Yaşam tarzında bu yönde değişiklikler yapmayı önermek için henüz çok erken olmakla birlikte, son veriler bu teorinin ciddiye alınıp üzerinde durulması gerektiğine işaret ediyor.
Bu bulgulara göre, düşük protein-yüksek karbonhidratlı diyet, kanser, kalp ve damar hastalıkları ve Alzheimer da dahil olmak üzere yaşlanmaya bağlı birçok hastalığa karşı vücudun koruyucu fizyolojik tepkiler vermesini sağlıyor.
Okinawa'da 100 yaşını aşmış bin kişi incelenmiş ve bunlarda normal yaşlanma etkilerinin birçoğunun geciktiği görülmüştü. Yaklaşık üçte ikisi 97 yaşına dek bağımsız bir yaşam sürüyordu. Damarların çeperinde birikme sonucu sertleşme olmamış, böylece kalp ve damar hastalıkları belirtileri de ortaya çıkmamıştı. Bu insanlarda ayrıca kanser, diyabet, demans oranları başka yerlere kıyasla çok daha düşüktü.
Genetik faktör
Okinawalıların uzun ömründe genetik faktör de etkili olabilir. Coğrafi konumu nedeniyle adalılar tarihlerinin büyük kısmını göreceli izolasyon halinde geçirdiği için kendilerine özgü bir genetik profil geliştirmiş olabilirler.
Mevcut araştırmalar bu insanlarda APOE4 gen varyantının fazla baskın olmayabileceğini gösteriyor. Bu genin kalp hastalıkları ve Alzheimer riskini artırdığı sanılıyor. Ayrıca metabolizmayı ve hücre yenilenmesini düzenleyen FOXO3 geninin daha koruyucu bir varyantını taşıyor olabilirler. Bu gen vücudun daha küçük yapılı olmasına neden oluyor, ancak kanser de dahil, yaşa bağlı birçok hastalık riskini azalttığı sanılıyor.