Kayyum kararına HDP’den küstah tehditler! ‘Yeni bir 6-8 Ekim olayları oluşturma gayreti var’
HDP’nin Sur ve Silvan Belediyeleri’ne kayyum atandı. Bu karar sonrası HDP’li vekillerden tehditkar açıklamalar geldi.
PKK’nın siyasi kolu HDP’nin Sur ve Silvan Belediyeleri’ne mahkeme kararı tarafından kayyum atandı. Bu kararın gerçeklemesinden önce HDP’li milletvekillerinden 6-8 ekim olaylarına benzer olayların gerçekleşeceğine dair tehditler gelmişti. Bu kararın öncesinde HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’tan ‘Kayyumu asla tanımayın. Hiçbir şekilde kayyuma selam bile vermeyin. Biz cezaevine de girsek arkamızda milyonlar var. Milyonca Demirtaş var. Bir tane Demirtaş’tan kurtulursunuz da bu kadar Demirtaş’ı ne yapacaksınız. Sizler her an büyük bir sivil direnişe hazır olmalısınız. Bizim için de bugünler ölüm kalım meselesidir’ ifadesini kullanmıştı.
HDP’li Sur ve Silvan Belediyesine kayyum atanmasıyla ilgili olarak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, ‘Hukuksuz kayyum atamalarına karşı, Tüm halkımızı kendi iradesi etrafında kenetlenmeye davet ediyoruz’ ifadesini kullanırken HDP’nin Meral Danış Beştaş’da ‘Başkanlar, meclis üyeleri, halk kayyumları tanımayacaktır. Hükümet kendi iradelerini yok sayıyorsa halk da kendi hakkını, hukukunu savunacak. Asla yenilir yutulur adım değildir’ ifadesini kullandı.
Peki, bu karar bölgede yeniden 6-8 Ekim olaylarının yaşanmasına yol açar mı? Terör Uzmanı Abdullah Ağar, ‘PKK veya PKK müzahir yapıların içerisinde böyle bir gayretin olduğu gözüküyor’ açıklamasını yaptı.
Terör Uzmanı Abdullah Ağar, kayyum sonrası bölgede oluşabilecek tansiyonu ve genel terör değerlendirmesini AjansHaber’e değerlendirdi.
“PKK’NIN 6-8 EKİM OLAYLARINA BENZER SÜREÇ İÇİN GAYRETİ VAR”
HDP ve PKK var olan hassasiyeti derinleştirmek için elinden geleni yapıyor. 6-8 Ekim gibi bir süreç yaşar mıyız sorusunun cevabını şuan bilmiyoruz ama bunun oluşması için bir çaba var. PKK veya PKK müzahir yapıların içerisinde böyle bir gayretin olduğu gözüküyor. Bu bir anlamda üstü kapalı tehdittir. Bu sürecin hayata geçmesi için ilk başta bölge halkından karşılık bulunması gerekiyor. Burada ana faktör halktır.
‘HALK DA EKNİK, SOSYAL VE ZİHİNSEL KIRILGANLIK OLUŞTURULMAK İSTENİYOR’
11 Temmuz 2015’te başlayan PKK’nın kırsal ve kırsal dayalı meskun mahal terörü üzerinden cumhuriyet tarihinin en büyük isyan girişimini başaramadılar. 15 Temmuz’da da FETÖ darbe girişimini başaramadılar. Şimdi de bu olayların neden olduğu hassasiyetleri derinleştirmek istiyorlar. Hem devletin hem de güvenlik güçlerinin dengesini bozmak ve etnik, sosyal ve zihinsel anlamda halk içerinde bir kırılganlık yaratılmak isteniyor. Bunların temel amacı kaos oluşturmaktır. Şuan başarmış değiller. Zor bir dönem ve terör kuşağının içerisinden geçiyoruz. Bu dönemde duyguların değil, aklın egemen olmasını sağlamalıyız.
‘OHAL, TERÖRLE MÜCADELEYİ KOLAYLAŞTIRIYOR’
Mutlaka OHAL’in bir etkisi var. OHAL’in ortaya çıkmasıyla terörle mücadelede kanundan alınan destek daha fazla oluyor. Bu süreç de ortaya konan tedbirler terörle mücadeleyi kolaylaştırıyor. Bir yandan da karşı karşıya kaldığımız durumun ne kadar büyük olduğunu göstermesi açısından büyük izler taşıyor. Bu olaylar gerçekleşseydi toplumda daha büyük bir kırılganlık oluşturulacaktı ama bu amaçlarına ulaşamadılar.
‘SINIR GÜVENLİĞİ TERÖRÜ YURT İÇİNDE ZAYIFLATIR VURUR’
Teröre karşı taarruz ruhunun baş göstermesinden sonra Çukurca’da yapılan operasyonlar çok anlamlıdır. Sınır güvenliği gerçek anlamda sağlandığı takdirde sınır ötesinden gelen teröristlerin, patlayıcıların ve silahların önü kesilerek, içerideki teröristlerde yok edilince de, terör faaliyetleri azalacak. Burada sınır güvenliği anlam ve önem taşıyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar