Oktay: “Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne ilişkin yaptığı sunumda “Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz” dedi.

TBMM Genel Kurulunda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelerine başlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay TBMM Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulunuyor. Oktay, 'Yatırım ve istihdam hedefli bir bütçe hazırladık. Bütçemiz girişimci ve yatırımcıyı teşvik edecek. Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz” dedi.

Meclis Genel Kurulu’ndaki toplantıda bugün, daha önce alınan karar gereğince, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin ilk gün görüşmeleri gerçekleştirilecek.

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın TBMM Genel Kurulu’ndaki sunumundan önemli konular şöyle:

“Gazi meclisimizin çatısı altında toplanarak milletimize şeffaf bir şekilde sunacağımız bütçe görüşmelerinin hayırlı olmasını diliyorum.

 

İçeriden ve dışarıdan maruz kaldığımız engeller işimizi zorlaştırsa da engelleyemedi. Kararlılığımız daha da kuvvetlendi. Türkiye için büyük düşünüyor, devrim niteliğinde atacağımız adımlar için heyecan duyuyoruz.

 

Bütçe teklifimiz adil ve sosyal içerikli. Bütçemiz kalem kalem genci yaşlısı 85 milyonun bütçesi.

Yatırım ve istihdam hedefli bir bütçe hazırladık. Bütçemiz girişimci ve yatırımcıyı teşvik edecek. Doğu ile Batı arasında köprü olmakla kalmayıp kendi doğal gazını, enerjisini çıkaran bir bütçe. Tüm dünyanın gıpta ile izlediği Kızılelma’nın, TCG- Anadolu’nun, TÜRKSAT 6 A’nın bütçesidir. Turizmde rekorlara koşan bir bütçedir. 2023 bütçesi kadının statüsünü yükseltecek, tarımda yeni rekorları ve daha pek çok yeni gelişmeyi içerecek bütçedir. Yeni diriliş destanları yazmaya devam edeceğiz.

 

Koşullar sertleşiyor

 

ABD merkez bankası faiz artışının azalacağını belirtti. Dünya ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3,22 büyümesi bekleniyor. Büyüme cephesindeki benzer tespitler diğer uluslararası kurumlar tarafından da yapılıyor. Sertleşen koşullara rağmen OECS yüzde 5,7 büyüme bekliyor. Başta ABD-Çin ihtilafı olmak üzere yoğunlaşan üretim merkezleri yeterli kalmamıştır. Türkiye rekabet avantajlarını en iyi şekilde değerlendirmektedir.

 

50 yılın en büyük büyüme hızı

 

Küresel risklerin başında Avrupa'daki enerji krizi var. Küresel finansal krizden sıyrılarak büyüyen Türkiye ekonomisi büyüyerek olumlu yönde ayrışmayı bilmiştir. Ülkemiz 11,4 büyüyerek son 50 yılın en büyük büyüme hızını yakalamıştır.

Yılın ikinci yarısında aylık enflasyonun ilk yarısına göre düştüğü görülüyor. Enflasyonun ilerleyen dönemde gerileyeceği öngörülüyor.

 

Cari işlemler dengeye kavuşacak

 

İhracatımızın 253 milyar dolar ulaşmış olması çok önemli. Küresel jeopolitik gerilimlerin olumsuz yansımaları olmuştur. Enerji fiyatları ülkemizi etkilediği gibi diğer ülkeleri de etkilemektedir. Önümüzdeki dönemde attığımız adımların meyvesini vermesi ile cari işlemlerin dengeye kavuşacağı öngörülüyor. Finansal sistemimiz güçlü yapısını sürdürmektedir. Ülkemiz ekonomisi istikrarlı ve güçlü tutmaya devam edeceğiz.

 

Enerjiyi yerlileştirme adımlarımız sürüyor

 

Pek çok alanda başarı hikayelerimize yenilerini ekledik. Tarımdan- turizme her alanda başarılara adım attık. Bütçe dönemini kapatmak üzere olduğumuz 2022 yılında süre gelen sorunların çözümüne yönelik hareket ettik. Enerjiyi yerlileştirme ve millileştirme adımları sürüyor.

 

Tasarım ve özellikleri dünyada büyük ses getiren akıllı aracımız TOGG banttan indi. Söylediysek yaparız. Üretimi yaygınlaştırarak her alanda istihdam imkanlarını yaygınlaştırdık. TOGG'u 2023'ün ilk çeyreğinin sonunda yollarda görmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Üretim kampüsü ise tam kapasiteye ulaştığında her yıl 175 bin araç üretilmesi, 4 bin 300 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı istihdam sağlanması hedeflenmektedir.

2020 yılında temeli atılan ve geçen yılki Bütçe sunuşumda açmayı planladığımızı zikrettiğimiz Lityum İyon Pil Üretim Tesisi ASPİLSAN ENERJİ’de seri üretime geçilmiştir.

Pil ve batarya teknolojisinde milli bir teknolojinin oluşturulması ve sektöre yön veren bir konuma gelme konusunda çok önemli bir yere haiz olan tesiste Haziran 2022 ayı içerisinde seri üretime başlanmıştır.

Sanayinin şehri Konya’ya ASELSAN öncülüğünde 470 milyon liralık yatırımla kurulan, dünya çapında üretim yapacak bir silah sistemleri fabrikasını açtık.

 

Sağlık yatırımları

 

Sağlıkta yaptığımız devrimin sembollerinden biri olarak gördüğümüz şehir hastanelerimizden; 8 ayrı hastane ve en son teknolojiyle donatılan birimleriyle, 4 bini aşkın yatak kapasitesi ve 1 milyon 145 bin metrekareyi aşan alanıyla Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ni milletimize kazandırdık.

Ülkemizin sağlık altyapısına ilişkin önemli göstergelerden biri olan nitelikli yatak oranımızı 12 kat artırarak nitelikli yatak sayısının yoğun bakım yatakları hariç tüm yataklara oranına 2016 yılında yüzde 52,2 iken 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 78,5’e ulaştırdık.

 

Tarım yatırımları

 

Tarımda sulanan alanları artırdık, nadas alanlarını daralttık, ekilmeyen tarım arazilerini ve yeni geliştirilen üstün özellikli tohum çeşitlerini üretime kazandırdık.

Bitkisel üretim miktarımızı yüzde 20 artışla 98 milyon tondan 2021 yılı itibarıyla 117.9 milyon tona ulaştırdık. Bitkisel üretimimizin 2022 yılında tüm zamanların rekorunu kırarak 127,6 milyon tona ulaşmasını bekliyoruz.

Tarımsal destek miktarını 39,2 milyar liraya yükselterek son yirmi yılda çiftçimize cari değerlerle yaklaşık 500 milyar liraya yakın tarımsal destek sağladık.

Tarım ürünlerindeki net dış ticaret fazlası 2021 yılında 7,2 milyar dolar, son 20 yılda ise toplam 87 milyar dolara ulaşmıştır.

Dünyadaki eğilimin aksine orman varlığımızı da artırdık. En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da ilk, dünyada 4’üncü sıradaki yerimizi koruyoruz. Ülkemizin gurur kaynağı olan İHA'larımızı orman yangınlarıyla mücadelede kullanan Avrupa'da ilk ve tek ülke olduk.

 

Eğitim yatırımları

 

Haziran 2022’de yürürlüğe giren kanun değişikliği ile sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesine katkı sağlayan birçok uygulamayı getirdik.

Eğitimde çağı yakalayacak, çocuklarımıza, gençlerimize, eğitim almak isteyen tüm vatandaşlarımıza fırsat eşitliğini sağlayacak önemli adımlar attık.

Öğretmenlik Meslek Kanununu yürürlüğe koyduk, böylece öğretmenlerin kariyer imkânlarını genişlettik.

Yürürlüğe koyduğumuz Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte öğretmenlerimiz, uzman öğretmen olduklarında maaşlarında 2023 yılında yaklaşık 2.250 lira, başöğretmen olduklarında ise yaklaşık 4.500 lira artış olacaktır.

Sosyal politikalarımız çerçevesinde ücretsiz ders kitabı ve yardımcı kaynak kitaplarının yanı sıra ilk kez 2022-2023 eğitim-öğretim yılı başlangıcında 160 milyon yardımcı kaynağı da basarak öğrencilerimize ücretsiz dağıtımını sağladık. Aynı zamanda 153 milyon ücretsiz ders kitabı da bastırılarak dağıtılmıştır.

Okul öncesi eğitiminin yaygınlaştırılması amacıyla 2021 Eylül ayı itibarıyla Temel Eğitimde 10 bin Okul Projesi başlatılmış, bu çerçevede bugüne kadar 2 bin 176 yeni anaokulu ve 16 bin 45 yeni ana sınıfı açılmıştır.

Geçmişte katsayı uygulamaları gibi haksız ve adaletsiz müdahalelere maruz kalan ve bu olumsuzluklar nedeniyle işgücü piyasasına gerekli katkıyı veremeyen meslek liselerine yeniden itibar kazandırarak, mesleki eğitimin öğrenciler tarafından tercih edilebilir hale gelmesini sağladık.

Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan iyileştirmeler ve öğrencilerimize sağladığımız desteklerle Aralık 2021’de 159 bin olan çırak ve kalfa sayısı bugün itibarıyla 1 milyon 108 bine yükselmiştir. Sınavla öğrenci alan eğitim kurumlarındaki doluluk oranları da yüzde 99’a ulaşmıştır. 2021 yılı sonunda tüm OSB’lerde ve sanayi sitelerinde mesleki eğitim merkezlerinin kurulumu da tamamlanmıştır.

 

Cumhuriyetin en kapsamlı konut hamlesi

 

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut hamlesi ile 2023-2028 yılları arasında üretilmesi planlanan toplamda 500 bin sosyal konut, 1 milyon konutluk arsa ve 50 bin işyeri kampanyasını başlattık.

Sosyal destek miktarlarını yükseltip yaygınlaştırarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla kucakladık.

Temel hak ve hürriyetleri bu dönemde de güçlendirdik, kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini benimsedik.

 “Sıfır tolerans” ilkesi çerçevesinde şiddet mağduru kadınların korunmasına ve desteklenmesine yönelik mekanizmaların güçlendirilmesi, verilerin toplanması ve istatistiklerin geliştirilmesi için mevzuat, eğitim ve farkındalık çalışmalarımız geniş bir yelpazede devam ediyor.

Turizmde dünyanın en önemli destinasyonlarından biri olan ülkemizi   Türkiye Yüzyılı’nda zirveye yükseltme hedefimize bir adım daha yaklaştık.

 

50 Milyonun üzerinde ziyaretçi

 

2022 yılı Ocak-Ekim döneminde ülkemize gelen toplam ziyaretçi sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87 artışla 40 milyon 250 bin kişi olmuştur. Yılsonu itibariyle toplam ziyaretçi sayısında 50 milyonun üzerine çıkacağımızı öngörüyoruz.

İstanbul ve Ankara'nın yanı sıra Çanakkale, Diyarbakır ve Konya olmak üzere 5 ayrı şehirde Türkiye Kültür Yolu Festivalleri düzenledik. Bir Türkiye markası olma yolunda bizim beklentilerimizi bile aşan bir hızda ilerleyen festivallere Gaziantep, Trabzon ve Erzurum'u da dâhil ederek 2023 yılında 7 bölgemizdeki 10 ilimizde gerçekleştireceğiz.

 

Hem iddiaya, hem tecrübeye sahibiz

 

Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, 2023 yılı bütçemiz temelinde, her alanda ülkemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Tüm icraatlarımız büyük Türkiye inşaasının sağlam temellerini oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı programımızı, 2053, 2071 hedeflerimizi bu altyapı üzerine kuruyoruz.

Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için iddia sahibi olmanız ve bunu gerçekleştirecek tecrübeye sahip olmanız gerekir. Biz hem bu iddiaya, hem bu tecrübeye sahibiz. 20 yıldır olduğu gibi bundan sonrada an be an, gün be gün Büyük Türkiye’yi ilmek ilmek dokuyarak yükseltmeyi sürdüreceğiz.

 

Salgın süreciyle birlikte küresel tedarik zincirlerindeki değişim ve oluşan yeni eğilimler her ülkenin kendine özgü politikalar geliştirme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. 

Bizler de bu değişen koşullar altında yerli ve milli üretimi önceliklendirirken ülkemizi güçlü bir üretim ekonomisi haline getirecek tedbirlerin yanı sıra finansal istikrarı güçlendirecek politikaları bir bir hayata geçirdik.

 

Kur Korumalı Mevduat

 

Geçtiğimiz yılın Aralık ayında uygulamaya koyduğumuz Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) şüphesiz öngörülebilirliği önemli ölçüde artırarak finansal istikrarımızı güçlendirmiştir.

KKM ile birlikte devreye aldığımız destekleyici enstrümanlar sayesinde döviz kurlarındaki dalgalanma en aza indirilmiş, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı önemli ölçüde gerilemiş ve TL mevduatların ortalama vadesi uzamıştır.

Bu süreçte, katma değerli üretimi, istihdamı, yatırımları ve ihracatı odağa alan politikalarımızı selektif kredi yaklaşımıyla pekiştirdik ve öncelikli sektörlerimizin finansmana erişimini güçlendirdik.

Hazine Destekli Kefalet Sistemi ile firmaların işletme giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi imkânını işletmelerimizin kullanımına sunduk ve ayrıca tarım ve inşaat sektörüne 41,8 milyar liralık ilave kredi imkânı sağladık.

Kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek yasal kaynak tutarını 50 milyar liradan 100 milyar liraya çıkardık.

Ayrıca, ihracatçılarımıza ve turizmcilerimize toplamda 150 milyar liraya ulaşan uygun maliyetli ve uzun vadeli kredi imkânı verilmiştir.

2023 yılında Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında toplam beş adet kefalet paketinin yürürlükte olacağı öngörülmekte olup işletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak için sistemini aktif şekilde kullanmayı sürdüreceğiz.

Selektif kredi yaklaşımımızla ihracatçı sektörleri destekleyerek iktisadi faaliyetin sürdürülebilirliğini, yatırım kredileri ile de ekonominin büyüme potansiyelini destekliyoruz. Diğer bir deyişle, üretimi ve istihdamı teşvik edecek, ihracatı artıracak ve katma değerli yatırımların önünü açacak kredilerin, enflasyonist baskı oluşturmayacak şekilde, reel sektöre yönlendirilmesini sağlıyoruz.

 

KOBİ, Esnaf ve Tarım kredileri

 

Ayrıca, KOBİ, esnaf ve tarım kredileri gibi krediye erişim imkânı nispeten sınırlı olan kesimlerin finansman maliyetlerini azaltıcı ve uzun vadeli imkânlara kavuşarak faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda devam ettirmelerini amaçlıyoruz.

İmalat sanayi ve toptan-perakende ticaret sektörlerini önceliklendirdiğimiz selektif kredi yaklaşımımız sonucunda, 2022 yılında gerçekleşen 1,8 trilyon liralık ticari kredi artışının yüzde 35’i imalat sanayinden, yüzde 19’u ise toptan-perakende ticaret sektörlerinden kaynaklanmıştır.

Türler itibarıyla bakıldığında ise ihracat, işletme ve yatırım kredileri ticari kredilerdeki artışın en önemli belirleyicisi olmuştur. Özellikle ihracat kredileri yıl sonuna göre yüzde 98’lik artışla ticari kredilerin genel büyümesinin oldukça üzerinde performans göstermiştir.

Yeni politika uygulamasının ilk sonuçları kredilerin hedeflediğimiz bileşenlere doğru gelişimine işaret etmektedir. Bunun en önemli sonucu, KOBİ'lere Ocak-Kasım döneminde nette 695 milyar lira kredi kullandırılması olup, bu tutar 2021'in aynı döneminde 93 milyar lira olan KOBİ net kredi kullanımının yaklaşık 8 katıdır.

TL cinsi yatırım ve ihracat kredilerinde de olumlu gelişmeler görülmektedir. Bu kredilerin toplam TL ticari kredilerdeki payı 2022 yılında yüzde 10’dan yüzde 19’a yükselmiştir.

Sayılar ile örnek verecek olursak, 2021 yılının ilk 10 ayında 8 milyar lira artan yatırım kredilerinin 2022 yılının ilk 10 ayında yaklaşık 74 milyar lira artış kaydettiğini görüyoruz. Ayrıca, 2021 yılında 3 milyar lira artış kaydeden TL ihracat kredilerinin 2022 yılının ilk 10 ayında 346 milyar lira seviyesinde güçlü bir şekilde arttığını gözlemlemekteyiz.

 

İhracata destek

 

İhracatçı sektörlerin başında gelen imalat sanayi firmalarına kullandırılan TL kredilerin de 2021 yılına göre ivmelendiğini görüyoruz. İmalat sanayi firmalarına 2021 yılının ilk 10 ayındaki net TL kredi kullandırımı 53 milyar lira iken, 2022 yılının aynı döneminde 482 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. 

Kredilerin elverişli şartlarda üretken alanlara kanalize edilmesi bir yandan güçlü ekonomik büyüme performansımızın sürdürülmesini sağlarken diğer yandan oluşturacağı verimlilik artışıyla da makroekonomik ve finansal istikrar ile fiyat istikrarına katkı sağlayacaktır.

Girişimcilik ve inovasyon ekosistemini, sağladığımız desteklerin yanı sıra üst fonlara aktardığımız kaynaklarla güçlendiriyoruz. Bu kapsamda Türk Büyüme ve İnovasyon Fonu aracılığıyla, girişim sermayesi fonları üzerinden şirketlere toplamda bugüne kadar 2 milyar lira finansman sağladık.

Ayrıca, TÜBİTAK ile işbirliği içinde yürütülen Tech-InvesTR Programı ile teknoloji tabanlı girişimlere kaynak aktarımı kararı alınan fonların toplam büyüklüğü 2,3 milyar liraya ulaşmıştır.

Üretkenlik artışına ve istikrara dayanan bu politikaların da etkisi ile savunma, havacılık, makina, elektrik elektronik başta olmak üzere birçok sektörde katma değerli üretimle birlikte ihracatımızı artırıyoruz.

 

Global gelişmeler

 

Önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki yavaşlama eğilimi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın neden olduğu gıda ve enerji arz güvenliği ve iklim değişikliği önemli risk faktörleri olarak ön plana çıkmaktadır.

Dünyada giderek belirsizliklerin ve risklerin arttığı bu süreçte, kaynak ve güzergah çeşitliliği anlamında sıvılaştırılmış doğalgaz konusunda yaptığımız yatırımlar, yer altı gaz depolarındaki sayı ve kapasite artışları, yenilenebilir enerji yatırımlarımız sayesinde enerji arz güvenliği sorununu en az hisseden ülkelerden biri olduk.

Yine de enerji arz güvenliğimizi sürdürmek ve daha rekabetçi fiyatlardan enerji temin edebilmek için ithalat güzergâhlarımızı çeşitlendirme noktasında başta Azerbaycan olmak üzere kaynak ülkelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Bunun yanı sıra, küresel enerji fiyatlarında yaşanan önemli artıştan vatandaşlarımızın asgari seviyede etkilenmesi için mevcut fiyatlar çerçevesinde vatandaşlarımıza doğalgazda yüzde 75, elektrikte ise birinci kademede yüzde 50 sübvansiyon sağlıyoruz.

Diğer yandan, sizlerin de bildiği üzere Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde gerçekleştirilen, dünyanın gıda temini ve güvenliği için oldukça önemli olan Tahıl Koridoru Anlaşması ile bugüne kadar 500’e yakın gemi ile 11 milyon tondan fazla tahıl ve gıda maddesi ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır.

 

İklim değişikliği ve enerji verimliliği

 

Özellikle iklim değişikliğinin etkilerini ve üretim yapısında yaşanan değişimleri daha yoğun hissettiğimiz son yıllarda reel sektörümüzün sürdürülebilir rekabet gücünü artırması için yeşil ve dijital dönüşümlerini gerçekleştirmeleri gerekliliğinin farkındayız.

Uzun süredir devam eden enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde birçok ülkeye göre avantajlı bir konumda yer almaktayız.

Ülkemiz son 20 yılda enerji yoğunluğunu yüzde 25 azaltmış, toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 54’e çıkarmıştır. Böylelikle sera gazı salınımında en yüksek paya sahip olan enerji sektöründe dönüşümü başarıyla başlatmıştır.

Enerji sektöründe başlattığımız başarılı dönüşümün üretimde de gerçekleşmesi için Ar-Ge desteklerimizde yeşil dönüşüm projelerini önceliklendiriyor, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere üreticilerimize farklı destekler sunuyoruz.

Organize sanayi bölgelerinde yeşil dönüşümün sağlanması, yeşil ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yapılması, sürdürülebilir bankacılık, yeşil tahvil ve yeşil kira sertifikası gibi pek çok alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Döngüsel ekonomi anlayışıyla yatırım yapan üreticilerimizin finansmana erişim imkânlarını geliştiriyoruz.

En kısa sürede Meclisimize sunulması öngörülen İklim Değişikliği Kanunu ile 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimize ulaşmamız için gerekli hukuki ve güçlü altyapıyı da kuracak, sürdürülebilir kalkınma yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.

Attığımız tüm bu adımların sonucu olarak daha fazla yatırım alan, daha sürdürülebilir bir anlayışla üreten ve küresel tedarik zincirinden aldığı payı giderek artıran bir ülke olacağız.

Bizler 20 yıldır temellerini attığımız güçlü altyapımız, rasyonel dış politikalarımız, üretim ve pazar çeşitliliğimiz, Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz sayesinde bugünü dış rüzgârlara karşı savrulmadan başarıyla atlatıyor, geleceğimizi azimle inşa ediyoruz.

 

Orta vadeli program

    

2023-2025 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programla, küresel çapta yaşanan zorlu sınamalara rağmen ülkemizi hedeflerine en sağlıklı şekilde ulaştırmayı ve bu süreçteki kazanımlarımızı da korumayı amaçlamaktayız.

Bu kapsamda temel hedeflerimiz; ihracatın öncelendiği, üretim kapasitesinin ve yatırımların artarak sürdürüldüğü, istihdamı destekleyici, rekabetçilik ve verimlilik odaklı ekonomimizin temelini daha da kuvvetlendirmektir.

Ekonomik aktivite üzerinde salgının etkisinin azalmasıyla birlikte iç ve dış talebin dengelendiği bir görünüm tesis edilmiş olup bu yapının sürdürülmesi hedeflenmektedir.

Daha önce olduğu gibi, bu Program döneminde de kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanarak büyüme potansiyelimizi, istihdamın desteklendiği ve yüksek katma değerli üretimin sürdürüldüğü ekonomi modeliyle bir üst seviyeye taşımak niyetindeyiz.

Böylelikle, 2023 yılında hedeflediğimiz büyüme artışı ile 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelirimizi Program dönemi sonunda yaklaşık 44 bin dolar düzeyine çıkarmayı amaçlıyoruz.

Bu amaç doğrultusunda, ihracat odaklı büyüme stratejimiz verimli ve rekabetçi bir şekilde devam ettirilecektir. İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ile beraber daha yenilikçi bir üretim yapısının geliştirilmesinin yanı sıra iş gücü ve kaynakların verimliliğini artırıcı politikalarımız sürdürülecektir.

Bu kapsamda, Program döneminde özel sektördeki üretken alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen büyüme ve kalkınma stratejisi, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlanacaktır.

Program döneminde, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme uyumun hızlandırılması, kadınlar, gençler gibi özel politika gerektiren grupların işgücü piyasasına girişleri ve kalıcılıklarının teşvik edilmesi, beşeri sermayenin güçlendirilmesi ve beyin göçünün önlenmesi alanlarında yapısal adımlar kararlılıkla atılacaktır.

Program dönemi boyunca istihdamın yıllık ortalama 890 bin kişi artması ve işgücüne katılım oranlarındaki öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2025 yılında yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir.

Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yatırım-istihdam, üretim-ihracat hedefleri doğrultusunda reel sektöre uygun finansman sağlanması yoluyla üretim gücümüzü koruyacak, arz yeterliliği ve cari dengede kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız.

 

Liralaştırma

 

Liralaşma stratejisi çerçevesinde hanehalkı ve firma bilançolarında Türk Lirası payının artarak para ikamesinin ortadan kalkması, fiyatlama davranışlarının normalleşmesi ve güçlü kurumsal yapıyla birlikte enflasyon beklentileri iyileşecek, dönem sonunda enflasyon oranı tek hanelere düşürülecektir.

Program döneminde, cari işlemler açığının kademeli bir şekilde azaltılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda katma değerli üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve milli imkânlarla geliştirmek, elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek, dijital ekonomiden daha fazla pay almak ve işgücünün niteliklerini iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguluyoruz.

Diğer yandan, 2023 başında Karadeniz’deki doğal gaz çalışmalarının tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfi ile enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmayı ve cari işlemler dengesi ile dış finansman ihtiyacı üzerindeki baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedefliyoruz.

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını devam ettiriyoruz. Yeşil dönüşüme uygun yeni OSB’ler kurarak ve hâlihazırdaki OSB’lerde genişletme çalışmaları yaparak son dönemdeki güçlü yatırım iştahını karşılıyoruz.

Cari işlemler açığındaki iyileşmeye ilave olarak uzun dönemli üretim ve verimlilik artışının sağlanması bakımından önem arz eden doğrudan yabancı yatırımlar yoluyla cari işlemler açığının finansman kalitesi artırılacaktır.

Orta Vadeli Programımızın uygulama sürecinde, politikalarımızda göstereceğimiz kararlılıkla, bütçe açığımızın da GSYH’ye oranını Program dönemi sonunda yüzde 1,5 düzeyine indirmeyi hedefliyoruz.

Yorumlar