Karşıt kutupların demokrasideki önemi
AjansHaber, Türkiye’de adalet sisteminin temel sorunlarını, son yıllarda görülen büyük davalar ışığında, alanında yetkin hukukçularla masaya yatırdı.
Türkiye’nin son 10 yılına Ergenekon, Balyoz, Oda TV Davası’nın da aralarında bulunduğu birçok dava damgasını vurdu. AjansHaber, Türkiye’de adalet sisteminin temel sorunlarını, son yıllarda görülen büyük davalar ışığında, alanında yetkin hukukçularla masaya yatırdı.
KAMUOYU İKİYE BÖLÜNDÜ
Son 10 yıla damga vuran bu büyük davalar kamuoyunu deyim yerindeyse ikiye böldü. Davaların gerekçelerini savunanları ‘cumhuriyet düşmanı' ve 'karşıdevrimci’ ilan edilirken, hukukun ihlal edildiğine yönelik en ufak eleştiri getirenlere ise ‘darbeci’ sıfatı yakıştırıldı. Bu sürece sağlıklı bir akademik bakış getirmek isteyen sağduyulu kesime ise hükümet taraftarı olarak görülerek ‘yandaş’ ya da iktidarı devirmek isteyen kesime ithafen ‘Ergenekoncu’ olarak yaftalandı.
17-25 ARALIK TÜRKİYE'DE YENİ BİR KAPI ARALANDI
17-25 Aralık'ta başlayan sürecin ardından Türkiye’de yeni bir kapı araladı. Türk yargı sistemi içindeki ‘hukuk dışı’ olduğu iddia edilen unsurlar deşifre oldu, yıllardır cezaevinde haksız olarak yatan mağdurlar ve davayı savunan iktidar aynı dili konuşarak ‘hukuk devleti’ safında birleşti.
Türkiye'de son yıllarda yaşanan gelişmeler ışığında, Türk adalet sisteminin temel sorunları Prof. Dr. Ersan Şen, AjansHaber’e değerlendirdi.
“TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLARAK YATAN, KANUN DEVLETİ OLARAK UYANAN BİR ÜLKE”
Türkiye’nin hukuk ve yargı olarak yatan, sabah ise kanun devleti olarak uyanan bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Prof. Şen, “Türkiye’deki bu anlayış ne kadar sürecek bilinmiyor. Kuvvetler arası çatışma, gerilim, yetki müdahalesi, karşılıklı açıklama ve sert eleştirilere dayalı gündem hiç bitmiyor. Siyasetçi ve basın mensuplarının, özellikle yargı ile yürütme arasında vuku bulan tartışmaları körükledikleri, yargı mensuplarının ise çeşitli nedenler ile kendilerinin cevap vermek zorunda hissettikleri görülmektedir” dedi.
YARGI VE SİYASETİN ‘AÇILIŞ’ VE ‘YILDÖNÜMÜ’ GERİLİMİ
Açılış ve yıldönümlerindeki gerilimi dile getiren Şen, “Kendimizi bildik bileli Türkiye’de birçok kamu kurum ve kuruluşunun her yıl açılış ve kuruluş yıldönümü kutlanır. Bu usul, bir resepsiyondan ziyade o kamu kurum veya kuruluşunun temsilcisinin konuşmasına odaklandığından ve temsilciden ilgi çekici konuşma yapma beklentisi teamüle dönüştüğünden, kutlama yerini tepki, mesaj verme veya eleştirileri cevaplandırma yöntemine terk eder. Açılış ve yıldönümü kutlamalarında izlenen bu hatalı usulden vazgeçilmesi isabetli olacaktır” diye konuştu.
“YARGI, SİYASETTEN KAÇAMIYOR”
Türkiye’de yargının siyaseti takip ettiğini ve siyasetten kaçamadığını dile getiren Şen, bu anlamda gücü kendi elinde tutmak isteyen yürütme organının da sürekli yargıya müdahale etmeye çalıştığını söyledi. Şen, yürütmenin müdahale sebebini açarak, “Aslında yürütme organının müdahale sebebi, yargıyı fiilen ele geçirmek ve tek elde toplamak değildir. Müdahalenin dayanağı olan şikayet, “hukuk devleti” ilkesinden ayrılmaması gereken yargı organının bazı kararlarının yürütme organını memnun etmemesinden kaynaklanmaktadır” dedi.
DEMOKRASİLERDE ÇATIŞAN UNSURLAR ARASINDA UZLAŞMANIN ÖNEMİ
Ortaya çıkan sorunların demokratik toplumlarda, çoğulculuktan vazgeçerek değil de karşıt kutupların arasındaki uzlaşı ile çözüleceğini dile getiren Şen, otoriter sistemlerden örnek vererek “Çoğunlukçuluk esas alındığından, sorunların çözümünde de ‘diğerleri’ne yer yoktur. Bu sebeple çözüm, tek sesli dayatmadan uzaklaşıp, çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğa önem vermek suretiyle herkesin yaşam alanını ve biçimini koruyabilme iradesini dürüst bir şekilde ortaya koyma gücünü göstermektedir” dedi.
SON
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
KAMUOYU İKİYE BÖLÜNDÜ
Son 10 yıla damga vuran bu büyük davalar kamuoyunu deyim yerindeyse ikiye böldü. Davaların gerekçelerini savunanları ‘cumhuriyet düşmanı' ve 'karşıdevrimci’ ilan edilirken, hukukun ihlal edildiğine yönelik en ufak eleştiri getirenlere ise ‘darbeci’ sıfatı yakıştırıldı. Bu sürece sağlıklı bir akademik bakış getirmek isteyen sağduyulu kesime ise hükümet taraftarı olarak görülerek ‘yandaş’ ya da iktidarı devirmek isteyen kesime ithafen ‘Ergenekoncu’ olarak yaftalandı.
17-25 ARALIK TÜRKİYE'DE YENİ BİR KAPI ARALANDI
17-25 Aralık'ta başlayan sürecin ardından Türkiye’de yeni bir kapı araladı. Türk yargı sistemi içindeki ‘hukuk dışı’ olduğu iddia edilen unsurlar deşifre oldu, yıllardır cezaevinde haksız olarak yatan mağdurlar ve davayı savunan iktidar aynı dili konuşarak ‘hukuk devleti’ safında birleşti.
Türkiye'de son yıllarda yaşanan gelişmeler ışığında, Türk adalet sisteminin temel sorunları Prof. Dr. Ersan Şen, AjansHaber’e değerlendirdi.
“TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLARAK YATAN, KANUN DEVLETİ OLARAK UYANAN BİR ÜLKE”
Türkiye’nin hukuk ve yargı olarak yatan, sabah ise kanun devleti olarak uyanan bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Prof. Şen, “Türkiye’deki bu anlayış ne kadar sürecek bilinmiyor. Kuvvetler arası çatışma, gerilim, yetki müdahalesi, karşılıklı açıklama ve sert eleştirilere dayalı gündem hiç bitmiyor. Siyasetçi ve basın mensuplarının, özellikle yargı ile yürütme arasında vuku bulan tartışmaları körükledikleri, yargı mensuplarının ise çeşitli nedenler ile kendilerinin cevap vermek zorunda hissettikleri görülmektedir” dedi.
YARGI VE SİYASETİN ‘AÇILIŞ’ VE ‘YILDÖNÜMÜ’ GERİLİMİ
Açılış ve yıldönümlerindeki gerilimi dile getiren Şen, “Kendimizi bildik bileli Türkiye’de birçok kamu kurum ve kuruluşunun her yıl açılış ve kuruluş yıldönümü kutlanır. Bu usul, bir resepsiyondan ziyade o kamu kurum veya kuruluşunun temsilcisinin konuşmasına odaklandığından ve temsilciden ilgi çekici konuşma yapma beklentisi teamüle dönüştüğünden, kutlama yerini tepki, mesaj verme veya eleştirileri cevaplandırma yöntemine terk eder. Açılış ve yıldönümü kutlamalarında izlenen bu hatalı usulden vazgeçilmesi isabetli olacaktır” diye konuştu.
“YARGI, SİYASETTEN KAÇAMIYOR”
Türkiye’de yargının siyaseti takip ettiğini ve siyasetten kaçamadığını dile getiren Şen, bu anlamda gücü kendi elinde tutmak isteyen yürütme organının da sürekli yargıya müdahale etmeye çalıştığını söyledi. Şen, yürütmenin müdahale sebebini açarak, “Aslında yürütme organının müdahale sebebi, yargıyı fiilen ele geçirmek ve tek elde toplamak değildir. Müdahalenin dayanağı olan şikayet, “hukuk devleti” ilkesinden ayrılmaması gereken yargı organının bazı kararlarının yürütme organını memnun etmemesinden kaynaklanmaktadır” dedi.
DEMOKRASİLERDE ÇATIŞAN UNSURLAR ARASINDA UZLAŞMANIN ÖNEMİ
Ortaya çıkan sorunların demokratik toplumlarda, çoğulculuktan vazgeçerek değil de karşıt kutupların arasındaki uzlaşı ile çözüleceğini dile getiren Şen, otoriter sistemlerden örnek vererek “Çoğunlukçuluk esas alındığından, sorunların çözümünde de ‘diğerleri’ne yer yoktur. Bu sebeple çözüm, tek sesli dayatmadan uzaklaşıp, çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğa önem vermek suretiyle herkesin yaşam alanını ve biçimini koruyabilme iradesini dürüst bir şekilde ortaya koyma gücünü göstermektedir” dedi.
SON
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar