Öğrenciler sınavlara nasıl hazırlanacak?
Eğitim öğretim hayatında bugünkü statüleriyle son 50 yıllık süreçte etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdüren dershaneler yarın tarihe karışacak.
Düzenlemeyle, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'ndan "dershane" tanımı çıkarılarak, ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına veya bu sınavlar kapsamındaki derslere hazırlık niteliğinde kurs açılması engellendi. Kanunda, dershane ve öğrenci etüt merkezleri, eğitim-öğretim faaliyetlerine 1 Eylül 2015’e kadar devam edebileceği, 2018-2019 eğitim öğretim yılı sonuna kadar ise özel okullara dönüşebilecekleri hükmü yer aldı.
BAŞVURULAR İÇİN SON GÜN BUGÜN
MEB, kanunun yayımlanmasının ardından dershanelerin özel okula dönüştürülmesi sürecinde, dönüşüm başvuruları için 2 Haziran 2014'ten itibaren 7 dönem belirlendi. Dönüşüm programına ilk dönemde, 463 dershane/etüt eğitim merkezi başvuru yapmıştı. Başvuruların son dönemi ise bugün sona erecek.
Peki, eğitim alanında atılan bu yeni adımların ardından nelerle karşılaşacağız? Öğrenciler adaptasyon sürecini nasıl geçirmeli? Takviye kurslar hangi artı ve eksilerle geliyor?
Akıllardaki tüm bu soruları AjansHaber’e değerlendiren Eğitim Uzmanı Sait Gürsoy’a göre yapılan bu değişiklikler son derece doğru ama ilk zamanlarda bir kargaşanın yaşanacağı da bir gerçek…
“DERSHANE İHTİYACI ORTADAN KALDIRILDI”
“Hükümetin okula dayalı bir sistemi etkinleştirmesi dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. Zamanla da üniversiteye gidişte de okula dayalı bir sistem getirildiğinde dershaneye olan ilgi yok olacaktır. “diyen Gürsoy’un AjansHaber’e yaptığı değerlendirme şu şekilde:
“BİR DEVİR SONA ERDİ”
1 Eylül tarihinden itibaren dershaneler kapanıyor böylece eğitim tarihimizde bir devir de sona ermiş oluyor. Yaklaşık 50 yıldır hizmet veren dershaneler Milli Eğitimin aldığı kararla bu yıldan itibaren kaldırılıyor. Bence doğru bir karardı şöyle ki; haftanın 5 günü okul 2 günü dershane haftanın 7 günü eğitim alan öğrencilerin sosyal yaşamı olmuyordu. Madalyonun diğer bir yüzüne baktığımızda da yanlış bir karar olarak değerlendirilebilir. Üniversiteye ya da liselere giriş sınavlarında bir hazırlık söz konusuydu. Bir puanın dahi on binlerce öğrenciyi ekarte ettiği sıralama sınavında kim kimden daha iyi hazırlanıyorsa onların seçildiği bir sistemdi.
“DERSHANELER OKULLARIN ÖNÜNE GEÇMİŞTİ Kİ BU DURUM…”
Dershaneler ilk kurulduklarında test sistemini öğrencilere veriyorlardı ancak bir süre sonra okullara takviye derslerine başladılar. Bir süre daha geçtikten sonra da bu kuruluşlar eğitim dünyamızda okulların önüne geçtiler. Dershanelerin okulların önüne geçmesi de son derece yanlış bir olgudur. Dershanelerin bu denli önem kazanmasının nedeni de sınavlara bağlı hareket etmesinden dolayıydı. Hükümet aldığı bir kararla öncelikle eğitim sistemimizi değiştirmeye başladı, elini taşın altına sokarak da dershane denen algıyı ortadan kaldırmak istedi. Bu adımda da başarı sağladı.
“HÜKÜMET DERSHANEYE OLAN İHTİYACI ORTADAN KALDIRDI”
Hükümetin okula dayalı bir sistemi etkinleştirmesi dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. Zamanla da üniversiteye gidişte de okula dayalı bir sistem getirildiğinde dershaneye olan ilgi yok olacaktır.
“ÖĞRENCİLER SINAVA NASIL HAZIRLANACAK?”
Bugünkü mevcut şartları değerlendirdiğimiz zaman; bu yıldan itibaren üniversiteye hazırlanacak öğrencilerimiz var bunlar ne yapmalı? Eğer öğrenciler lise sonda okuyorsa okullarında üniversiteye hazırlıkla ilgili kurslar açılacağı için onlar herhangi bir sorun yaşamayacaklar. Gerek devlet gerekse özel okullar için bu durum geçerli tabi ki. Ancak burada mezun olan öğrencilerin durumu da var. Bu öğrencilerin sayısı da 600 bini bulmakta. Bu öğrenciler için nasıl bir yöntem uygulanacağı da söz konusuydu bunla ilgili de özel eğitim kurumları adı altında kurumların açılabileceğine Milli Eğitim karar verdi. Bu kurumlar Pazar hariç her gün ders yapabilecekler. Üç bilimden kurs verme şansına sahipler. Örneğin Türkçe matematik geometri ya da fizik kimya biyoloji gibi… Üniversite hazırlığının bu şekilde üç bilimle sınırlandırılması oldukça güç bir hadisedir. Adaylar bu duruma göre hareket edecek.
“İLK ZAMANLAR BİRAZ KARGAŞA YAŞANACAK”
Mezunlar için halkevlerinde ücretsiz üniversiteye hazırlık kursları açılacak buralarda devam edebilirler. Yine istiyorlarsa temel lise dediğimiz okulların cumartesi günkü kurslarına devam edebilecekler. Böylece üniversiteye hazırlık söz konusu olacak. İlk etapta bazı problemler ortaya çıkabilecektir ama her yapılan yeni olayda olduğu gibi bu durumun da eksileri olabilecektir. Bir süre sonra bu yöntemin artı ve eksileri Milli Eğitimin değerli yöneticileri tarafından masaya yatırıldığında düzeltilme şekline gidilecektir. İlk zamanlarda birazcık kargaşa yaşayacağımız bir gerçek…
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
BAŞVURULAR İÇİN SON GÜN BUGÜN
MEB, kanunun yayımlanmasının ardından dershanelerin özel okula dönüştürülmesi sürecinde, dönüşüm başvuruları için 2 Haziran 2014'ten itibaren 7 dönem belirlendi. Dönüşüm programına ilk dönemde, 463 dershane/etüt eğitim merkezi başvuru yapmıştı. Başvuruların son dönemi ise bugün sona erecek.
Peki, eğitim alanında atılan bu yeni adımların ardından nelerle karşılaşacağız? Öğrenciler adaptasyon sürecini nasıl geçirmeli? Takviye kurslar hangi artı ve eksilerle geliyor?
Akıllardaki tüm bu soruları AjansHaber’e değerlendiren Eğitim Uzmanı Sait Gürsoy’a göre yapılan bu değişiklikler son derece doğru ama ilk zamanlarda bir kargaşanın yaşanacağı da bir gerçek…
“DERSHANE İHTİYACI ORTADAN KALDIRILDI”
“Hükümetin okula dayalı bir sistemi etkinleştirmesi dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. Zamanla da üniversiteye gidişte de okula dayalı bir sistem getirildiğinde dershaneye olan ilgi yok olacaktır. “diyen Gürsoy’un AjansHaber’e yaptığı değerlendirme şu şekilde:
“BİR DEVİR SONA ERDİ”
1 Eylül tarihinden itibaren dershaneler kapanıyor böylece eğitim tarihimizde bir devir de sona ermiş oluyor. Yaklaşık 50 yıldır hizmet veren dershaneler Milli Eğitimin aldığı kararla bu yıldan itibaren kaldırılıyor. Bence doğru bir karardı şöyle ki; haftanın 5 günü okul 2 günü dershane haftanın 7 günü eğitim alan öğrencilerin sosyal yaşamı olmuyordu. Madalyonun diğer bir yüzüne baktığımızda da yanlış bir karar olarak değerlendirilebilir. Üniversiteye ya da liselere giriş sınavlarında bir hazırlık söz konusuydu. Bir puanın dahi on binlerce öğrenciyi ekarte ettiği sıralama sınavında kim kimden daha iyi hazırlanıyorsa onların seçildiği bir sistemdi.
“DERSHANELER OKULLARIN ÖNÜNE GEÇMİŞTİ Kİ BU DURUM…”
Dershaneler ilk kurulduklarında test sistemini öğrencilere veriyorlardı ancak bir süre sonra okullara takviye derslerine başladılar. Bir süre daha geçtikten sonra da bu kuruluşlar eğitim dünyamızda okulların önüne geçtiler. Dershanelerin okulların önüne geçmesi de son derece yanlış bir olgudur. Dershanelerin bu denli önem kazanmasının nedeni de sınavlara bağlı hareket etmesinden dolayıydı. Hükümet aldığı bir kararla öncelikle eğitim sistemimizi değiştirmeye başladı, elini taşın altına sokarak da dershane denen algıyı ortadan kaldırmak istedi. Bu adımda da başarı sağladı.
“HÜKÜMET DERSHANEYE OLAN İHTİYACI ORTADAN KALDIRDI”
Hükümetin okula dayalı bir sistemi etkinleştirmesi dershaneye olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. Zamanla da üniversiteye gidişte de okula dayalı bir sistem getirildiğinde dershaneye olan ilgi yok olacaktır.
“ÖĞRENCİLER SINAVA NASIL HAZIRLANACAK?”
Bugünkü mevcut şartları değerlendirdiğimiz zaman; bu yıldan itibaren üniversiteye hazırlanacak öğrencilerimiz var bunlar ne yapmalı? Eğer öğrenciler lise sonda okuyorsa okullarında üniversiteye hazırlıkla ilgili kurslar açılacağı için onlar herhangi bir sorun yaşamayacaklar. Gerek devlet gerekse özel okullar için bu durum geçerli tabi ki. Ancak burada mezun olan öğrencilerin durumu da var. Bu öğrencilerin sayısı da 600 bini bulmakta. Bu öğrenciler için nasıl bir yöntem uygulanacağı da söz konusuydu bunla ilgili de özel eğitim kurumları adı altında kurumların açılabileceğine Milli Eğitim karar verdi. Bu kurumlar Pazar hariç her gün ders yapabilecekler. Üç bilimden kurs verme şansına sahipler. Örneğin Türkçe matematik geometri ya da fizik kimya biyoloji gibi… Üniversite hazırlığının bu şekilde üç bilimle sınırlandırılması oldukça güç bir hadisedir. Adaylar bu duruma göre hareket edecek.
“İLK ZAMANLAR BİRAZ KARGAŞA YAŞANACAK”
Mezunlar için halkevlerinde ücretsiz üniversiteye hazırlık kursları açılacak buralarda devam edebilirler. Yine istiyorlarsa temel lise dediğimiz okulların cumartesi günkü kurslarına devam edebilecekler. Böylece üniversiteye hazırlık söz konusu olacak. İlk etapta bazı problemler ortaya çıkabilecektir ama her yapılan yeni olayda olduğu gibi bu durumun da eksileri olabilecektir. Bir süre sonra bu yöntemin artı ve eksileri Milli Eğitimin değerli yöneticileri tarafından masaya yatırıldığında düzeltilme şekline gidilecektir. İlk zamanlarda birazcık kargaşa yaşayacağımız bir gerçek…
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar