'Her yeri düşürdüler, Türkiye’yi düşüremediler'

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi demokrasi bayramına dönüştü. Peki, darbe girişiminin demokrasi bayramına dönüşmesindeki en önemli etkenler neler?

Türkiye, tarihinin en kritik virajlarından birini başarılı bir şekilde geride bıraktı. Fetullahçı Terör Örgütü mensupları 15 Temmuz gecesi Türkiye’deki düzeni bozmak, demokrasiyi yıkmak ve getirmek istediği dikta rejimini uygulamaya koymak istedi. Ancak FETÖ’nün bu planlarını hem devlet, hem muhalefet hem de halk suya düşürdü. TSK’nın sözde komutanlarının başlattığı ‘darbe girişimi’ Türkiye’nin dik duruşuyla birlikte ‘demokrasi bayramı’na dönüştü. Türk halkı, polisiyle ‘gerçek askerleriyle’ bu hain girişime göğüs gererek, FETÖ mensuplarına ‘Türkiye’nin bölünemez’ olduğunun mesajını verdi.

Peki, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli gecesi nasıl demokrasi bayramına dönüştü? Halkın sokaklara dökülmesi hain cuntacıların planını nasıl bozdu? Hem devlet hem de halk bundan sonra nasıl bir yol izlemeli?Tüm bu soruları Gazeteci-yazar Yusuf Kaplan AjansHaber’e değerlendirdi.

İşte Gazeteci-yazar Yusuf Kaplan’ın AjansHaber’e yaptığı o önemli değerlendirmeler;

Halk 15 Temmuz gecesi, darbecilere darbe yaptı, tarih yazdı. Adını tarihe, darbecilere darbe yapan asil bir halk olarak kazıdı. Bir dönem kapandı. Şimdi toparlanma, kenetlenme, yekvücut olma, yaraları sarma zamanı olarak görünüyor. Şimdi insanlığın önünü açacak, insanlığa yeniden adalet, hakkaniyet ve kardeşlik sunacak uzun ve zorlu bir hakikat medeniyeti yolculuğuna soyunma zamanı çünkü bu bir istiklal ve istikbal savaşı.

“EN GÜÇLÜ İKİ METAFOR…”

Burada bu ülkede iplerin bu ülkenin has çocuklarının elinde de olmaması yakıcı sorunu ile güzel insanların Boğaziçi Köprüsü’nde şehit edilmelerini semiyolojik olarak okuduğumuzda, zihin açıcı bir noktaya gelebileceğimizi düşünüyorum.  “İp” ve “köprü”: Yaşadığımız bir asırlık yok oluş ve yeniden-doğruluş serüvenimizi çok iyi özetleyen iki güçlü metafor olarak görünüyor.

“BU HALKIN ÖNÜNDE ARTIK KİMSE DURAMAZ”

Kritik eşik aşıldı! Asıl iş şimdi başlıyor: Türkiye tetikte olmalı, hainlerin gözünün yaşına bakmamalı! Urları temizlemeli! Türkiye'ye tezgâh kurmaya kalkışanlar artık kara kara düşünecek. Evet, bu halk, 15 Temmuz gecesi destan yazdı Hiç bir silah gücünün yürek gücünü yenemeyeceğini dünya âleme ispatladı! Bu halkı kimse durduramaz artık! Bu halkın önünde kimse duramaz artık!

“BU YOLCULUK BİR DEVRİME DÖNÜŞEBİLİR”

Bu, şer güçlerin ve şebekelerinin bütün oyunlarını bozan bir bütünleşme, kardeşlik devrimine dönüşebilir! Unutmayalım: Bu toplum, bir asırlık tarihi boyunca hiç bir zaman özne olamadı. Tepeden adam edilmeye, tarih yapan medeniyet dinamikleri dinamitlenmeye çalışıldı. Sömürgeci emperyalistlerin dışarıdan fiilen yapamadıkları ve aslâ yapamayacakları cinayetler, sömürgeleşmiş kafalar ve kadrolar tarafından içeriden işlendi: Bu toplumun varlık nedenini oluşturan, tarih yapmasını mümkün kılan ana kaynağı İslâm, ülkenin bütün kurumlarından ve yapılarından uzaklaştırıldı. İslâm ülkenin bütün kurumlarından ve yapılarından uzaklaştırılınca, toplum da uzaklaştırıldı. Seküler, Batılıların ürettiklerini tepe tepe tüketen, kendi kendini zihnen sömürgeleştiren yapay bir toplum icat edilmeye çalışıldı. Bu halkın iradesini temsil eden meşrû temsilcileri birer birer yok edildi: Menderes idam edildi. Özal öldürüldü. Erbakan'a 28 Şubat darbesi yapıldı, sonra da rahmetli Hoca, yaşarken ademe mahkûm edildi ve nihayet Erdoğan'a iki darbe yapıldı. 15 Temmuz darbesi, Erdoğan'ın kararlı duruşu, “ölmek var, dönmek yok!” tavrı ile püskürtüldü.

“HER YERİ DÜŞÜRDÜLER, TÜRKİYE’Yİ DÜŞÜREMEDİLER”

Evet, toplumun önünü tıkayan, topluma tepeden dayatılan zorba kurumlarla örülen, dışardan da desteklenen duvarlar yıkıldı. Toplum, ilk defa, ipleri eline aldı; darbelere karşı dimdik duracak kadar hem de. Bundan sonraki süreç, bütünleşme, kenetlenme, tarihî yürüyüşe topyekûn hazırlanma sürecidir. Bu süreç, zorlu ve uzun bir süreçtir. Eğitimden medyaya, kültürden fikir ve sanat hayatına, gençlikten hâriciyeye ve iktisadiyata kadar her alanda bu toplumun medeniyet dinamiklerinin hayata ve harekete geçirilmesi sürecidir. Her alanda topyekûn bir diriliş seferberliğine çıkılması sürecidir.

Her zaman söylediğim gibi: 10 yılda 100 yılın tohumlarını ekme sürecidir. Çakıl taşlarını temizleye zamanla geleceğimizi kuracak yapı taşlarını döşeme sürecidir. Dalga kıra kıra, insanlığın önünü açacak büyük dalgalar kurmaya hazırlanma sürecidir.

Türkiye, son kaledir. Her yeri düşürdüler, Türkiye'yi düşüremediler!

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar