Orhan Miroğlu: PKK'yı artık tek bir konuda muhatap alırız

1 Kasım seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu’dan gelen sonuçlar 7 Haziran’a göre oldukça farklılık gösterdi.

Çözüm sürecinin çatışma sürecine dönüştüğü ortamda girilen 1 Kasım seçimlerinin sonuçları, Doğu ve Güneydoğu’ya gözleri çevirdi. Kürt seçmen 7 Haziran’da büyük destek verdiği HDP’den 1 Kasım’da bu desteğini kısmen geri çekti.

5 ayda eriyen 1 milyonun üzerinde oyun HDP’den AK Parti’ye geçtiği belirtilirken Kürt seçmenin bu tavır değişikliği de sorgulanıyor. Bu oy kaymasını ‘güvenlik’ ve ‘aldatılmışlık’ sözleri ile açıklayan Orhan Miroğlu, Kürt seçmenin bu etki ile düşündüğünün altını çizdi.

1 Kasım seçimlerinde AK Parti’den Mardin Milletvekili seçilen Orhan Miroğlu, Kürt seçmenin tavrındaki değişiklikten seçim sonuçlarına, Ortadoğu’daki gelişmelerden çözüm sürecine kadar kritik gündem başlıklarını AjansHaber’e değerlendirdi…

7 Haziran seçimlerinden farklı olarak 1 Kasım'da psikolojik üstünlüğün HDP'den AK Parti'ye geçtiğini belirten Miroğlu şunları söyledi:

“KÜRT SEÇMENİ ALDATILDIĞINI DÜŞÜNDÜ”

“Kürt seçmeni bir çeşit aldatıldığını düşündü. Çözüm sürecinin istismarını çok konuştuk ama HDP aslında Haziran seçimlerini de istismar etti. Haziran’da seçmen, özellikle Kürt seçmen HDP’ye siyaset yapması için oy verdi, çözüm sürecine sunabileceği katkılar için oy verdi ama Haziran seçimlerinden sonra görüldü ki, çok sürpriz bir gelişme oldu. PKK, Kürt siyasetinde tanımlanan devrimci halk savaşını ilan etti. Demokratik özerklik projeleri vs. hakikaten Türkiye’nin siyasi ortamı ile bağdaşmayan yeni bir stratejiye dönmüş oldu bu hareket.

“1 KASIM’DA PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK HDP’DEN AK PARTİ’YE GEÇTİ”

Seçmen aslında HDP’yi bu tutumu ile bir çeşit cezalandırmış oldu. HDP, bu çatışmanın doğurduğu büyük bir suçluluk psikolojisi ile seçimlere girdi. Haziran seçimlerinde elde ettiği psikolojik üstünlüğü bu seçimlerde elde edemedi. Psikolojik üstünlük AK Parti’deydi. İnsanlar AK Parti’nin haklı olduğunu düşünüyordu. Haziran seçimlerinde ‘seni başkan yaptırmayacağız’ gibi Kürt seçmenin anlamadığı bir hayalin peşinde koştu HDP.

TÜRKİYE KÜRTLERİNİ ŞAŞIRTAN İKİ GELİŞME

Türkiye Kürtlerinin anlamakta zorlandığı iki fiiliyata daha imza atıldı bu süreçte. Bunlar, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) bürolarının Erbil’de basılması ve PYD’nin Esad’ın ordusunun bir parçası olmaya hazır olduğunu ilan etmesi. Bütün bu sebeplerin yanı sıra elbette bölgede güvenliğin ve huzurun çok sarsıldığı 3 ay geçirildi. Sadece Mardin’de 20 ilçede 450 insan işini kaybetti. Şantiyeler durdu, işletmeler durdu. Sokaklar ışıl ışıldı Mardin’de 7 Haziran seçimlerine girilirken ama 1 Kasım seçimleri öncesi yaptığımız çalışmalarda saat 18-19 gibi sokaklarda kimseyi göremez olmuştuk. Dolayısıyla insanlar güvenliğe ve istikrara oy verdiler.

“EVET, PKK HAZİRAN’DAN SONRA HDP’NİN BURNUNU SÜRTTÜ”

Kürt seçmen aslında HDP’ye ‘ben artık Kandil’den değil Ankara’dan yönetilmek istiyorum’ mesajını verdi. Bu mesaj nettir. Bunu farklı biçimlerde tahrip etmek, algı operasyonları ile yok saymak boşuna bir çabadır. Görüyorum ki HDP’li siyasetçiler hala bu çabanın peşinde oyalanıp duruyorlar. Bu bir zaman kaybı, HDP’ye hiçbir şey kazandırmaz. Dün Taraf’ın manşetinde Ayhan Bilgen dostumuzun bir sözü vardı, PKK’nın AK Parti ile birlikte HDP’nin burnunu sürttüğünü ifade ediyordu. Biz AK Parti olarak kimsenin burnunu falan sürtmedik. Biz siyasi rakibimizden 1 milyon üzerinde oyu geri aldık ama PKK, Haziran seçimlerinden sonra HDP’nin burnunu, evet sürttü. HDP’nin siyaset yapma kabiliyetini yok etti. Bugün HDP eğer barajı aşabildiyse bunun bir tek sebebi var. Hala HDP’ye bağlı olmayan, stratejik oy kullanan seçmendir.

“EMANET OYLARI HDP’DEN ÇIKARDIĞINIZDA GERİYE 90’LARIN HEP’İ KALIR”

40 yıllık bir muhasebeye oturursa bu hareket ki oturması gerekir. 40 yılın sonunda geldiği noktada görünen şudur ki, bir arpa boyu bile yol alınamamış. Şu an emanet oyları HDP’den çıkardığınız zaman geriye 90’lı yılların HEP’i kalır. 6,5-7 milyon oy civarında oy alabilen bir hareket. Bence bu bir başarı değildir. Kürt seçmen bence yüzünü istikrara dönecektir.

“HDP VE PKK YÜZÜNÜ ORTADOĞU’DAKİ KONJONKTÜRE DÖNDÜ”

Artık çözüm sürecinde muhatabımız aktörlerle sınırlı değil. Yani HDP ve PKK’nın gösterdiği aktörlerle sınırlı değil. Biz çözüm sürecindeki tecrübelerimizden yola çıkarak görüyoruz ki aslında çözüm sürecinde sadece HDP’yi muhatap alan politikalar bir yerde doğrulanmamış oldu. Çünkü HDP’nin PKK ile kurduğu ilişkilerle bu muhataplığı bir yerde kendi eliyle yok ettiğini herkes gördü. Bundan sonra çözüm sürecinde ‘muhatabınız kim’ denildiği zaman Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı, Kürdüyle, Türküyle milyonlarca vatandaş gelir.  Kürt meselesi Edirne’yi de Hakkari’yi de ilgilendirir. HDP ve PKK yüzünü Ortadoğu’daki konjonktüre döndü. Ortadoğu’daki konjonktüre döndüğü için çözüm süreci akamete uğradı ama bu HDP ve PKK açısından bir akamete uğrayış. Bizim açımızdan çözüm süreci devam ediyor.

“PKK’YI TEKİ BİR KONUDA MUHATAP ALIRIZ”

Bölgede tekrar siyasi kopuşa giden yolu politikalarımızla engellediğimiz için ve HDP’nin alternatifi olduğumuzu güçlü bir şekilde kanıtlamamız aslında çözüm sürecinin bu şekilde devam edeceğini de gösteriyor. Evet, PKK bir konuda muhatap alınabilir. PKK eğer silahlı mücadeleyi  sona erdirmek için lideri Öcalan’ın ona teklif ettiği gibi bir silahsızlanma politikası uygularsa biz bunu destekleriz. Bu silahsızlanma kongresinden sonraki sürecin doğru yürümesi için de devlet ve hükümet olarak üzerimize düşen görevi yaparız. Nitekim 2013 yılında PKK Türkiye’den çekilmeyi kabul ettiği zaman Recep Tayyip Erdoğan çekilmelerin güvencesi biziz dedi ve hiçbir insan da yollarda zarar görmedi.

“KANDİL’İN SİLAHSIZLANMA KONGRESİNE KARAR VERMESİ LAZIM”

Silahsızlanmaya bağlı olarak Avrupa’da PKK kurumlarında çalışan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan isimlerin de Türkiye’ye dönmesi, demokratik siyasete katkı sunmasını konuşabiliriz. Mahmur Kampı’ndakilerin Türkiye’ye dönesini konuşabiliriz. Suça karışmamış insanların Türkiye’ye dönmesinin ve demokratik haklarının önünün açılmasının yolunu açacak düzenlemeler yapabiliriz. Çözüm sürecinin bir yanı da budur ama bunun hayata geçmesi için her şeyden önce silahsızlanma kongresine karar vermesi lazım Kandil’in.”

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar