'Seçim beyannamelerinin formatı değişti'
Bahçeli dün gerçekleşen toplantıda MHP’nin seçim beyannamesini açıkladı. Böylelikle partilerin 7 Haziran seçim kampanyaları netlik kazandı.
7 Haziran seçimlerine 1 ay kala partilerin seçim beyannameleri topluma sunuldu. Peki, 7 Haziran öncesi partilerin seçim kampanyaları nasıl okunmalı? GENAR Başkanı İhsan Aktaş, AK Parti’yle birlikte seçim beyannamelerinin formatının değiştiğine dikkat çekerek, “Seçim beyannamelerine baktığımızda format olarak değiştiğini göreceğiz. Daha önceki yıllarda çok entelektüel bir faaliyet alanı olarak kullanılıyordu. Hatta partilerin vekillerinin okuması bile muammaydı. AK Parti yıllar içerisinde seçim beyannamelerindeki entelektüel algının önüne geçti. Artık beyannameler ideolojiye değil, topluma yönelmiş durumda” dedi.
GENAR Başkanı İhsan Aktaş, partilerin seçim beyannamelerini AjansHaber’e değerlendirdi:
“BEYANNAMELERİN FORMATI DEĞİŞTİ”
Seçim beyannamelerine baktığımızda format olarak değiştiğini göreceğiz. Daha önceki yıllarda çok entelektüel bir faaliyet alanı olarak kullanılıyordu. Hatta partilerin vekillerinin okuması bile muammaydı. AK Parti yıllar içerisinde seçim beyannamelerindeki entelektüel algının önüne geçti. Farklı bir algı oluşturdu. 7 Haziran seçimlerinde ise muhalefet partileri de iktidar partisinin izlediği yolu izleyerek seçim beyannamesine ilişkin AK Parti tarafından oluşturulan yeni formata ayak uydurdu.
“BEYANNAMELER İDEOLOJİK ÇERÇEVEDEN UZAKLAŞIYOR”
Partiler seçim beyannamelerini toplum ışığında geliştirerek oluşturdu. Önceki seçimlerde seçim beyannameleri ideolojik çerçevede ele alınırdı. Örneğin, bir muhalefet partisi tarafından ‘iktidar olan düşünceyi devletin zirvesinden koparacağız’ şeklinde bir refleks gelişirdi. Sistemsel bir eleştiri çerçevesinde beyannameler gelişiyordu. Günümüze baktığımızda ise, bütün partileri kucaklayan bir anlayış topluma nüfus etmiş durumda. Çünkü dışlayıcı bir sistem ve ideolojik bir hareket üzerinden beyannameler tanımlanmıyor. Toplumun kanayan yarası neresi ise o bölgeye yönelik bir iyileştirme politikası kapsamında beyannameler oluşturuluyor.
“SEÇİMLERDEKİ GİDİŞAT DOĞRUDUR”
7 Haziran seçimleri ile temel partiler temel problemlere yönelmiş durumdalar. Seçimlerdeki gidişat doğrudur. Türkiye’nin önceki siyasi partilerinden şimdiye kadar var olan demokrasi anlayışını 7 Haziran seçimleri amacıyla yayınlanan beyannameler üzerinden yorumlayabilseydik Türkiye toplumu için daha sağlıklı bir toplum oluşabilirdi. Siyasi erklerin faaliyetlerine baktığımızda daha toplum merkezli bir anlayış var. Bu da Türkiye’nin giderek normalleştiğini gösteriyor.
“KILIÇDAROĞLU’NUN EMEKLİLERE YÖNELİK KAMPANYASI…”
Hükümet kanadının emeklilere yönelik algısı çok eleştiriliyor. Kılıçdaroğlu’nun 11 milyon emekliye yönelik muhalefet dili emeklilerin işine yarayacak gibi duruyor. Çünkü Türkiye’de siyaset artık toplumun etkisi ile şekilleniyor. Çözüm süreci de bunun en güzel örneklerinden birisidir. Partiler istediği için Kürt sorunu çözümlenmiyor. Bunun toplumun büyük bir kısmı istiyor diye müzakereler sürüyor.
“MHP VE HDP, AK PARTİ’YE AVANTAJ SAĞLIYOR”
MHP’nin seçim beyannamesine baktığımızda ağırlıklı olarak çözüm sürecinin reddi söz konusu. AK Parti çözüm sürecinden yana. Seçim beyannamelerinin en şaşırtan tarafı, AK Parti çözüm sürecine ilişkin projeleriyle HDP’yi kutsuyor. Aynı oranda MHP ve CHP’yi de kutsuyor. HDP Kürt milliyetçiliği ile partisinin varlığını ortaya koyarken MHP’de Türk milliyetçiliği ile varoluşunu ortaya koyuyor. Toplumun bakış açısı partiler kıyaslamasında hangisinin sağlıklı olmasından geçiyor. Ancak MHP ve HDP’nin iki uzak ideoloji üzerinden yürümesi AK Parti’ye avantaj sağlıyor.
“CHP İDEOLOJİK REJİMİN KATI TARAFINI TERK EDİYOR”
CHP ideolojik rejimin katı tarafını terk ediyor. Bunun ilk sinyalini de Kılıçdaroğlu verdi. Çözüm sürecine ilişkin ılımlı söylemi ile Türkiye toplumuna bir adım yaklaştı. Çünkü CHP Kürt sorununa yönelik mesafeli yaklaşımını koruyordu. Ancak CHP’nin çözüm süreci hamlesi demokratik olarak Türkiye toplumunda gerçek bir karşılık bulacak. Çözüm süreci ayrıca hükümeti ve HDP’yi aşan bir mesele. O nedenle CHP bu sistemin dışında kalmamak için böyle bir davranış sergiledi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
GENAR Başkanı İhsan Aktaş, partilerin seçim beyannamelerini AjansHaber’e değerlendirdi:
“BEYANNAMELERİN FORMATI DEĞİŞTİ”
Seçim beyannamelerine baktığımızda format olarak değiştiğini göreceğiz. Daha önceki yıllarda çok entelektüel bir faaliyet alanı olarak kullanılıyordu. Hatta partilerin vekillerinin okuması bile muammaydı. AK Parti yıllar içerisinde seçim beyannamelerindeki entelektüel algının önüne geçti. Farklı bir algı oluşturdu. 7 Haziran seçimlerinde ise muhalefet partileri de iktidar partisinin izlediği yolu izleyerek seçim beyannamesine ilişkin AK Parti tarafından oluşturulan yeni formata ayak uydurdu.
“BEYANNAMELER İDEOLOJİK ÇERÇEVEDEN UZAKLAŞIYOR”
Partiler seçim beyannamelerini toplum ışığında geliştirerek oluşturdu. Önceki seçimlerde seçim beyannameleri ideolojik çerçevede ele alınırdı. Örneğin, bir muhalefet partisi tarafından ‘iktidar olan düşünceyi devletin zirvesinden koparacağız’ şeklinde bir refleks gelişirdi. Sistemsel bir eleştiri çerçevesinde beyannameler gelişiyordu. Günümüze baktığımızda ise, bütün partileri kucaklayan bir anlayış topluma nüfus etmiş durumda. Çünkü dışlayıcı bir sistem ve ideolojik bir hareket üzerinden beyannameler tanımlanmıyor. Toplumun kanayan yarası neresi ise o bölgeye yönelik bir iyileştirme politikası kapsamında beyannameler oluşturuluyor.
“SEÇİMLERDEKİ GİDİŞAT DOĞRUDUR”
7 Haziran seçimleri ile temel partiler temel problemlere yönelmiş durumdalar. Seçimlerdeki gidişat doğrudur. Türkiye’nin önceki siyasi partilerinden şimdiye kadar var olan demokrasi anlayışını 7 Haziran seçimleri amacıyla yayınlanan beyannameler üzerinden yorumlayabilseydik Türkiye toplumu için daha sağlıklı bir toplum oluşabilirdi. Siyasi erklerin faaliyetlerine baktığımızda daha toplum merkezli bir anlayış var. Bu da Türkiye’nin giderek normalleştiğini gösteriyor.
“KILIÇDAROĞLU’NUN EMEKLİLERE YÖNELİK KAMPANYASI…”
Hükümet kanadının emeklilere yönelik algısı çok eleştiriliyor. Kılıçdaroğlu’nun 11 milyon emekliye yönelik muhalefet dili emeklilerin işine yarayacak gibi duruyor. Çünkü Türkiye’de siyaset artık toplumun etkisi ile şekilleniyor. Çözüm süreci de bunun en güzel örneklerinden birisidir. Partiler istediği için Kürt sorunu çözümlenmiyor. Bunun toplumun büyük bir kısmı istiyor diye müzakereler sürüyor.
“MHP VE HDP, AK PARTİ’YE AVANTAJ SAĞLIYOR”
MHP’nin seçim beyannamesine baktığımızda ağırlıklı olarak çözüm sürecinin reddi söz konusu. AK Parti çözüm sürecinden yana. Seçim beyannamelerinin en şaşırtan tarafı, AK Parti çözüm sürecine ilişkin projeleriyle HDP’yi kutsuyor. Aynı oranda MHP ve CHP’yi de kutsuyor. HDP Kürt milliyetçiliği ile partisinin varlığını ortaya koyarken MHP’de Türk milliyetçiliği ile varoluşunu ortaya koyuyor. Toplumun bakış açısı partiler kıyaslamasında hangisinin sağlıklı olmasından geçiyor. Ancak MHP ve HDP’nin iki uzak ideoloji üzerinden yürümesi AK Parti’ye avantaj sağlıyor.
“CHP İDEOLOJİK REJİMİN KATI TARAFINI TERK EDİYOR”
CHP ideolojik rejimin katı tarafını terk ediyor. Bunun ilk sinyalini de Kılıçdaroğlu verdi. Çözüm sürecine ilişkin ılımlı söylemi ile Türkiye toplumuna bir adım yaklaştı. Çünkü CHP Kürt sorununa yönelik mesafeli yaklaşımını koruyordu. Ancak CHP’nin çözüm süreci hamlesi demokratik olarak Türkiye toplumunda gerçek bir karşılık bulacak. Çözüm süreci ayrıca hükümeti ve HDP’yi aşan bir mesele. O nedenle CHP bu sistemin dışında kalmamak için böyle bir davranış sergiledi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar