'Paralel Yapı MİT'te yok diyemem' açıklaması operasyon sinyali mi?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ‘Paralel Yapı MİT’in içinde yoktur diyemem’ açıklaması kamuoyunda yankı uyandırdı.
17 Aralık 2013 tarihinden bugüne başlayan ‘Paralel Yapı’ operasyonlarında özellikle emniyette yüzlerce kişi görevinden alınarak, kurumun bu yapıdan temizlendiği belirtildi. Emniyetin ardından ‘Paralel Yapı’ olarak adlandırılan yapının yargı içindeki üyelerine yönelik de çalışmalar yapılarak bu konuda ‘temizleme’ yapıldı.
Süreç içinde yakın zamanda özellikle medya ve diğer bazı kurumlara da benzer operasyonlar yapılarak, devletin içine sızdığı belirtilen yapıyla mücadele yoluna girildi.
Dün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın konu ile ilgili açıklamalarında ‘Paralel Yapı MİT’in içinde yoktur diyemem’ açıklaması da yankı uyandırdı. Henüz bu anlamda operasyonların kamuoyuna yansımadığı bir kurum olan MİT’in de bu yapı ile anılması, tıpkı TSK’da da olduğu gibi ‘operasyon olacak mı?’ sorularını akıllara getirdi.
Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, bakan Bozdağ’ın Paralel Yapı-MİT açıklamasını AjansHaber’e değerlendirdi.
“EN ÖNEMLİ STRATEJİSİ MİT’E KARŞI İSTİHBARAT OLUŞTURMAKTI”
‘Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumlarına sızmış vaziyetteler’ diyen Orakoğlu, “Emniyetin neredeyse tamamını ele geçirmiş durumdalar. Emniyette amirin belirli bir dönemİ var 3-4 yıl sürüyor, aşağıları neredeyse tamamen paralelci olmuş. O derece ele geçirme var. Paralel yapının en önemli stratejilerinden bir tanesi MİT’e karşı bir istihbarat oluşturmaktı. Daha sonra tabii bunu emniyet içine sızarak oluşturmaya çalıştılar. Ancak uzun süreden beri devletin bütün kurumlarına sızdılar. Bu artık bir gerçek olarak karşımızdaduruyor” dedi.
“MİT’E SIZDIKLARI GİBİ ORDU İÇİNDE DE SIZMA VAR”
MİT’e Paralel Yapı’nın sızmasıyla ilgili olarak konuşan Orakoğlu, “Burada tabii ki MİT’e de sızma vardır ama hangi boyuttadır onu oradaki yetkililer bilir. Emniyette ciddi bir sızma olduğu, yargıda çok ciddi bir sızma olduğu – savcının deyimiyle yüzde 40 oranında olduğu belirtiliyor – biliniyor. MİT’e sızdıkları gibi ordu içinde, TSK’da da sızma var. Genelkurmay Başkanı’nın yaptığı açıklamalarda biz gereğini yapıyoruz dedi ama bir şey yansımadı ortaya operasyon olarak” diye konuştu.
“BUNLARI SIZDIKLARI KURUM İLE BAĞDAŞTIRAMAYIZ”
Paralel Yapı’nın üyeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Orakoğlu, “Bunları sızdıkları kurum ile bağdaştıramayız, ajan bunlar. Açık bir şekilde başka birileri. Polise sızanları polis diye nitelendiremeyiz. Yarıya, MİT’e sızanlara MİT’çi falan diyemeyiz. Bunlar MİT’e de sızmışlardır ancak en büyük sızma yargı ve polise olmuştur. Çok kısa bir süre içerisinde bu yapının değiştirilmesi gerekiyor. Çok ciddi bir örgütsel yapı mevzubahis. Daha henüz dokunulmamış kurumlar var. Ordu gibi MİT gibi. Bunların içlerindekilerin ortaya çıkarılması lazım” şeklinde konuştu.
“BANK ASYA’NIN MAL VARLIĞINA ‘TERÖRE YARDIM’DAN EL KOYULABİLİR”
Bank Asya’ya yönelik operasyonu değerlendiren Orakoğlu, “Bu bir terör örgütü olduğuna göre burada Bank Asya’dakiler terör örgütüne finans yardımı mı yapıyorlar. 2013’te değişen yasada terör örgütüne yardım edenlerin mal varlıklarına el koyma da var. O bakımdan öncelikle devletin kritik kurumlarında, kozmik kurumlarında başta MİT ve Ordu olmak üzere bunların da içlerinin ayıklanması lazım. Belki de ayıklanmıştır, bunu da bilmiyoruz. MİT içerisinde böyle bir açıklama yapılmadı ama Fuat Avni meselesi çok önemli” dedi.
“SIZMALARIN ÖNLENMESİ LAZIM”
MİT içerisine veya Ordu içerisine sızmaların önlenmesi gerektiğini dile getiren Orakoğlu, “Ne yaparsa yapsınlar bunlar son çırpınışlar. İlişiğini tamamen kesmek için MİT ve Ordu içerisindekilerin tamamen tasfiye edilmesi gerekir. Burada MGK’da alınmış bir karar var. Kimsenin kararına kalmış değil. Burada en çok zarar gören de Hakan Fidan. Burada önemli olan bu kurumlardan bu yapının temizlenmesi” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Süreç içinde yakın zamanda özellikle medya ve diğer bazı kurumlara da benzer operasyonlar yapılarak, devletin içine sızdığı belirtilen yapıyla mücadele yoluna girildi.
Dün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın konu ile ilgili açıklamalarında ‘Paralel Yapı MİT’in içinde yoktur diyemem’ açıklaması da yankı uyandırdı. Henüz bu anlamda operasyonların kamuoyuna yansımadığı bir kurum olan MİT’in de bu yapı ile anılması, tıpkı TSK’da da olduğu gibi ‘operasyon olacak mı?’ sorularını akıllara getirdi.
Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, bakan Bozdağ’ın Paralel Yapı-MİT açıklamasını AjansHaber’e değerlendirdi.
“EN ÖNEMLİ STRATEJİSİ MİT’E KARŞI İSTİHBARAT OLUŞTURMAKTI”
‘Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kurumlarına sızmış vaziyetteler’ diyen Orakoğlu, “Emniyetin neredeyse tamamını ele geçirmiş durumdalar. Emniyette amirin belirli bir dönemİ var 3-4 yıl sürüyor, aşağıları neredeyse tamamen paralelci olmuş. O derece ele geçirme var. Paralel yapının en önemli stratejilerinden bir tanesi MİT’e karşı bir istihbarat oluşturmaktı. Daha sonra tabii bunu emniyet içine sızarak oluşturmaya çalıştılar. Ancak uzun süreden beri devletin bütün kurumlarına sızdılar. Bu artık bir gerçek olarak karşımızdaduruyor” dedi.
“MİT’E SIZDIKLARI GİBİ ORDU İÇİNDE DE SIZMA VAR”
MİT’e Paralel Yapı’nın sızmasıyla ilgili olarak konuşan Orakoğlu, “Burada tabii ki MİT’e de sızma vardır ama hangi boyuttadır onu oradaki yetkililer bilir. Emniyette ciddi bir sızma olduğu, yargıda çok ciddi bir sızma olduğu – savcının deyimiyle yüzde 40 oranında olduğu belirtiliyor – biliniyor. MİT’e sızdıkları gibi ordu içinde, TSK’da da sızma var. Genelkurmay Başkanı’nın yaptığı açıklamalarda biz gereğini yapıyoruz dedi ama bir şey yansımadı ortaya operasyon olarak” diye konuştu.
“BUNLARI SIZDIKLARI KURUM İLE BAĞDAŞTIRAMAYIZ”
Paralel Yapı’nın üyeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Orakoğlu, “Bunları sızdıkları kurum ile bağdaştıramayız, ajan bunlar. Açık bir şekilde başka birileri. Polise sızanları polis diye nitelendiremeyiz. Yarıya, MİT’e sızanlara MİT’çi falan diyemeyiz. Bunlar MİT’e de sızmışlardır ancak en büyük sızma yargı ve polise olmuştur. Çok kısa bir süre içerisinde bu yapının değiştirilmesi gerekiyor. Çok ciddi bir örgütsel yapı mevzubahis. Daha henüz dokunulmamış kurumlar var. Ordu gibi MİT gibi. Bunların içlerindekilerin ortaya çıkarılması lazım” şeklinde konuştu.
“BANK ASYA’NIN MAL VARLIĞINA ‘TERÖRE YARDIM’DAN EL KOYULABİLİR”
Bank Asya’ya yönelik operasyonu değerlendiren Orakoğlu, “Bu bir terör örgütü olduğuna göre burada Bank Asya’dakiler terör örgütüne finans yardımı mı yapıyorlar. 2013’te değişen yasada terör örgütüne yardım edenlerin mal varlıklarına el koyma da var. O bakımdan öncelikle devletin kritik kurumlarında, kozmik kurumlarında başta MİT ve Ordu olmak üzere bunların da içlerinin ayıklanması lazım. Belki de ayıklanmıştır, bunu da bilmiyoruz. MİT içerisinde böyle bir açıklama yapılmadı ama Fuat Avni meselesi çok önemli” dedi.
“SIZMALARIN ÖNLENMESİ LAZIM”
MİT içerisine veya Ordu içerisine sızmaların önlenmesi gerektiğini dile getiren Orakoğlu, “Ne yaparsa yapsınlar bunlar son çırpınışlar. İlişiğini tamamen kesmek için MİT ve Ordu içerisindekilerin tamamen tasfiye edilmesi gerekir. Burada MGK’da alınmış bir karar var. Kimsenin kararına kalmış değil. Burada en çok zarar gören de Hakan Fidan. Burada önemli olan bu kurumlardan bu yapının temizlenmesi” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar