Hedef neden hep Türkiye ve Fransa?

Fransa, Nice şehrindeki terör saldırısıyla bir kez daha sarsıldı. 28 Haziran’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nı hedef alan DAEŞ, bu kez Nice kentini kana buladı.

Fransa, 7 Ocak 2015’te Charlie Hebdo ve 13 Kasım 2015’te Paris’teki üç ayrı noktada gerçekleştirilen terör olaylarının ardından bir kez daha DAEŞ terör örgütünün hedefi oldu. Nice kentinde dün gece Ulusal Gün kutlamalarına katılan kalabalığın içine kamyonla dalan ve otomatik silahla ateş açan terörist, 84 kişinin hayatını kaybetmesine onlarca kişinin de yaralanmasına neden oldu.  Saldırını ardından terörist etkisiz hale getirildi. Terör saldırısından sonra Fransa güvenlik önlemlerini artırdı ve halktan dışarı çıkmaması istendi. Saldırıyı düzenleyen kişinin 31 yaşında ve Tunus kökenli Fransız vatandaşı olduğu öğrenildi.

DAEŞ terör örgütü, Nice saldırısından çok kısa süre önce, 28 Haziran’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nı hedef almış ve 3 canlı bombanın gerçekleştirdiği eylemde 45 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye ve Fransa son zamanlarda DAEŞ terör örgütünün hedefinde olan 2 ülke olarak öne çıkıyor. Peki, DAEŞ neden Türkiye ve Fransa’yı hedef alıyor?

DAEŞ’in terör eylemlerinde Türkiye ve Fransa’yı hedef almasını AjansHaber’e değerlendiren Emekli Paris Büyükelçisi Uluç Özülker, Türkiye’nin içinde DAEŞ’e sempati duyan hücreler olduğunu ve bu hücrelerin organize şekilde hareket ettiğini söyledi. Özülker, “Türkiye, farklı şehirlerdeki uyuyan  hücreler ve DAEŞ’e hudut sınırı olması nedeniyle saldırıların hedefi oluyor. Fransa ise DAEŞ’e karşı operasyon başlatması nedeniyle hedef oldu. Fransa’daki örgüt sempatizanları harekete geçirildi ve eylemler bu şekilde gerçekleşti” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın KDP ile gerçekleştirdiği görüşme ve KDP’ye destek veren açıklamalarının da Fransa’nın hedef olmasında önemli etken olduğunu belirten Özülker, “Terör, uluslararası anlamda işbirliği yapılması gereken bir konudur. 21’inci yüzyıl bir bilim çağıdır ve bu bilim çağında da akıl almaz şekilde değişmeler oluyor. BM’nin bir araya gelerek bu işin üstesinden gelmesi gerekiyor” dedi.

Emekli Fransa Büyükelçisi Uluç Özülker, Türkiye ve Fransa’nın DAEŞ terör örgütünün hedefinde olmasını AjansHaber’e değerlendirdi:

“FRANSA, IŞİD’E KARŞI OPERASYON BAŞLATINCA HEDEF OLDU”

Fransa’nın IŞİD tarafından ilk hedef alınması, Fransız uçaklarının doğrudan doğruya IŞİD hedeflerine müdahale etmesiyle başladı. O güne kadar IŞİD, kendine saldırmayan veya düşman olarak görmeyeceği ülkelere herhangi bir şekilde saldırı yoluna gitmiyordu fakat kendisine operasyon yapılmaya başlamasıyla birlikte o da misilleme yapma yoluna gideceğini ilan etti.

“TÜRKİYE’DE IŞİD’E SEMPATİ DUYAN HÜCRELER VAR”

Türkiye, halkın çok büyük bir bölümü Müslüman olan bir ülke olarak ve IŞİD’le hudut sınırı olan bir ülke olarak terörden çok daha etkilenme noktasında olan bir ülkedir. Türkiye’de IŞİD sempatizanı olan yüzde 8 oranında bir toplum olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de IŞİD’e sempati duyan hücreler var ve bu hücreler burada organize olmuş durumda. Komşu ve Ortadoğu bataklığına yakın bir ülke olarak bizim başımız dertte.

“FRANSA’DA SÖMÜRGELER CİDDİ POTANSİYEL OLUŞTURUYOR”

Fransa’nın bir özelliği var. Diğer Avrupa ülkelerinde Fransa’daki kadar bir Müslüman nüfusu yoktur. AB üyesi olan ülkelere baktığımızda Almanya’da da 3 buçuk milyon Türk var ama Türkler bu manada destekçidirler. Dolayısıyla orada herhangi bir sorun olmuyor ama Fransa, 2.Dünya Savaşı’nda sömürgeleri asker olarak kullandı ve daha sonra da vatandaşlık verdi.

Fransa’da Müslüman toplum kendini hiçbir zaman Fransızlarla eşit, birinci sınıf vatandaş statüsünde göremedi. Bir yandan asimile olmuş, çok iyi Fransızca konuşur fakat diğer taraftan da hep kompleksle ve ezilmişliğiyle varoşlarda huzursuz bir toplum yapısı içindedir. Bunların içinde de yaklaşık 6 milyon kadar Müslüman olduğu düşünülüyor. Bunların yüzde 1’i sempatizan olmuş olsa çok ciddi şekilde büyük bir rakam ifade eder. Dolayısıyla burada bir potansiyel var. Belçika’da da bir potansiyel vardı orada da havaalanında patlama olmuştu.

Fransa’da iki faktör çok fazla öne çıkıyor. Birincisi, hürriyetlerine çok düşkün bir toplum söz konusu yani en ufak bir kısıtlama onları çok rahatsız ediyor. Fransa, 3 aylık bir olağanüstü hal durumuna geçmişti, bundan dahi rahatsızlık duyuyorlar. İkincisi ise katliamlar arka arkaya yaşanınca Schengen’i askıya aldılar, AB kendi içinde çok ciddi istişarelere başladı.

“AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDAKİ ÖNLEMLERİ 14 TEMMUZ İÇİN DEVAM ETTİREMEDİLER”

Fransızların burada çok büyük bir istihbarat zaafı olduğunu düşünüyorum. Büyükelçiliklerini ve başkonsolosluklarını kapattılar, eğer kapatma noktasında bir istihbarat varsa ve dışarıdan da içeriye sızmanın giderek güç olduğu düşünülürse içeriden gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı dikkatli ve hazırlıklı olunmalıydı. UEFA Avrupa Şampiyonası yapıldı ve orada en üst düzey önlemler alındı. Bu tehdit ortadan kalkmamıştı, aynı önlemleri 14 Temmuz için devam ettiremedikleri görülüyor.

“FRANSA, İNANILMAZ BİR ZAAFLA KARŞI KARŞIYA”

Nice kenti zenginlerin uğrak yeridir ve bu dönemde turizmin üst düzeyde olduğu bir noktadır. Tahmin ediyorum ki terör saldırısında ölenler arasında yabancı uyruklular da olacaktır. 15 metrelik büyük bir kamyonun halkın gösterilerde bulunduğu bir sırada elini kolunu sallayarak bu kadar rahat gitmesi akıl alacak bir şey değil. Fransa, burada inanılmaz bir zaafla karşı karşıya…

“IŞİD, SURİYE VE IRAK’TA SIKIŞINCA AVRUPA’DA EYLEM YAPIYOR”

Bu olay, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta sıkıştığı dönemlerde dışarıda yaptığı eylemlerden biridir. Oradaki sempatizanlarını buraya sevk edilmesi muhtemeldir. Terör tabi ki bir insanlık sorunudur ama Fransa’nın da kendini koruyamadığı görülüyor.

“HOLLANDE’IN KDP’YE DESTEK VERMESİ IŞİD’E HEDEF OLMALARINDA ETKEN”

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın KDP ile görüşmesi ve görüşme sonunda KDP’ye destek vermesi Fransa’nın IŞİD’in hedefinde olmasının önemli bir etkenidir. Terör, uluslararası anlamda işbirliği yapılması gereken bir konudur. 21’inci yüzyıl bir bilim çağıdır ve bu bilim çağında da akıl almaz şekilde değişmeler oluyor. BM’nin bir araya gelerek bu işin üstesinden gelmesi gerekiyor.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA AYRIM YAPILMASI, TERÖRLE MÜCADELEYİ SEKTEYE UĞRATIYOR”

Avrupa Parlamentosu kalkıyor, PKK ile ilgili bir fotoğraf sergisine onay veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı Brüksel’e gittiği zaman tam yanı başında çadırlar kurdurup PKK propagandası yaptırabiliyor. Peki, IŞİD gelip eylem yaptığı zaman terör oluyor da PKK yaptığı zaman terör olmuyor mu? Hayır olmuyor, neden? Çünkü PKK ve PYD, IŞİD’le onlar adına mücadele edecek kara gücü olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla göz yumulup, teşvik ediyorlar. Böyle bir ortamda terörle mücadeleden nasıl sonuç alabilirsiniz, bunu düşünmek gerekiyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar