Güvenli bölge için umut var mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya barışının en kritik zirvelerinden biri olan Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne (NSS) katılmak üzere ay sonunda ABD’ye gidecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirvede Suriye sınırına yapılması planlanan güvenli bölgeyi dünya liderlerine anlatması bekleniyor. Güvenli bölgeyle ilgili olarak AB Zirvesi’nden de olumlu açıklamalar gelmişti. Zirve sonunda bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Suriye'de sivillerin kendilerini güvende hissedecekleri bölgelerin oluşturulması konusunda görüş birliğine vardık" demişti.

Suriye sınırına güvenli bölge oluşturulması planını AjansHaber’e değerlendiren Orsam araştırmacılarından Oytun Orhan, “Bu noktada Türkiye, şimdiye kadar yalnız kalıyordu ancak bundan sonraki süreçte AB’nin ve Almanya’nın ABD’ye daha fazla baskı uygulaması ve ABD’yi ikna etmesi söz konusu olabilir. NATO üyelerinin büyük çoğunluğu zaten Avrupa Ülkeleri, NATO’nun da bu konuda belki Türkiye’nin tezlerine daha yakın pozisyona gelmesi söz konusu olabilir. Güvenli bölge konusunda Türkiye’nin argümanları artık daha dikkat çekiyor ve kabul görüyor. Güvenli bölge kurulması konusunda eli daha güçlü ama halen ABD ve Rusya’nın pozisyonlarında değişim olmaması nedeniyle şu anda çok güçlü bir olasılık değil. Ancak süreç bu şekilde devam ederse, Suriye meselesi Batıyı daha çok doğrudan tehdit eden bir sorun olmaya devam ederse, ABD’nin Kuzey Suriye cephesinde bazı kaygıları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. YPG ile olan ittifak ilişkisinde sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Örgütün özellikle Rusya’yla yakınlaşmasından kaynaklı bazı çekinceleri söz konusudur. Bu süreç bu şekilde devam edecek olursa ABD’nin de yavaş yavaş Türkiye’nin tezlerini desteklemeye başladığı şahit olabiliriz.” dedi.

Orsam araştırmacılarından Oytun Orhan , Suriye sınırına güvenli bölge oluşturulma ihtimalini AjansHaber’e şöyle değerlendirdi:

AB, KRİZİN ÇÖZÜMÜ İÇİN TÜRKİYE’NİN VAZGEÇİLMEZ OLDUĞUNUN FARKINDA

ABD’nin ve Rusya’nın Suriye meselesinde özellikle kuzey cephesinde şu anda daha yetkili aktörler olduğunu görüyoruz. Buna karşın AB nispeten daha zayıf bir aktör. Siyasi ve politik yetkisi açısından ama diğer taraftan AB’nin son dönemde Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonuna giderek yaklaştığını görüyoruz. Bunda temel olarak 2 neden var. Birincisi mülteci akını meselesi, ikincisi ise yabancı yabancı savaşçılar ve IŞİD tehdidi nedeniyle Avrupa’nın Suriye krizine acil bir çözüm bulma ihtiyacı ortaya çıktı. Bu noktada da her 2 sorunla da mücadele için Türkiye vazgeçilmez bir ortak konumunda.

“GELİŞMELER AVRUPA ÜLKELERİNİ TÜRKİYE’NİN SURİYE KONUSUNDAKİ TEZLERİNİ DESTEKLEMEYE İTİYOR”

Bütün bunlar Avrupa ülkelerini, başta Almanya olmak üzere Türkiye’nin Suriye konusundaki tezlerini desteklemeye doğru itiyor. Son dönemde Merkel’in güvenli bölgeye yönelik desteğini dile getirdiği bir açıklaması oldu ama buradaki esas sorun, Suriye meselesindeki yetkili olan 2 aktörün güvenli bölge meselesine halen mesafeli yaklaşmasıdır.

“TÜRKİYE ŞİMDİYE KADAR YALNIZ KALIYORDU AMA…”

Rusya’nın güvenli bölge için pozisyonunda bir değişim beklemek mümkün değildir. Özellikle Türkiye-Rusya ilişkilerinin mevcut durumu itibariyle ancak ABD’nin mevcut durumunda bir değişiklik olabilir. Bu noktada Türkiye, şimdiye kadar yalnız kalıyordu ancak bundan sonraki süreçte AB’nin ve Almanya’nın ABD’ye daha fazla baskı uygulaması ve ABD’yi ikna etmesi söz konusu olabilir. NATO üyelerinin büyük çoğunluğu zaten Avrupa Ülkeleri, NATO’nun da bu konuda belki Türkiye’nin tezlerine daha yakın pozisyona gelmesi söz konusu olabilir.

“SÜREÇ BÖYLE DEVAM EDERSE ABD TÜRKİYE’NİN TEZLERİNİ DESTEKLEMEYE BAŞLAYABİLİR”

Güvenli bölge konusunda Türkiye’nin argümanları artık daha dikkat çekiyor ve kabul görüyor. Güvenli bölge kurulması konusunda eli daha güçlü ama halen ABD ve Rusya’nın pozisyonlarında değişim olmaması nedeniyle şu anda çok güçlü bir olasılık değil. Ancak süreç bu şekilde devam ederse, Suriye meselesi Batıyı daha çok doğrudan tehdit eden bir sorun olmaya devam ederse, ABD’nin Kuzey Suriye cephesinde bazı kaygıları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. YPG ile olan ittifak ilişkisinde sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Örgütün özellikle Rusya’yla yakınlaşmasından kaynaklı bazı çekinceleri söz konusudur. Bu süreç bu şekilde devam edecek olursa ABD’nin de yavaş yavaş Türkiye’nin tezlerini desteklemeye başladığı şahit olabiliriz.

“RUSYA’NIN TAVRINDA DEĞİŞİM OLMAZ”

Rusya’nın tavrında çok bir değişiklik beklemek doğru olamayacaktır. Rusya burada hem Türkiye’yle olan sorunlu ilişkisinden dolayı Türkiye’yi cezalandırma çabasında hem  de sahada zaten rejimle ve YPG ile bir ittifak kurmuş durumda. Bu örgütler bu aktörler vasıtasıyla Suriye’nin kuzey tepesine kendisi bir bölge oluşturmak istiyor. Bu pozisyonundan vazgeçmeyecektir.

“ABD-RUSYA ARASINDAKİ UZLAŞININ ÇATIRDAMAYA BAŞLAMASINI BERABERİNDE GETİREBİLİR”

Türkiye’nin burada kurulacak bir güvenli bölgede en etkili aktör olacağı aşikar. Türkiye zaten böyle bir bölgenin içinde hem siyasi hem askeri hem de ekonomik anlamda en aktif ülkelerden birisi olacak. Bu Rusya’nın Suriye’de kurmak istediği düzene ters bir durum. Rusya’nın pozisyonunda çok fazla değişim olmayacaktır. ABD ile Rusya’nın arasında ortaya çıkan uzlaşının çatırdamaya başlamasını beraberinde getirebilir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.