Hz. İsa'nın mektubunu Urfa'dan kim çaldı?

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya savaşına girdiği yıllarda Batıdan bilim insanı, arkeolog v.s. kılığında birçok casus Anadolu topraklarında cirit atıyorlar, araştırmalar yapıyorlar ve ülkelerine raporlar hazırlıyorlardı.

Osmanlı topraklarında araştırmalar yapan ve ülkesine rapor hazırlayan casuslardan biri de Maxvon Oppenheim’dı. Oppenheim'ın Arabistanlı Lawrence’tan bir farkı yoktu diyebiliriz. Araplar gibi giyindi, Arapçayı öğrendi. Arapların kan kardeşi olduğunu ilan etti. Her türlü bilgiyi Alman Kayzer’e gönderiyordu.

Büyük bir propaganda faaliyeti içinde “300 milyon Müslümanın dostu” olarak tanıtılsa da asıl niyeti bu değildi. Bir araştırması esnasında üzeri çöl kumu kaplı Tell-Halaf Sarayı’nın kalıntılarını da bulmuştu. Diplomatik görevine arkeolog olarak devam etti. Unutmadan Tell-Halaf kazılarından çıkan eserlerin Almanya’ya götürülmüş olduğunu da belirtelim. Bu isim Urfa’da çok ilginç bir çalışmaya imza atmıştı. Hz. İsa’nın mektubu olarak bilinen ve çeşitli mucizelerle anılan koruyucu taşları görmüş, fotoğraflamış, üzerindeki metni çevirmiş ve yayımlamıştı.

HZ.İSA’NIN MEKTUBU GREKÇEYDİ


Maxvon Oppenheim Hz. İsa’nın sözlerinin Grekçe olarak iki taşın üzerine kazınmış halini 1899 yılında daha Urfa’ya ilk gelişinde görmüştü. Taşa yazılmış mektupların fotoğraflarını ve Urfa’da bulduğu birkaç mağara yazıtını, Alman yazıt bilimci Friedrih H. Von Gaertringen ile birlikte 1914 yılında yayımladı. Makalesinde mektubun Grekçe trsanskriptini verdiği gibi bu taşların yerini de söylüyordu.

Oppenheim’a göre, Hz. İsa’nın sözleri Kırık Mağara’da yer alan bir mağara girişi üzerinde bulunuyordu. Bu bilgiler başka bir kaynağa daha girdi. Urfa ile ilgili kapsamlı bir kitap yazan İngiliz araştırmacı Judah Benzion Segal, “Edessa(Urfa) Kutsal Şehir”adlı eserinde Maxvon Oppenheim'in makalesinden bahsetti ve Grekçe mektubun transkriptini de yayınladı. Zaman içinde Urfa kalesinde ve özellikle Kırk Mağara civarında yapılan birçok araştırmada ne yazık ki Hz. İsa’nın mektubuna rastlanmaz.. Hatta gecekondular altında parçalanarak kaybolduğu tahmin edilir. Ancak Hz. İsa’nın mektubu kıymeti anlaşılamadığı için kırılıp gitmiş miydi?