"Muhsinim hücrede namaz kılarken radyonun sesini sonuna kadar açarlarmış”
Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) merhum kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun annesi Fidan Yazıcıoğlu oğlunun cezaevi günlerini anlatmıştı bu sözlerle anlatmıştı: Muhsinim hücrede namaz kılarken radyonun sesini sonuna kadar açarlarmış”
2009 yılının soğuk ve karlı bir Mart günü Hakk’a yürüdü Muhsin Yazıcıoğlu. Şüpheleri hala aydınlatılamamış bir helikopter kazasıyla vefat etti BBP kurucu genel başkanı. 3 arkadaşı, bir gazeteci ve pilot ile birlikte soğuk Keş Dağları’nda verdi son nefesini nam-ı diğer Muhsin Başkan…
Onun ölümüne sevenleri, arkadaşları, ailesi, partilileri, vatan millet sevdalıları üzüldü. Ama içlerinde biri vardı ki o, en çok üzülendi. 2009 yılı 25 Mart’ında yaşanan helikopter olayında Muhsin Başkan öldüğünde annesi Fidan Yazıcıoğlu adeta kahroldu. 4 evladından biri olan Muhsin Başkan’ın ölümü Fidan Anne’yi tarif edilmez acılara gark etmişti.
Abdulkadir Selvi ile birlikte Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlatan Alperen adlı kitabı yazdık ölüm yılının Haziran ayında. Ben de Sivas’a gittim ve diğer oğlu Yusuf’un evinde kalan Fidan Yazıcıoğlu ile görüştüm. Biraz üzülerek, biraz ağlayarak, biraz da çocukluğunu anlatırken yüzündeki tebessümü görünce gülümseyerek yapmıştım röportajı.
“YATIYORUM, KALKIYORUM MUHSİNİM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE”
Muhsin Başkan’ı anarken, içi gidiveriyordu uzaklara. Ölümünün üzerinden iki ay geçtikten sonra görüşmüştüm ve ona, “ Nasıl geçti bu iki ay?” demiştim. O da bana, “…Bir gün bile aklımdan çıkmıyor. Yatıyorum gözümün önünde, kalkıyorum gözümün önünde. Hiç unutamıyorum. İlk zamanlar hep gelecek diye gözlerim bakıyordu. Kapıya bakıyordum, yollara bakıyordum. Artık o da, gözlerim de pes etti…” demişti.
Oğlunun hayattayken anılarıyla ilgili konuştum. Ankara’daki üniversite zamanlarında yaşanan olayları anlatıp anlatmadığını sorduğumda Fidan Anne, “… Türkeş Bey çocuğu gibi severdi. Gençliklerin başkanı etti Muhsinimi. Sağ-sol davası çıktı, çok çekti. ‘Solcular gelirlerdi okula, bizim sağcılardan ne kadar varsa döverlerdi, komazlardı. Ama biz de onları komadık, sokmadık okula’ derdi bana…” diyerek Muhsin Başkan’ın anlattıklarını aktarmıştı.
“NAMAZ KILMASINI ENGELLEMEK İÇİN RADYOYU AÇMIŞLAR”
1980 darbesiyle hapishaneye giren Muhsin Yacızıoğlu’nun hapishane anılarını da Fidan Yazıcıoğlu o kendine has üslubuyla anlatmıştı:
“…Mektup yazıyorduk, ayrıca onbeş günde bir görüyorduk. Muhsin’in büyüğü Yusuf gider görürdü, babasıyla ben gider görürdüm. Çıkarırlar, gösterirlerdi. Arkadaşlarına demiş ki, ‘Gözümü bağladılar, solcuyla beraber aynı yere verdiler ceza olsun diye.’ İkisini bir araya koymuşlar, birbirlerini öldürsünler diye. Bir gün, ‘Namaz kıldığım için radyosunu sonuna kadar açardı inadıma. Selam verirdim almazdı. Arkadaşım niye böyle ediyorsun dermiş, aklın fikrin varsa düşün. İkimizi öldürmek, vurdurmak için buraya koydular. Etme bunları, derken oğlan bunları bıraktı benimle samimi oldu. Onunla beraber bir yıl yattık, çıktık’ demişti bize”
Fidan Yazıcıoğlu, Muhsin Başkan’ın hapishanede kaldığı süre boyunca genelde oruç tuttuğunu, 5-6 sandık kitap okuduğunu, betonların üzerinde üşüyorum şiirini de orada yazdığını dile getirmişti.
Fidan Yazıcıoğlu, helikopter olayının olduğu sabah evladının kendisini aradığını ve “Anacığım ne örüyon?” diye sorduğunu aktarmıştı.
“BENİ SEVİYORLAR AMA OY VERMİYORLAR”
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayrıca annesine, “Millet bana, ‘seni seviyoruz, dürüst adamsın’ diyor ama oy vermiyorlar. Bu da benim zoruma gidiyor” demişti.
Fidan Anne ile sağlığında yaptığımız röportajdan bazı pasajları aktararak anmak istedim rahmetliyi. Oğlu öldüğünde, “Allah genç ölümü vermesin” diyen Fidan Anne, 90 yaşını devirdikten sonra 20 Şubat 2015’de sabaha karşı vefat etti ve çok sevdiği oğlunun yanına gitti. Ne diyelim, Allah onu rahmet eylesin. Vefat eden annelerimizi rahmet eylesin. Tabii ki Muhsin Başkanı da Allah rahmet eylesin.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Onun ölümüne sevenleri, arkadaşları, ailesi, partilileri, vatan millet sevdalıları üzüldü. Ama içlerinde biri vardı ki o, en çok üzülendi. 2009 yılı 25 Mart’ında yaşanan helikopter olayında Muhsin Başkan öldüğünde annesi Fidan Yazıcıoğlu adeta kahroldu. 4 evladından biri olan Muhsin Başkan’ın ölümü Fidan Anne’yi tarif edilmez acılara gark etmişti.
Abdulkadir Selvi ile birlikte Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlatan Alperen adlı kitabı yazdık ölüm yılının Haziran ayında. Ben de Sivas’a gittim ve diğer oğlu Yusuf’un evinde kalan Fidan Yazıcıoğlu ile görüştüm. Biraz üzülerek, biraz ağlayarak, biraz da çocukluğunu anlatırken yüzündeki tebessümü görünce gülümseyerek yapmıştım röportajı.
“YATIYORUM, KALKIYORUM MUHSİNİM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE”
Muhsin Başkan’ı anarken, içi gidiveriyordu uzaklara. Ölümünün üzerinden iki ay geçtikten sonra görüşmüştüm ve ona, “ Nasıl geçti bu iki ay?” demiştim. O da bana, “…Bir gün bile aklımdan çıkmıyor. Yatıyorum gözümün önünde, kalkıyorum gözümün önünde. Hiç unutamıyorum. İlk zamanlar hep gelecek diye gözlerim bakıyordu. Kapıya bakıyordum, yollara bakıyordum. Artık o da, gözlerim de pes etti…” demişti.
Oğlunun hayattayken anılarıyla ilgili konuştum. Ankara’daki üniversite zamanlarında yaşanan olayları anlatıp anlatmadığını sorduğumda Fidan Anne, “… Türkeş Bey çocuğu gibi severdi. Gençliklerin başkanı etti Muhsinimi. Sağ-sol davası çıktı, çok çekti. ‘Solcular gelirlerdi okula, bizim sağcılardan ne kadar varsa döverlerdi, komazlardı. Ama biz de onları komadık, sokmadık okula’ derdi bana…” diyerek Muhsin Başkan’ın anlattıklarını aktarmıştı.
“NAMAZ KILMASINI ENGELLEMEK İÇİN RADYOYU AÇMIŞLAR”
1980 darbesiyle hapishaneye giren Muhsin Yacızıoğlu’nun hapishane anılarını da Fidan Yazıcıoğlu o kendine has üslubuyla anlatmıştı:
“…Mektup yazıyorduk, ayrıca onbeş günde bir görüyorduk. Muhsin’in büyüğü Yusuf gider görürdü, babasıyla ben gider görürdüm. Çıkarırlar, gösterirlerdi. Arkadaşlarına demiş ki, ‘Gözümü bağladılar, solcuyla beraber aynı yere verdiler ceza olsun diye.’ İkisini bir araya koymuşlar, birbirlerini öldürsünler diye. Bir gün, ‘Namaz kıldığım için radyosunu sonuna kadar açardı inadıma. Selam verirdim almazdı. Arkadaşım niye böyle ediyorsun dermiş, aklın fikrin varsa düşün. İkimizi öldürmek, vurdurmak için buraya koydular. Etme bunları, derken oğlan bunları bıraktı benimle samimi oldu. Onunla beraber bir yıl yattık, çıktık’ demişti bize”
Fidan Yazıcıoğlu, Muhsin Başkan’ın hapishanede kaldığı süre boyunca genelde oruç tuttuğunu, 5-6 sandık kitap okuduğunu, betonların üzerinde üşüyorum şiirini de orada yazdığını dile getirmişti.
Fidan Yazıcıoğlu, helikopter olayının olduğu sabah evladının kendisini aradığını ve “Anacığım ne örüyon?” diye sorduğunu aktarmıştı.
“BENİ SEVİYORLAR AMA OY VERMİYORLAR”
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayrıca annesine, “Millet bana, ‘seni seviyoruz, dürüst adamsın’ diyor ama oy vermiyorlar. Bu da benim zoruma gidiyor” demişti.
Fidan Anne ile sağlığında yaptığımız röportajdan bazı pasajları aktararak anmak istedim rahmetliyi. Oğlu öldüğünde, “Allah genç ölümü vermesin” diyen Fidan Anne, 90 yaşını devirdikten sonra 20 Şubat 2015’de sabaha karşı vefat etti ve çok sevdiği oğlunun yanına gitti. Ne diyelim, Allah onu rahmet eylesin. Vefat eden annelerimizi rahmet eylesin. Tabii ki Muhsin Başkanı da Allah rahmet eylesin.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar