadığı sürece adına Çözüm Süreci denilen sürecin aslında çözüm süreci olmayacağı da çok açık. Bunu tek taraflı ortadan kaldıran, bugüne kadar alınan mesafeyi hiçe sayan bunu ortadan kaldıran terör örgütünün öyle görünüyor ki bu ülkenin geniş milli mutabakatla bir çakıl taşının yeri değişmeden kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi yok saymadan, benzerliklerimizi farklılıklarımızın çok çok üstünde olduğu gerçeğini unutmadan geleceğimize beraber sahip çıkma irademizi ortadan kaldırıyor. Bu açık bir şekilde uluslararası çıkar networkünün yönlendirdiği bir durum ve burada kararlı bir Türkiye duruşunun olması istenmiyor. Bu hakikaten büyük bir oyun ve uluslararası bir güç mücadelesinin çok açık bir yansıması. Bu durum bu gerçekten ayrı tutularak değerlendirilemez.
“TERÖR DEVLET DESTEĞİ ALMADAN YAŞAYAMAZ”
Hiçbir terör örgütü devlet desteği almadan yaşayamaz. Bunun net bir şekilde altı çizilmelidir. İnsanın paranın ve silahın sınırlarını aşan hareketliliğini denetlemeyen devlet düşünülemez. Çok açık bir şekilde silahlı terör örgütlerinin devlet desteği almadan varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir. Bu bilgi göz önüne alınınca her terör saldırısının stratejik ve politik bir mesaj taşıdığı görülmektedir.
“PKK SEÇİM KAYGISI TAŞIYOR”
Dün yaşanan Dağlıca saldırında görülüyor ki PKK özellikle 1 Kasım seçimleriyle ilgili bir kaygıyı taşıyor. Bu kaygıda da tek başına bir iktidar ortaya çıkabilme ihtimalinin getirdiği bir durumdur. HDP’nin bir parça oy kaybetme ihtimalini de değerlendiriyor. Bütün bu gelişmeler bir seçim ertelemesi için de altyapı oluşturuyor. Böyle bir arzu olabileceğini de değerlendiriyorum. Eğer olmazsa bile seçim güvenliğinin ve seçimlere şaibe karıştırmanın ve ilerde çıkacak sonuçları sürekli sorgulatmayı bir meşruiyet tartışmasına da yol açacak bir ortam üretilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Bunlardan daha da önemlisi hatta en önemlisi de halkın iradesine ipotek koyma, korku, şiddet ve tehditle seçimlerde gerçek halk iradesinin sandığa yansıtmama konusunda bir çabanın olduğunu da söyleyebilirim.
“HALK DESTEĞİ AZALINCA ŞİDDETİ ARTIRDI”
Bugüne kadar izlenen strateji şuydu; kentlerde özellikle belirli ilçe merkezlerini esas alarak burada bir kantonlaşma ve özerk yapılar oluşturup ve bunu da halk desteğine dönüştürdüğünü ifade ederek halk mücadelesi veriyoruz imajı oluşturdular. Hendekler kazarak, çocukları gençleri bu işe kalifiye ederek bu yönde strateji izledikleri görüldü. Bütün bunlara rağmen yine de bütünüyle bütün bölge halkının desteğini aldığını söyleyemeyiz. Destek üst boyutlarda olmayınca da şiddeti artırma eğilimine girildiği söylenebilir.
“TERÖR DURMUYORSA PROFESYONEL MÜCADELE ŞART!”
Dünyanın neresinde olursanız olun terör durmuyorsa her türlü silahlı saldırılarını sürdürüyorsa siz de bu durumla profesyonelce mücadeleyi sürdürmek zorundasınız. Burada profesyonelce mücadele özellikle karşınızdaki gücün kullandığı teknik, taktik ve stratejik durum her neyse bunları boşa çıkararak bu mücadele mümkün olabilir. Bu yolunda kararlı bir şekilde izleneceğini düşünüyorum.
“YAŞANAN OLAYLARDA ASIL HDP’NİN SORGULANMASI GEREKİYOR”
Yaşanan bu olaylarda asıl HDP’nin sorgulanması gerekiyor. Ben seçimlere girdim, legal bir partiyim, büyük bir çabayla 80 milletvekili elde ettim, artık PKK’nın benim üzerimdeki tasallutunu kabul etmiyorum dolayısıyla silahların gölgesinde siyaset yapılamaz demesi gerekiyor. HDP Kandil’le bağını net olarak koparması gerekiyor. Bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyasetin temsilcisi olarak varlığını sürdürmesi gerekiyor. Bütün bunları demeyeceği de ortada. Bunu demediği gibi partinin yönetim Twitter’larından atılan mesajlar âdete bir düşmanlaştırmayı savaşı körükleyen daha fazla şiddete zemin hazırlayacak bir zeminin hazırlandığını görüyoruz. Bu da meseleyi daha fazla çıkmaza sokuyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar