'İlk askeri operasyon amacına ulaştı'
Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun 26 Mart’ta Yemen’de Şii Husilere karşı başlattığı Kararlılık Fırtınası adlı operasyon sona erdi. Şimdi ise ABD öncülüğünde ‘Umuda Dönüş’ operasyonu ile Yemen’e yönelik operasyon başladı.
Yemen’e yönelik askeri operasyonun ikinci ayağı ABD öncülüğünde gerçekleştirilen ‘umuda dönüş’ operasyonuyla başladı. Peki, yeni askeri operasyon Yemen’de neleri değiştirir? Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, ABD öncülüğünde gerçekleşen ikinci operasyonun silahların gölgesinde bir müzakere sürecini başlattığını vurguladı. Dedeoğlu, “Bu süreçten sonra taraflar arasında silahlar değil. Fikirler konuşacak. Silahla çerçevelenmiş planların gölgesinde siyasi bir müzakere süreci yatıyor. ABD koalisyonu öncülüğünde Yemen’e askeri operasyon düzenleyen devletler İran’a diz çöktürdüler. Anlaşmaya zorladılar” dedi.
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Yemen’de ABD öncülüğünde gerçekleştirilen ‘umuda dönüş’ operasyonunu AjansHaber’e değerlendirdi:
“İLK ASKERİ OPERASYON AMACINA ULAŞTI”
Askeri operasyon Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’ın kararlılığını ortaya koymak açısından işe yaradı. Çünkü İran’ın Şii mezhebine bağlı Husilere yönelik ılımlı ve destek veren politikası artık arka planda yer alıyor. Bu caydırıcı gücün oluşmasını sağlayan koalisyon devletlerinin ve şimdiki ‘umuda dönüş’ operasyonunun mimarı olan ABD’nin büyük bir başarısıdır. ABD, İran üzerindeki caydırıcı gücünü kullanarak bölgedeki iç savaş durumunu ortadan kaldırmak için yeni bir operasyonla bölgedeki kargaşayı siyasi bir ortama taşıdı.
“İRAN – SUUDİ ARABİSTAN ABD ARACILIĞIYLA…”
Suudi Arabistan ve İran arasında bir müzakere süreci var. Bu anlaşma sürecinde taraflar doğrudan birbirleriyle görüşmüş olmayabilir. Ancak ABD aracılığıyla Suudi Arabistan – İran arasında gerçekleşen bir anlaşma süreci var. Dün ‘kararlılık fırtınası’ operasyonu ile askeri operasyon sona erdi. Umuda dönüş operasyonuyla ise bölgede yaşanan fiili bölünme siyasi bir merkeze taşındı. Başlayan siyasi ilişkiler de bölgede yeni bir yapılanma öngörüyor. Silahların gölgesinde masa başında herkesin kendi tarafını savunduğu bir süreç gelişecek.
“SİLAHLARIN GÖLGESİNDE BİR MÜZAKERE SÜRECİ VAR”
ABD aracılığıyla Suudi Arabistan ve İran arasında bir müzakere süreci başladı. Bu süreci ile birlikte İran’ın Husileri desteklememe durumu söz konusu değil. Bu süreçten sonra taraflar arasında silahlar değil. Fikirler konuşacak. Silahla çerçevelenmiş planların gölgesinde siyasi bir müzakere süreci yatıyor. ABD koalisyonu öncülüğünde Yemen’e askeri operasyon düzenleyen devletler İran’a diz çöktürdüler. Anlaşmaya zorladılar.
“YEMEN’DEKİ FİİLİ BÖLÜNME RESMİYET KAZANACAK”
Yeni askeri operasyonun gölgesinde taraflar arasında yaşanacak gelişmeler Yemen’deki fiili bölünmenin önüne geçip tek merkezden yönetilen bir sistemi getirmeyecek. Fiili bölünme bir şekilde devam edecek. Ancak bu bölünme silahlı çatışma ortamında gerçekleşmeyecek. Merkezi hükümet tarafından fiili bölünme tanınacak. Husilerin hakim olduğu ya da hakim olmak istedikleri bölgelerde eyalet sistemi gibi bir yönetim sistemiyle yarı bağımsız ya da bağımsız bir görüntü merkezi hükümet tarafından tanınacak.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Yemen’de ABD öncülüğünde gerçekleştirilen ‘umuda dönüş’ operasyonunu AjansHaber’e değerlendirdi:
“İLK ASKERİ OPERASYON AMACINA ULAŞTI”
Askeri operasyon Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’ın kararlılığını ortaya koymak açısından işe yaradı. Çünkü İran’ın Şii mezhebine bağlı Husilere yönelik ılımlı ve destek veren politikası artık arka planda yer alıyor. Bu caydırıcı gücün oluşmasını sağlayan koalisyon devletlerinin ve şimdiki ‘umuda dönüş’ operasyonunun mimarı olan ABD’nin büyük bir başarısıdır. ABD, İran üzerindeki caydırıcı gücünü kullanarak bölgedeki iç savaş durumunu ortadan kaldırmak için yeni bir operasyonla bölgedeki kargaşayı siyasi bir ortama taşıdı.
“İRAN – SUUDİ ARABİSTAN ABD ARACILIĞIYLA…”
Suudi Arabistan ve İran arasında bir müzakere süreci var. Bu anlaşma sürecinde taraflar doğrudan birbirleriyle görüşmüş olmayabilir. Ancak ABD aracılığıyla Suudi Arabistan – İran arasında gerçekleşen bir anlaşma süreci var. Dün ‘kararlılık fırtınası’ operasyonu ile askeri operasyon sona erdi. Umuda dönüş operasyonuyla ise bölgede yaşanan fiili bölünme siyasi bir merkeze taşındı. Başlayan siyasi ilişkiler de bölgede yeni bir yapılanma öngörüyor. Silahların gölgesinde masa başında herkesin kendi tarafını savunduğu bir süreç gelişecek.
“SİLAHLARIN GÖLGESİNDE BİR MÜZAKERE SÜRECİ VAR”
ABD aracılığıyla Suudi Arabistan ve İran arasında bir müzakere süreci başladı. Bu süreci ile birlikte İran’ın Husileri desteklememe durumu söz konusu değil. Bu süreçten sonra taraflar arasında silahlar değil. Fikirler konuşacak. Silahla çerçevelenmiş planların gölgesinde siyasi bir müzakere süreci yatıyor. ABD koalisyonu öncülüğünde Yemen’e askeri operasyon düzenleyen devletler İran’a diz çöktürdüler. Anlaşmaya zorladılar.
“YEMEN’DEKİ FİİLİ BÖLÜNME RESMİYET KAZANACAK”
Yeni askeri operasyonun gölgesinde taraflar arasında yaşanacak gelişmeler Yemen’deki fiili bölünmenin önüne geçip tek merkezden yönetilen bir sistemi getirmeyecek. Fiili bölünme bir şekilde devam edecek. Ancak bu bölünme silahlı çatışma ortamında gerçekleşmeyecek. Merkezi hükümet tarafından fiili bölünme tanınacak. Husilerin hakim olduğu ya da hakim olmak istedikleri bölgelerde eyalet sistemi gibi bir yönetim sistemiyle yarı bağımsız ya da bağımsız bir görüntü merkezi hükümet tarafından tanınacak.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar