Irak ve Suriye'den sonra hedef Türkiye mi?
Ağrı'da PKK tarafından 2 ton patlayıcı yüklü traktörle düzenlenen saldırının yaraları sarılmaya çalışılırken güvenlik ve istihbarat birimlerinin bölgedeki eylemlere ilgili istihbaratı PKK’nın derin oyununu deşifre etti.
Suriye ve Irak sınırındaki Kürt kantonlarının benzerini Türkiye’de de kurmayı planlayan PKK, Paralel Yapı ve yabancı istihbaratçılarla işbirliği yaparak Suruç’ta kirli bir oyun tezgâhladığı iddia ediliyordu. Amara Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen patlamanın perde arkasında yatan Kürt Kantonu amacının ardından Türk istihbaratı çok çarpıcı bir rapora imza attı. Raporda PKK’nın Ağrı ve çevresinde terör eylemlerini tırmandırarak bölgede kanton ilan etmeye hazırlandığı tespitlerine yer verildi.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, PKK saldırılarına karşı Türkiye’nin ciddi bir karşılık verdiğini belirtti. Suriye ve Irak’takine benzer bir Kürt kantonuna ise Türkiye’nin asla izin vermeyeceğini belirten Orakoğlu, PKK’nın bu hedefinin başarıya ulaşmasının gerçekçi olmadığını vurguladı.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, PKK’nın Ağrı’da Kürt kantonu kuracağı iddiasını AjansHaber’e yorumladı:
KOMŞU ÜLKELERDE YAŞANAN GERİLİMİN TÜRKİYE’YE SIÇRANMASI MI İSTENİYOR?
Türkiye’nin komşu ülkelerinde yaşanan gerilimin ülkeye sıçraması için bir takım hamleler geliştiriliyor. Özellikle Irak’ta giderek ete kemiğe bürünen PKK’nın örgüt uzantıları Irak’ın kuzeyinde güçlü bir profil çiziyor. Irak’taki otorite kaybının ve bölge içesinde devlet güvenliğinin olmayışından orada bulunan güçler bunun kendi lehlerine çevirdiler.
“SURİYE VE IRAK’TAKİ OTORİTE KAYBI TERÖR ÖRGÜTLERİNE FIRSAT VERDİ”
Suriye’de de Irak’taki otorite kaybına benzer bir durum oldu. Akabinde YPG güçleri ABD koalisyonunun da desteğiyle ciddi bir alana hâkim oldu. Bu alan hâkimiyeti Türkiye’nin de tehdit unsuru olarak gündeminde yer etti. Fırat Nehri Türkiye tarafından kırmızı çizgi olarak ilan edildi. Çünkü baktığımızda YPG’nin Suriye sınırındaki ilerleyişiyle birlikte Cerablus’un alınması Irak’a benzer bir kantonla karşılaşma ihtimalini ortaya çıkaracak.
“ÜST AKIL ÜLKEDE TERÖRÜN VARLIĞINI İSTİYOR”
Türkiye’de ilk olarak Suruç’ta yaşanan patlamayla PKK tehdidinin yeniden Türkiye’de alevlenmesi olarak yorumlandı. Ardından Paralel yapının sağladığı istihbarat ile gerçekleştirildiği konuşuldu. Baktığımız zaman Türkiye üzerinde de Irak ve Suriye’de olduğu gibi bir terör tehdidinin varlığı isteniyor. Üst akıl Ortadoğu’daki otorite sarsıntısının bir benzerini Türkiye’de de varlık göstermesinden yana.
“TÜRKİYE, OLASI BİR KÜRT KANTONUNA ASLA İZİN VERMEZ”
IŞİD ve PKK saldırılarına Türkiye çok ciddi bir karşılık verdi. O nedenle Suruç’ta ya da Ağrı’da gerçekleşmesi mümkün görülen kanton durumunun doğruluğunu hiç gerçekçi bulmuyorum. Bu tarz saldırıların perde arkasında terör örgütlerinin aldıkları zayiat var. O nedenle PKK’nın ülke içerisinde böyle bir isteğinin varlığı söz konusu. Ancak Türkiye’nin bırakın ülke içerisinde bölge yakınlarında bile böyle bir yapılaşmaya izin vereceğini düşünmüyorum.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, PKK saldırılarına karşı Türkiye’nin ciddi bir karşılık verdiğini belirtti. Suriye ve Irak’takine benzer bir Kürt kantonuna ise Türkiye’nin asla izin vermeyeceğini belirten Orakoğlu, PKK’nın bu hedefinin başarıya ulaşmasının gerçekçi olmadığını vurguladı.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, PKK’nın Ağrı’da Kürt kantonu kuracağı iddiasını AjansHaber’e yorumladı:
KOMŞU ÜLKELERDE YAŞANAN GERİLİMİN TÜRKİYE’YE SIÇRANMASI MI İSTENİYOR?
Türkiye’nin komşu ülkelerinde yaşanan gerilimin ülkeye sıçraması için bir takım hamleler geliştiriliyor. Özellikle Irak’ta giderek ete kemiğe bürünen PKK’nın örgüt uzantıları Irak’ın kuzeyinde güçlü bir profil çiziyor. Irak’taki otorite kaybının ve bölge içesinde devlet güvenliğinin olmayışından orada bulunan güçler bunun kendi lehlerine çevirdiler.
“SURİYE VE IRAK’TAKİ OTORİTE KAYBI TERÖR ÖRGÜTLERİNE FIRSAT VERDİ”
Suriye’de de Irak’taki otorite kaybına benzer bir durum oldu. Akabinde YPG güçleri ABD koalisyonunun da desteğiyle ciddi bir alana hâkim oldu. Bu alan hâkimiyeti Türkiye’nin de tehdit unsuru olarak gündeminde yer etti. Fırat Nehri Türkiye tarafından kırmızı çizgi olarak ilan edildi. Çünkü baktığımızda YPG’nin Suriye sınırındaki ilerleyişiyle birlikte Cerablus’un alınması Irak’a benzer bir kantonla karşılaşma ihtimalini ortaya çıkaracak.
“ÜST AKIL ÜLKEDE TERÖRÜN VARLIĞINI İSTİYOR”
Türkiye’de ilk olarak Suruç’ta yaşanan patlamayla PKK tehdidinin yeniden Türkiye’de alevlenmesi olarak yorumlandı. Ardından Paralel yapının sağladığı istihbarat ile gerçekleştirildiği konuşuldu. Baktığımız zaman Türkiye üzerinde de Irak ve Suriye’de olduğu gibi bir terör tehdidinin varlığı isteniyor. Üst akıl Ortadoğu’daki otorite sarsıntısının bir benzerini Türkiye’de de varlık göstermesinden yana.
“TÜRKİYE, OLASI BİR KÜRT KANTONUNA ASLA İZİN VERMEZ”
IŞİD ve PKK saldırılarına Türkiye çok ciddi bir karşılık verdi. O nedenle Suruç’ta ya da Ağrı’da gerçekleşmesi mümkün görülen kanton durumunun doğruluğunu hiç gerçekçi bulmuyorum. Bu tarz saldırıların perde arkasında terör örgütlerinin aldıkları zayiat var. O nedenle PKK’nın ülke içerisinde böyle bir isteğinin varlığı söz konusu. Ancak Türkiye’nin bırakın ülke içerisinde bölge yakınlarında bile böyle bir yapılaşmaya izin vereceğini düşünmüyorum.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar