Marmara Denizi'nde araştırma: Sıcaklıklar müsilajı tetikleyebilir

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi'nce Marmara Denizi'nde yapılan çalışmalarda, havaların ısınmasının ardından su sıcaklığının artmasıyla müsilajın tekrar ortaya çıkma şartlarının oluştuğu belirlendi.

İÜ Su Bilimleri Fakültesi'nde görevli bilim insanları, Marmara Denizi'nde müsilajla ilgili çalışmalarına devam ediyor.

Bilim insanları, R/V Yunus-S araştırma gemisiyle ilk olarak belirlenen istasyonlardan CTD cihazıyla suyun fizikokimyasal parametrelerini ölçtü. CTD'deki veriler bilgisayarlara aktarılarak denizdeki örnekleme derinlikler belirlendi. Ardından nansen şişesi ve plankton kepçeleriyle 15 ila 70 metre ile üst ve alt tabakadan örnekler alındı.

Bilim insanları, deniz zeminindeki canlıların dağılımını ve miktarını belirlemek amacıyla trol ağıyla örnekler topladı. Güvertede türlerine göre ayrılan örneklerin, miktar ve ağırlıkları kaydedildi.

Denizden örnek alınıp inceleniyor

İÜ Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Marmara Denizi'nde geçen yıl yaşanan müsilajın sonbahar gibi kaybolduğunu hatırlatarak mart ve nisan başında müsilajın tekrar bölge bölge oluşmaya başladığıyla ilgili kendilerine bilgiler geldiğini aktardı.

Marmara Denizi'nde sıcaklık, tuzluluk ve oksijen durumunu ortaya çıkarmak için fizikokimyasal parametreleri ölçtüklerini dile getiren Okyar, yüzeyden derine doğru bir azalma olup olmadığına bakmak, balık stoklarının son durumu belirlemek ve mikroplastik gibi müsilajı oluşturan fitoplanktonik organizmalar için örnekler topladıklarını söyledi.

Prof. Dr. Okyar, alınan örnek organizmaları laboratuvarda inceleyeceklerini anlatarak, "CTD cihazıyla suyun içerisinde bulunan fizikokimyasal parametrelerin verdiği oksijen değerlerine göre, oksijen seviyesini 2 miligram/litre altında 0,8 ile 0,9 olarak ölçtük. Bu durum canlı yaşamı için çok olumsuz etki yaratacak, canlı yaşamını desteklemeyecek. Bu durum organizmaların oksijen açısından sıkıntı yaşadığını gösteriyor" ifadelerini kullandı. 

"Oksijen düşük, klorofil değerleri yüksek, biyoçeşitlilik çok düşük"

Ayrıca balık çeşitliliğinin de çok fazla olmadığını vurgulayan Okyar, şöyle devam etti:

"Balık stokları ve çeşitliliğinde bir azalma söz konusu. Ekonomik değeri olmayan balıkların, deniz kirpisi gibi canlıların son derece yoğun olduğunu gördük. Marmara Denizi'nde yaptığımız gözlemlere göre, yavaş yavaş hava sıcaklıklarının da artmasıyla su sıcaklığında meydana gelen artış müsilaj oluşumunu tetikleyebilir. Yani Marmara'da müsilaj oluşumunu destekleyen belirtileri gördük. Marmara Denizi'nde şu anda oksijen düşük, klorofil değerleri yüksek ve ne yazık ki biyoçeşitlilik çok düşük."

"Marmara Denizi'nin güney bölgesinde dipte müsilajın olduğu bilgileri bize geliyor"

Okyar, müsilajın daha çok kıyısal alanlar, akıntı ve yenilenme olayının daha sınırlı olduğu körfez bölgelerinde ortaya çıktığını ifade ederek, İzmit, Erdek ve Bandırma körfezleri ile insanların yoğun olduğu güney sahillerinin riskli bölgeler olabileceğini vurguladı.

Müsilajın geçen yıl ilk olarak bu bölgelerde ortaya çıktığının altını çizen Okyar, "Ayrıca Marmara Denizi'nin güney bölgesinde dipte müsilajın olduğu bilgileri bize geliyor. Üniversitemizden hocaların yapmış olduğu çalışmalarda Prens Adaları civarındaki bilimsel dalışlarda dipte partikül halinde yoğun artışın olduğunu ama geçen yıldaki gibi yoğun müsilaj kitlelerinin oluşmadığını ifade ettiler" dedi.

Yorumlar