‘Kredi derecelendirme kuruluşları ekonomik suikast yapmaya çalıştı’

Darbe girişimi sonrası ekonomide felaket senaryoları çizilirken böyle bir tabloyla karşı karşıya kalınmadı.

Recep DEMİRCAN/ AjansHaber

15 Temmuz FETÖ askeri darbe girişimi sonrasında Türk ekonomisinde felaket senaryoları çizildi. Bu senaryolar doların, 4-5 TL seviyesine çıkacağı, faiz oranlarının yükseleceği ve yurt  dışına Türkiye’den para çıkışları olacağı yönündeydi. Bunların aksine dolar darbe girişimi önceki seviyesini korudu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirin söyleminden sonra bazı bankalar faizlerde indirme gitti ve vatandaş elindeki doları bozdurarak Türkiye’ye yüksek miktarda para girmesine aracı oldu.

Dolar ise darbe girişiminden sonra 3,060 seviyesinde kadar çıkmış ama ılımlı ve güvenilir mesajların verilmesi seyrini 2, 93’lere kadar düşürmesine neden oldu. Dolar, şuan seyrini, 2, 96 seviyesinde sürdürüyor.

Hükümet, darbe girişiminden sonra ekonominin etkilenmediğini ve finansın daha da sağlamlaşması için gerekli adımların belirlendiği, vakit kaybetmeden bu adımların atılacağı mesajını verdi.  Peki, darbe girişiminde ekonominin etkilenmemesinin altına ne yatıyor?

Ekonomist Ünsal Ban, “Millet ekonomisine sahip çıktı. Ekonomide hiçbir olumsuz dalgalanma yaşanmadı. Darbe girişiminin arkasında kredi derecelendirme kuruluşlarından açıklamalar geldi. Bu kuruluşlar Türkiye’ye ekonomik suikast yapmaya çalıştılar. Bu girişimlerinde başarısız oldular. Darbe girişimi Türk ekonomisine bir etkisi olmadı ama 100 milyar TL gibi bir maliyeti oldu. Dolardaki dalgalanma normal, bundan sonra seyrini dış piyasalara göre yönlendirecek” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Ünsal Ban, darbe girişimi sonrasında ekonomide olumsuz havanın yaşanmamasının nedenleri ve dolardaki seyri AjansHaber’e değerlendirdi.

‘DOLARDA FELAKET SENARYOLARI YAŞANMADI’

Bu darbe girişiminin ekonomik boyutu dediğimiz zaman olay biraz daha farklılaşıyor. Millet ekonomisine sahip çıktı. Ekonomide hiçbir olumsuz dalgalanma yaşanmadı. Doların 4-5 TL seviyesine çıkacağı yönünde yorumlar vardı. Doların seviyesine baktığımız zaman darbe girişimi öncesi seviyelerde seyrettiğini görebiliriz.

‘KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI EKONOMİK SUİKAST YAPMAYA ÇALIŞTI’

Darbe girişiminin arkasında kredi derecelendirme kuruluşlarından açıklamalar geldi. Bu kuruluşlar Türkiye’ye ekonomik suikast yapmaya çalıştılar. Bu girişimlerinde başarısız oldular. Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaşadığı başarısızlık Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösteriyor.

‘EKONOMİYE ETKİSİ OLMADI AMA MALİYETİ VAR’

Darbe girişimi Türk ekonomisine bir etkisi olmadı ama ekonomiye bir maliyeti var. 300 milyar TL ifade eden darbe girişiminin maliyetinin 100 milyar TL olduğu kesinlik kazanan bir rakamdır. Darbe girişimi sonrası faiz, dolar fiyatlarında büyük artışların olması ve yurt dışına para çıkışlarının olması gerekirken fakat bunlarla karşılaşılmadı. Hükümet, bir takım adımları atması gerekiyordu. Şimdi de bu adımları atıyor. Bu adımlar ileride yaşanacak sorunlarda etkinin sıfıra indirgenmesi için alınıyor. Darbe girişiminin ekonomiye etkisi azaldı. Türk milleti bankalara gidip dolar bozdurdu. Türkiye’ye yaklaşık 10 milyar dolarlık döviz girişi yaşandı.

‘DOLAR ARTIK KENDİNİ DIŞ PİYASAYA GÖRE KONUMLANDIRDI’

Dolarda bir hareketlilik söz konusu değil. Dolar en fazla 3, 060 gördü. 2,93’leri gören dolar bugün 2,060 civarında seyrediyor. Bu seviyeleri artık dolar koruyacaktır. Alt çizgi 2,80, üst çizgim ise 3,050’dir. Bu gayet normal. Gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde de dalgalanmalar devam ediyor. Bu durumu iç piyasa göre değil, dış piyasaya göre yorumlamak lazım. FED’in faiz artıracam veya azaltacam söylemleri dolarda + veya – durumlara neden oluyor. Bundan sonraki dolardaki seyir dış piyasalara göre şekillenecektir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar