İslam'da kedinin yeri

İslamiyet'te kediler "temizlik" ile simgelenmiştir ve saygın bir yer edinmişlerdir. Hz. Muhammed'in bir kedi dostu olması, Müslümanlar için bir övünç kaynağıdır.

Kedi beslemek sünnettir. Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Müezza koymuş. Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Müezza. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Müezza'nın soyundan geldiği kabul edilir. Müezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve Mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından Hz. Muhammed'in ilgisi ile kurtulmuştu.
HADİS-İ ŞERİFLERLE İSLAMDA HAYVANLARIN YERİ   "Bir kadın, bir kediyi kapalı bir yere hapsetti. Kediye yiyecek, içecek vermedi. Dışarıda bir şey bulup yemesi için serbest de bırakmadı. Kedi öldü ve kadın da bu yüzden Cehenneme müstahak oldu." (Hadisi nakleden: Buhari [3.553]; Müslim).   "Yeryüzündeki mahluklara acımayana, göktekiler acımaz." (Hadisi nakleden: Taberani) "Merhameti olmayana merhamet edilmez." (Hadisi nakleden: Buhari)   "Eshab-ı kiram dediler ki: Ya Resulallah, hayvanlara iyilikte de, sevap var mıdır? Peygamber efendimiz, "Her canlı hayvana yapılan iyilikte sevap vardır" buyurdu." (Hadisi nakleden: Buhari)   Sahabeden bir zat anlatır: Resulullahın, kedi su içtikten sonra kalanıyla abdest aldığı da olmuştur. (Hadisi nakleden: Ebu Nuaym)
HZ. EBU HUREYRE:   "Bir gün elbisemin içinde küçük bir kedi taşıyordum. Resulullah efendimiz beni görünce, 'Nedir bu?' diye buyurdu. Ben de; 'Kedi' dedim. Bunun üzerine Resulullah, Ey Ebu Hureyre buyurdu. "Yani kediyi seven, onlara ana babalık eden kimsedir."   Bir gün Ahmed Rıfai hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir süre onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca Hz. Muhammed'in yaptığı gibi kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti. Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parçayı paltosuna dikti.   HZ. AİŞE:   "Benle Resulüllah (a.s.) Efendimiz, daha önce kedinin ağzını dokundurup su içtiği bir kaptan su alıp guslettik."   Urve bin Zübeyr, Hz. Aişe (r.a.)'dan aldığı rivayete göre şöyle belirtmiştir:   "Resulüllah (a.s.) Efendimiz'in yanından kedi geçerken su kabını ona iyice meylettirir, kedi su içtikten sonra Efendimiz arta kalanı ile abdest alırdı."   HADİSLERLE VE İSLAM ALİMLERİNE GÖRE BU HÜKÜMLER ANLAŞILIYOR   1- Kedi necis (pis) değildir. 2- Artığı da necis (pis) olmaz, o bakımdan arta kalan su ile abdest alınır. 3- Kedinin su ve gıda ihtiyacını karşılamak ve bu hususta kolaylık sağlamak sünnettir.

Yorumlar