Putin ile yeni Rusya politikası

Rusya’nın Suriye’de askeri operasyonlara fiilen katılması Batı’nın tepkisini çekiyor. Rusya’nın, Batı’nın gitmesi yönünde açıklamalar yaptığı Esad’ın yanında yer alarak, Suriye ordusu ile mutabık kalınan hedefleri savaş uçakları ile vurması ve buralarda sadece IŞİD değil, ılımlı olarak nitelenen muhalefetin bulunması Batı’nın endişe ile baktığı nokta.

Peki, Rusya’nın son hamlesinin kökü nereye dayanıyor? Bu savaşın asıl nedeni ne?

Rusya’nın son operasyonlarını AjansHaber’e değerlendiren Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, Suriye’ye olan ilginin yeni konjonktürde konumlanma ile ilgili olduğunu belirterek çarpıcı analizlerde bulundu.

Prof. Nişancı şu değerlendirmelerde bulundu:

“RUSYA’NIN SURİYE İLGİSİ DÜNYADA YENİ KONJONKTÜRDE KONUMLANMASI İLE İLGİLİ”

Suriye’ye Rusya’nın asker göndermesi esasen yeni olan bir hadise değil. Rusya, Suriye’de kriz başladığından beri yakinen ilgili fakat bugün asker göndermesini resmi olarak ilan etmesinin başka bir anlamı var. Bu esasen Suriye’nin akıbeti ile ilgili değil, Rusya’nın dünyada yeni konjonktürde konumlanması ile ilgili bir durum. Bunu anlamamız gerekiyor.

“SURİYE ÜZERİNDEN BÖLGE DIŞI İLİŞKİLERİ YENİDEN KURMAYA ÇALIŞIYOR”

Bugüne kadar bölge ile ilgili bütün aktörler yakinen biliyorlardı ki, Rusya, Suriye’nin akıbetiyle ilgileniyor fakat bugünkü Suriye’nin durumuna Rusya’nın bakışı artık bölge dışındaki ilişkileri ile ilgili. Rusya, Suriye üzerinden bölge dışı ilişkileri yeniden kurmaya çalışıyor.

PUTİN İLE YENİ RUSYA POLİTİKASI

Suriye’de Rusya ne yapmaya çalışıyor? Rusya, SSCB’nin 1991’de yıkılışından sonra dünyada bir kutup olmaktan çıktı ve Batı hegemonyasını kabul eder hale gelerek bir geri çekilme politikasına başladı. Putin ile beraber ise Rusya artık dünyadaki bu (ABD-Batı dünyası) hegemonyayı  kabul eden noktadan ona karşı duran bir politikanın içerisine girdi. Bu dünya açısından yeni bir stratejiydi.

RUSYA’NIN GÖRDÜĞÜ…

Rusya şunu görmeye başlamıştı, Amerika Rusya’nın hakim olduğu dünyada hakimiyetini tahkim etmenin peşindeydi. Biz bunu Kafkaslarda gördük, Gürcistan’da gördük, Abhazya’da gördük ve Baltık Cumhuriyetlerinde gördük. Bu genişleme iki şekilde olmuştu. Bir tanesi NATO aracılığıyla, bir tanesi de Avrupa Birliği aracılığıyla. Baltık Cumhuriyetleri, Avrupa Birliği üzerinden gidiyordu. Kafkaslarda ise NATO’nun şemsiyesi altında Amerika genişlemesini sürdürüyordu.

“RUSYA DA GENİŞLEME STRATEJİLERİ GÜTMEYE BAŞLADI”

Gelinen son kertede Rusya buna sadece ‘Dur!’ demekle kalmadı, aynı zamanda o da genişleme stratejileri gütmeye başladı. Bu genişleme stratejisi güdülünce dünyada yeni bir stratejik iklim oluşmaya başladı. Artık işbirliğine dayalı bir ilişkiden rekabete dayalı bir ilişkiye ve rekabeti de kademeli olarak tırmandırarak bazı alanda kriz boyutuna varan noktalara doğru taşındı.

“RUSYA ARTIK SAVUNMA HATTINI UZAK BÖLGELERDE KURUYOR”

Şu anda Suriye’de olan hadiseye baktığımızda esasen Suriye’deki olay, Ukrayna’daki, Gürcistan’daki, Baltık Cumhuriyetleri’ndeki daha önceki olayların bir sonucu olarak gerçekleşti. Rusya, ‘ben artık sadece global bir güç değilim, ben süper güç olmak istiyorum’ dedi. Bunun için sınırlarını çok dışına uzanmaya başladı. Rusya artık savunma hattını yakın bölgelerinde değil (Kırım, Gürcistan, Ermenistan)  daha uzak bölgelerde, Ortadoğu’da kuruyor.

“AMERİKA, İRAN’I YANINA ÇEKEREK RUSYA’YI ENERJİDE SIKIŞTIRMAYA BAŞLADI”

Rusya sadece Amerika’ya karşı konumlanmıyor. Amerika Rusya’nın genişleyen politikalarını durdurabilmek için müttefiklerini de yanına almaya çalışıyor. İran’la yapılan nükleer anlaşma bu anlamda Rusya için çok büyük bir meydan okumaydı. Rusya buradaki mesajı çok iyi aldı, Amerika İran’ı yanına çekmeye çalışarak enerji politikaları ile Rusya’yı sıkıştırmaya başladı. Rusya’yı enerjide İran üzerinden ikame etmeye çalışıyor. Daha önce Suudi Arabistan üzerinden yapıp petrol fiyatlarını düşürerek Rusya’nın maddi kaynaklarını batırmaya çalışıyordu.

“RUSYA’NIN İKİ TANE BÜYÜK GÜCÜ VAR”

Rusya’nın iki tane büyük gücü var. Bunlardan bir tanesi silah gücü bir tanesi de petrol gücü. Petrol gücünü elinden aldığınızda Rusya güçsüz bir ülke haline gelir. Amerika bunu çok denedi ve yapıyor. Petrol varil fiyatlarının 50 dolara kadar düşmüş olması, bu global düzeydeki güç mücadeleleri üzerinden okumak mümkün, böyle okunması gerektiğini düşünüyorum.

“RUSYA, SURİYE’DE İRAN’A DA BİR DERS VERİLİYOR”

İran anlaşmasından sonra Rusya’nın bölgeye gidişini de şöyle değerlendirmek lazım; Aslında Rusya, İran’a da ders veriyor. Biz biliyoruz ki İran, Suriye’deki arabada direksiyonda oturuyor, Rusya ise arka koltukta oturuyordu. Şimdi ise Rusya ön koltuğa geçeceğini söyledi. Burada bir anlamda İran’a da bir ders veriliyor.

“IRAK’IN AMERİKA’YA BATAKLIK OLMASI GİBİ SURİYE DE RUSYA’YA BATAKLIK OLABİLİR”

Türkiye’nin olup bitenlere tepkisiz kalmasının bence bu son nokta ile ilgisi var. Türkiye biliyor ki, Rusya, Suriye’yi kontrol etmek üzere Suriye’ye gitmiyor. Çünkü Rusya’nın orada kara harekatı yapma imkanı yok. Kendi imkanı ile yapma ihtimali yok. Belki orada yerel unsurlarla anlaşma yapabilir ama Irak’ın Amerika’ya bir bataklık olması gibi Suriye’nin de Rusya’ya büyük bir bataklık olma ihtimali çok yüksektir.

“SURİYE VE ORTADOĞU ÜZERİNDEN YENİ GLOBAL PAYLAŞIMLAR YAPILIYOR”

Rusya’nın da kendi içinde yumuşak noktaları var. Ne ekonomisi çok düzgün ne de nüfus politikaları çok düzgün. Rusya, Suriye’de kağıttan aslana da dönebilir. Buna rağmen neden hareket ediyor. Çünkü artık Suriye ve Ortadoğu üzerinden global paylaşımlar yeniden yapılıyor. Onun için, masada daha güçlü hale gelmek için böyle bir operasyonu dünyaya ilan ederek yapıyor, örtük olarak yapmıyor. Rusya şu mesajı veriyor: Ben bundan sonra krizleri tırmandırabilirim. Beni kuşatma noktasındaki stratejilerinizi daha fazla derinleştirmeyin.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.