İstihbaratta ABD modeli!

Başbakan Binali Yıldırım, darbe girişimindeki istihbarat zafiyetlerinin bir daha yaşanmaması için istihbaratta yeni bir yapılanma olacağını açıkladı. Birimlerin iç ve dış olarak ayrılması da en çok konuşulan sistem olarak öne çıkıyor.

FETÖ mensuplarının darbe girişimi ardından İçişleri Bakanı Efkan Ala, istihbarat birimleriyle ilgili yeni bir yapılanma olacağını açıklamıştı. Bakanlar Kurulu sonrası konuyla ilgili açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “İstihbarat birimlerinin yeniden organizasyonu ile ilgili çalışma kişilerle ilgili olmayacaktır. Kara kaplı bir defterin kapağını açtık, her yeni bilgi daha vahim şeyleri ortaya koyuyor. Bu darbeler meselesi 200 yıllık bir süreçtir. Öyle bir istihbarat birimi kuralım ki vatan savunmasında en teferruatlı bilgiye sahip olsun. Bunla ilgili çalışmalar sürüyor” dedi. Başbakan Binali Yıldırım ise, “İstihbarat ile ilgili bir çalışma yapılıyor, nasıl olacağı yönünde tam karar vermiş değiliz. Çeşitli alternatifler üzerinde çalışmalar tamamlanacak. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuyu değerlendirecek ve karar vereceğiz. İstihbarat ile ilgili dağınıklık olduğu söz konusu. Emniyet'in, Jandarma'nın, MİT'in istihbaratı var. Bütün bunlar olurken, genel anlamda istihbaratla ilgili sorunlarımız olduğu ortada” şeklinde konuştu.

İstihbarat birimlerinin iç ve dış istihbarat olarak ikiye ayrılacağı analizleri de geniş bir şekilde konuşuluyor.

Darbe girişiminin ardından istihbarat birimlerindeki yeni yapılanmayı AjansHaber’e değerlendiren Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, istihbarat birimlerinin iç ve dış olarak ayrılmasının çok büyük katkı sağlayacağını ancak iki birim arasında koordinasyonun önemli olduğunu belirtti. Orakoğlu, “Sistem değişikliği de yapsak istihbarat birimlerinin içindeki kişiler çok önemli. İstihbarat birimlerinde görevlendirdiğimiz kişileri çok iyi takip etmemiz lazım. Çok iyi araştırıp, bu kişilerin herhangi tehdit oluşturacak unsurlarla bağının olmaması gerekiyor. Bu kişilerin tecrübeli ve deneyimli kişilerden oluşması gerekiyor. Burada asıl mesele bu ülkeyi sevmek, ülke için gerekiyorsa elini taşın altına koyabilme meselesidir” dedi.

Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, darbe girişiminin ardından istihbarat birimlerindeki yeni yapılanmayı AjansHaber’e değerlendirdi:

Türkiye şu anda cumhuriyet tarihinin en kanlı ve değişik darbe süreciyle karşı karşıya kaldı. Aslında bu darbe girişimi de değil, darbe girişimi adı altında Türkiye’nin işgaline yönelik bir prova. Mısır’da da 2013 yılında savaş uçakları, helikopterler halkı bombaladı. Mısır’daki darbede polis, istihbarat ve asker birlikte hareket ettiler. Türkiye’de ise yalnız TSK içine sızmış FETÖ mensuplarının darbe girişimi yaptıklarını görüyoruz.

“TÜRKİYE’DEKİ İKK BİRİMLERİ ÇOK ZAYIF”

Bu süreç çok ciddi bir şekilde hazırlanmış. Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye yönelik bir operasyon planlamışlar. Burada çok açık bir takım zafiyetler gözüküyor. Türkiye’de İstihbarata Karşı Koyma (İKK) dediğimiz birimlerimiz çok zayıf. Farklı ülkelere baktığımızda İKK dediğimiz birimler istihbarattan ayrı bir şekilde kurulmuş. Kendi ülkelerine yönelik, ulusal güvenliğine yönelik bir saldırı olduğunda bunu karşılayabilecek bir yapı oluşturulmuş.

“İSTİHBARAT BİRİMLERİNİN BİLGİ ALAMAMASI CİDDİ BİR VAKA”

Türkiye’ye baktığımız zaman MİT, bundan birkaç sene önce Batılı ülkeler seviyesinde yetkiyle donatıldı. Hükümet çok ciddi bir şekilde bu olayı sırtladı ama buna rağmen cuntacıların darbe girişiminde bulunacakları belliyken, kaçak FETÖ mensupları bunu dillendirirken istihbarat birimlerimizin haber alamamaları çok acı. FETÖ, 17-25 Aralık sonrasında ciddi bir şekilde mercek altına alınmıştı. İstihbarat birimlerimizin bu bilgileri neden alamadıkları çok ciddi bir vaka olarak karşımızda duruyor.

“İKK’YA ÖNEM VERİLMEDİĞİ VE ATLANDIĞI GÖRÜLÜYOR”

İstihbarat birimleri devletin üst katlarından tutun, yaverlerden tutun, odacısına kadar herkesi belirli periyodik aralarla güvenlik takatlerini üst düzeyde yapması lazım. Bunların yapılmadığı görüyoruz ve istihbaratta bir başıboşluk görüyoruz. Bunlar yapılabilmiş olsaydı ne kuvvet komutanlarımız ne Genelkurmay Başkanı bu yapı tarafından rehin alınamazdı. İKK’ya önem verilmediği ve bunun atlandığı görülüyor.

“TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK İLAN EDİLEN YAPININ TÜM UNSURLARININ KONTROL ALTINA ALINMIŞ OLMASI GEREKİRDİ”

İstihbaratın en önemli süreçte haber alamaması çok büyük bir zaaf olarak öne çıktı. Terör örgütü olarak ilan edilen yapının bütün unsurlarının kontrol altına alınmış olması gerekiyor.

“TÜRKİYE’NİN ADI ‘PARLAMENTER’ AMA ‘PARLAMENTER OLMAYAN’ SİSTEMDEN KURTULMASI GEREKİYOR”

İstediğin kadar kanun getir, istihbarat birimini istediğin kadar Batılı seviyeye yükselt, bunların olması sistem bozukluğuna işaret ediyor. Türkiye’deki parlamenter sistem darbe üreten bir sistemdir. Bu sistem içerisine darbe ruhu yerleştirilmiştir. 12 Eylül anayasasının neredeyse tüm maddeleri değiştirildi ama bu ruh değiştirilemedi. Türkiye’nin adı ‘parlamenter’ olan ama ‘parlamenter olmayan’ sistemden kurtulması lazım. Bunun için de başkanlık sistemine geçişmesi gerekiyor.

“YENİ İSTİHBARAT SİSTEMİ BAŞKANLIK SİSTEMİNE UYGUN OLACAKTIR”

Yapılandırılacak yeni istihbarat sistemi de başkanlık sistemine uygun olacaktır. Yani, istihbarat birimleri Başkanlık Sistemine daha önce geçecek. Türkiye’nin de bir an önce bu sisteme geçmesi lazım, bu işin tek kurtuluşu gibi gözüküyor. Bu darbe önlendi ama ikinci bir deneme olacağı ihtimalini hiç aklımızdan çıkarmamız lazım.

Türkiye’deki sistem şu anda her türlü darbeye ve darbeciye açık durumda. Bu sistemin çok acil bir şekilde ortadan kaldırılıp, Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi lazım. İstihbarat birimlerinde yapılacak yenilikler de Başkanlık Sistemiyle uyumlu yenilikler olacaktır.

İstihbaratın iç ve dış olarak ayrılması yıllardan beri istenen bir sistemdir. Jandarma gibi birimlere iç istihbaratın verilmesi ve MİT’in dış istihbarattan sorumlu olması çok iyi bir sistemdir, büyük bir fayda var. İstihbaratın ikiye ayrılması konusu her zafiyetten sonra gündeme gelmiştir.

“İSTİHBARATI İKİYE DE AYIRSANIZ BİRİMLER ARASINDA KOORDİNASYON ÇOK ÖNEMLİDİR”

Dünyanın önde gelen ülkelerin bu ayrım sağlanmıştır. Türkiye’de de istihbarat birimlerinin ikiye ayrılması sürekli gündeme geliyor ancak bir türlü faaliyete geçemedi. İstihbarat birimleri ayrılırsa çok iyi olur ancak bunun çok iyi yapılması lazım. İstihbaratı ikiye de ayırsanız bu birimler arasında koordinasyon çok önemlidir. Son darbe girişimini ele aldığımızda dışarıda planlanmış ancak içerideki unsurlar bunu yapıyor.

“İSTİHBARAT BİRİMLERİNDE BULUNAN KİŞİLERİN ÇOK İYİ TAKİP EDİLMESİ GEREKİR”

Sistem değişikliği de yapsak istihbarat birimlerinin içindeki kişiler çok önemli. İstihbarat birimlerinde görevlendirdiğimiz kişileri çok iyi takip etmemiz lazım. Çok iyi araştırıp, bu kişilerin herhangi tehdit oluşturacak unsurlarla bağının olmaması gerekiyor. Bu kişilerin tecrübeli ve deneyimli kişilerden oluşması gerekiyor. Burada asıl mesele bu ülkeyi sevmek, ülke için gerekiyorsa elini taşın altına koyabilme meselesidir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar