Levent: “Türkiye-Japonya dostluğu tarihe dayanır”

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Doç. Dr. Sinan Levent, “Japonya'nın, Orta Asya, Orta Doğu ve Balkanlar'daki Türkiye'nin gücü, Türkiye'nin pozisyonu, tarihi geçmişi üzerinden bir ortaklık yapabileceği kanaatindeyim” dedi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Doç. Dr. Sinan Levent, Türkiye ile Japonya arasındaki dostluğun simgesi olan Ertuğrul Fırkateyni'nin batışının 133. yılında, "Japonya'nın, Orta Asya, Orta Doğu ve Balkanlar'daki Türkiye'nin gücü, Türkiye'nin pozisyonu, tarihi geçmişi üzerinden bir ortaklık yapabileceği kanaatindeyim." dedi.

Levent, Türk-Japon dostluğunun başlangıcı kabul edilen Ertuğrul Fırkateyni hakkında konuştu.

550'den fazla Osmanlı denizcisinin hayatını kaybettiği olayın başlangıcının 1886'ya kadar dayandığını söyleyen Levent, "Ertuğrul Fırkateyni olayının 133. yıl dönümü." dedi.

Levent, Japonya Prensi Komatsu'nun ABD ve Avrupa ziyaretinin ardından savaş gemisiyle İstanbul'u ziyaret ettiğini ve bu ziyaretteki misafirperverlikten memnun kaldığını anlattı.

Bunun üzerine, İstanbul'dan memnun ayrılan Komatsu ve eşinin Japonya'ya döndüğünde bu memnuniyetini İmparator Meiji'ye (Mutsuhito) anlattığını söyleyen Levent, II. Abdulhamit'e İmparator Meiji'nin kaleminden çıkan bir teşekkür mektubu yazıldığını ve Japon İmparatorluk nişanı verildiğini söyledi.

Levent, "II. Abdulhamit buna istinaden iade-i ziyaret, aynı zamanda mukabeleten bir teşekkür ziyareti düşünüyor ve 1889 yılı yolculuğun resmiyette başladığı yıl oluyor." dedi.

İstanbul'dan yola çıkan geminin yolculuğunun 3 ila 5 ay sürmesi öngörülürken, bazı etkenlerden dolayı yolculuğun yaklaşık 11 ay sürdüğüne değinen Levent, bu süreçte bazı mürettebat üyelerinin çeşitli hastalıklar nedeniyle yolda yaşamını yitirdiğini kaydetti.

Levent, Temmuz 1889'da yola çıkan geminin mayısta Japon sularına girdiğini ve Osmanlı heyetinin başındaki Osman Paşa ve Ali Bey öncülüğünde Mutsuhito'ya iade-i ziyarette bulunduğunu aktardı.

O dönemde, Japonya'da kolera salgının hakim olduğunu ve Osmanlı denizcilerinin de salgın hastalığa yakalandığını hatırlatan Levent, "(Gemi) Salgından dolayı yaklaşık 3 ay Japonya'da kalıyor." dedi.

Levent, kolera nedeniyle 12 mürettebatın yaşamını yitirdiğini belirterek, tayfunların yaşandığı eylül ayında, Japon yetkililerin uyarılarına rağmen, geminin ülkeye dönüş sürecinin 15 Eylül 1890'da başladığını söyledi.

500'den fazla denizci hayatını kaybetti

Levent, geminin tayfunun etkisiyle battığını, 500'den fazla denizcinin hayatını kaybettiğini ve kurtulan 69 denizcinin ise, yakınlardaki köye ulaşarak yerel halktan yardım istediğini söyledi.

Sonraki sürecin köyün muhtarının günlüklerinden teyit edilebildiğini kaydeden Levent, olayı öğrenen Japon makamlarının 69 denizcinin sağlık sorunlarıyla ilgilendiğini ve ardından denizcilerin Osmanlı İmparatorluğu'na gönderildiğini aktardı.

İki ülkenin tarihi geçmişi üzerinden bir ortaklık

Levent, Ertuğrul Fırkateyni'nin batışından sonraki günlerde Japon medyasının olayı ilk sayfalarında duyurduğunun altını çizerek, daha sonraki günlerde de facianın büyüklüğüne dair haberlerin gündemde olduğunu söyledi.

Ertuğrul Fırkateyni ile ilgili Türk-Japon ortaklığında film çekildiğini belirten Levent, ayrıca Japonya'da olayla ilgili müze ve anıt mezar da olduğunu kaydetti.

Levent, Türkiye-Japonya ilişkisinin, Japonya'nın komşu ülkeleriyle olan ilişkilerine oranla daha iyi bir konumda olduğuna işaret ederek, Japonca da Japonya'yı seven ülkeler anlamına gelen "shinnichikoku" olarak tabir edilen bir ifade yer aldığını vurguladı.

"O (shinnichikoku) kategoride listelenir Türkiye genelde, halk nezdinde de bu böyledir, yöneticiler nezdinde de." ifadesini kullanan Levent, iki ülke halkının birbirini daha fazla tanıması gerektiğine dikkati çekti.

Levent, iki ülkenin "ortak çıkarlarının" olduğunu vurgularken, "Japonya'nın, Orta Asya, Orta Doğu ve Balkanlar'daki Türkiye'nin gücü, Türkiye'nin pozisyonu, tarihi geçmişi üzerinden bir ortaklık yapabileceği kanaatindeyim." dedi.

Yorumlar