Yangın sistemli olarak örgütlendi

İçimde şehrin tamamı yanacakmış gibi bir his vardı. Ateş çok yayılıyordu. Evimiz sanki muazzam bir havai fişekle aydınlatılmıştı. Şehrin şimdiden alev alev yanan büyük bir kısmının arz ettiği manzara, acıklı bir güzellikteydi. Saat 11.15’te, yangının mahallemize ulaştığını gördüm. Kara bir toz gözlerimize ve ağzımıza doluyor, kıvılcımlar başlarımızın üzerine düşüyordu; daha şimdiden, nefes alınamaz bir hava vardı. Sokak, kaçan sığınmacılar, kimi yerde ancak küçük bir geçit bırakan arabalarla dopdolu, tıkanmıştı. Süngü takmış birçok Türk askeri, bize bakıyorlardı. Onlardan biri: “Yassak!” diye bağırdı, yani “Geçemezsiniz!”. Bahriyelilerimiz, süngülerini öne doğrultarak: “Fransa!” deyince Türkler geçmemize izin verdiler. Şalupalara bindik ve bir kıvılcım yağmuru altında (Bunlar, yangın bombaları ya da evlerle birlikte infilak eden cephanelerden çıkıyordu.), yanan İzmir’in arz ettiği tarifsiz manzarayı seyretmek için güvertesinden ayrılmadığımız “Jean Bart”a ulaştık. Ne seyir ama! Yangının sistemli olarak örgütlendiğini anlıyorduk. Aynı anda birden ortaya çıkan yangın odakları vardı ve bunlar bir çember meydana getirerek birleşiyordu. Önce görünen mavi alevden, kundakçıların mahalleyi petrolle suladığını da anlıyorduk.

37 54

*****Başrahip Peder Ludovice Theisling şunları yazıyordu:

Yunan çetelerin yaptığı katliamlar nedeniyle Türkler çok öfkeliydi


‘’(...) Türkler tarafından saldırıya uğrama ve öldürülme endişesiyle denizciler tarafından korunan Kilisemizde gecelemeyi tercih etmiştim. 8 Eylül Cuma gecesi Kilise artık tıka basa doluydu. İtalyanların yanı sıra, iltica ve korunma talebiyle yorgan, yastık ve yataklarıyla bize sığınan Yunan aileleriyle de dopdoluydu. Türk birlikleri geldiğinde tüm İzmirliler öldürülme endişesiyle evlerine kapanıyorlardı. Türk general halkın sakin olmasını ve Türk birliklerine zarar verilmediği sürece kimsenin rahatsız edilmeyeceğini defalarca tekrarlamıştı. Lakin Türkler Yunanların Anadolu’da yaptığı katliamlardan ve dehşetlerden dolayı çok öfkeliydi.

38 54

*****20 Eylül tarihinde Peder Grosso, Peder Berro’ya şunları yazıyordu:

İzmir artık kömürleşmiş cesetlerle dolu bir harabe oldu


(...) “Olağanüstü ve hayal edilemez dehşetin silinmez etkisi altında, bizden haber vermek üzere, size birkaç satır yazıyorum. Kurtulduk! Evet öncelikle DeoGratias! Harabeler çevremizi sarmakta. Yangından hiçbir şey kurtulamadı; İzmir artık kömürleşmiş cesetlerle ekilmiş bir yığın harabe oldu. Şimdi asıl endişe artık kontrol altında olan yangın değil, bir salgının her an boy gösterebilmesiydi. Sokaklar olabilecek her türlü pislikle doluydu: leşler, paçavralar, cesetler, milyonlarca sinek ve kimse kenti temizlemeyi düşünmüyor.

39 54
40 54