"Putin'in Ermenistan'daki PKK hamlesine şaşırmamak lazım"
Azerbaycan-Ermenistan cephe hattındaki çatışmaların ardından Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın yaptığı açıklamalar çok konuşuldu.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında “Azerbaycan , modern silahlarının olduğunu son üç günde gösterdi fakat netice modern silahlarla alınmıyor” dedi. Sarkisyan’ın bu açıklaması Ermenistan’ın askeri gücünün yeterli olmasa da kendisini Azerbaycan’dan daha güçlü kılacak bir limana sığındığı ve bu güçle gövde gösterisi yaptığı yorumlarının yapılmasına neden oldu. Ermenistan’ın bu anlamda sığınağının Rusya olduğu konusunda da hemen herkes hemfikir durumda.
Sarkisyan bu cümlelerle dünyaya sırtını bir yerlere dayadığı mesajını verirken İran’dan da madalyonun diğer yüzüne dair bir iddia geldi. İran'ın eski Bakü Büyükelçisi Afşar Süleymani, Rusya'nın Suriyeli Ermenileri ve terör örgütü PKK üyelerini Türkiye'ye karşı kullanmak için Dağlık Karabağ bölgesine yerleştirdiğini ileri sürdü. Bu iddia da Sarkisyan’ın açıklamalarında dayanağının Rusya olduğunu ve Rusya’nın da hem Azerbaycan’a hem de Türkiye’ye karşı cephe almakta geç kalmadığı sonucu ortaya çıktı.
Yaşanan bu iki gelişmeyi AjansHaber’e değerlendiren Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Ermenistan’ın en büyük dayanağının Rusya olduğunu onaylarken Batı’da oluşan Ermeni lobisinin de bu ülkeye desteğinin ara ara hissedildiğini belirtti.
İranlı Eski Bakü Büyükelçisinin PKK iddiasını da “Putin’in Ermenistan’daki PKK hamlesine şaşırmamak lazım çünkü Ermenilerin terör örgütü Asala bittiği an PKK ortaya çıktı. Ermenistan ve PKK arasında organik bir bağ söz konusu dolayısıyla bu iddianın gerçek olması da kimseyi şaşırtmamalı” şeklinde yorumlayan Hacısalihoğlu’nun AjansHaber’e yaptığı çarpıcı açıklama şu şekilde:
İranlı Eski Bakü Büyükelçisinin PKK iddiasını da “Putin’in Ermenistan’daki PKK hamlesine şaşırmamak lazım çünkü Ermenilerin terör örgütü Asala bittiği an PKK ortaya çıktı. Ermenistan ve PKK arasında organik bir bağ söz konusu dolayısıyla bu iddianın gerçek olması da kimseyi şaşırtmamalı” şeklinde yorumlayan Hacısalihoğlu’nun AjansHaber’e yaptığı çarpıcı açıklama şu şekilde:
ERMENİSTAN RUSYA’YA MUHTAÇ!
“Ermenistan kime güvenip bu tür açıklamalar yapıyor?” sorusunun akıllara gelen ilk cevabı kuşkusuz Rusya olacaktır. Rusya meseleye jeopolitik açıdan, stratejik açından değerlendiriyor. Rusya, Özellikle Orta Asya’daki etkinliğini ve ağırlığını sürdürebilmek adına Ermenistan gibi aslında montajlanmış, tampon işlevi gören devletlerden yararlanır. Diğer taraftan da bir dini motif olarak da bu desteğini sürdürüyor. Azerbaycan’ın hem geldiği nokta hem de önemli ölçüde özellikle enerji jeopolitiğinde ağırlığının eski ile kıyaslanmayacak seviyede yükselmesi, jeopolitik oyuncu olarak varlığı, Türkiye olan ilişkileri, Türkiye’nin yakaladığı ivme, özellikle milli savunma sanayii noktasında yerli üretimlerin artması ve bu konuda Azerbaycan’la başından beri iki devlet tek millet anlayışı ile hareket edilmesi… İşte bütün bu saydıklarımız hesap edildiğinde Ermenistan’ın elbette böyle bir dala tutunma ihtiyacı doğmuştur. Buda bir doğal refleks olarak yansıyor.
“ERMENİSTAN TEK BAŞINA VARLIK SÜRDÜREBİLECEK BİR DEVLET DEĞİL!”
Ermenistan tek başına varlık sürdürebilecek bir devlet değil, bağımsız yaşayabilecek bir düzeni olmayan zayıf bir devlet ama bulunduğu yerin jeopolitik konumunu bir anlamda Rusya’nın denetimine vererek varlığını sürdürdüğünü görüyoruz.
“BATI, ERMENİ LOBİSİ AYAĞI İLE DESTEK VERDİ!”
Öte taraftan Batı dünyasında da bir Ermeni lobisi ayağıyla da oradan da zaman zaman aldığı destekle bugüne kadar varlığını sürdürdü ve 90’lı yıllardan bugüne tamamen uluslararası hukuk açısından haksız olduğu, uluslararası hukuku hiçe saydığı bir işgali sürdürüyor. Uluslararası hukuk açısından Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Dolayısı ile bu konuya dair istenilen bir ateşkes zamanında yapılmıştır ama mesele çözülmemiştir. Sonuçta yerinden yurdundan olmuş bir milyona yakın insandan söz ediyoruz. Bu insanlar mülteci konumuna düşmüştürler. Aynı zamanda bu sorun bir soykırım da üretmiştir. Lügatlarda soykırım nedir diye bir tarif ararsanız herhalde karşınıza çıkan açıklama Hocalı Katliamı olacaktır. Bu bilinçli bir şekilde yapılmış büyük bir harekâttı. Bir kara leke olarak da insanlık tarihine işlendi. Hocalı Katliamı bugüne kadar iyileşmemiş bir yara olarak duruyordu. Bugünlerde de havanın gerginleşmesiyle de tekrar hafızalara gelecektir.
“PUTİN’İN ERMENİSTAN’DAKİ PKK HAMLESİNE ŞAŞIRMAMAK LAZIM ASALA BİTTİ PKK BAŞLADI”
PKK denilen terör örgütünün bir Ermenistan ayağının olduğu çok açık bir durumdur. Zaman zaman PKK’lı teröristlerin arasında Ermeni kimlikli şahısların olduğunu defalarca gördük. Çok uzun zamandır bu bilinen bir gerçek. Asala terör örgütü ki, Ermeniler tarafından oluşturulmuş bir terör örgütüdür, Türk diplomatlara ve diplomatik merkezlere yaptığı terör saldırılarıyla ve şehit ettiği diplomatlarımızla bilinir. Bu örgüt, kendini sonlandırdığı an PKK ortaya çıkmıştır dolayısıyla aradaki bu bağ da son derece önemlidir. Bunlar sonuç olarak terör örgütleri…
“BİZ TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE DEĞİL DEVLETLERLE SAVAŞIYORUZ”
Terör örgütleri 3 şeyle yaşarlar: silah para ve insan… Bu üç şeyin hareketliliğini denetleyen, imkân veren ve kısıtlayan şey ise devletlerin iradeleridir. Buradan da anlaşılıyor ki biz bu örgütlerle değil arkalarındaki devletlerle savaşıyoruz. Terör örgütleri bu devletlerin maşalarıdır. Bu açıdan Rusya’da bu oyunu oynayacak, başka başka ülkeler de bu yola başvuracaktır. Rusya Ermenistan ve PKK arasında da organik bir ilişki var bu organik ilişkinin bugün itibarı ile çeşitli yansımaları olabilir. İran kaynaklı bu haber de bu yansımalardan yalnızca bir örnektir.
RUSYA VE İRAN HAREKETE GEÇTİ
AZERBAYCAN KARARLI: YA KARABAĞ YA ÖLÜM
PKK'DAN ERMENİSTAN'A TERÖRİST DESTEĞİ
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar