Fransa-Avustralya maçına bir de böyle bakalım!

2022 Katar Dünya Kupası D Grubu'nda oynanan Fransa-Avustralya maçı, birçok kişinin beklediği gibi Fransa galibiyetiyle sonuçlandı. Bu maça biraz da farklı bir pencereden bakalım...

YENER LÜTFİ KOÇYILDIRIM

2022 Katar Dünya Kupası D Grubu ilk maçında Fransa ile Avustralya arasında kağıt üzerinde çekişmeli gözüken ama tamamen Fransa'nın kontrolünde geçen bir maç oynandı. Fransa rakibini 4 golle devirmeyi başardı.

Fransızların golleri Olivier Giroud(2), Adrien Rabiot ve Fransa'nın geleceği olarak görülen Kylian Mbappe'den geldi. Fransa Milli Takımı'nın en önemli oyuncusu olarak görülen Mbappe'nin Kamerun ve Cezayir asıllı olması da başlı başına bir konu...

Aslına bakarsanız Fransızlar bu duruma çok da yabancı değil. Dünya futbolunun ikonik isimlerinden biri olan ve 2006 Dünya Kupası final maçında İtalya milli takımında forma giyen Materazzi’ye kafa atmasıyla uzun süre gündemde kalan Zinedine Zidane da Cezayir asıllı bir Fransız vatandaşı.

Bu isimler gibi pek çok örnek sıralayabiliriz. Zaten oyunculara baktığımızda Fransa'nın ilk 11'inde başlayanların 5'i Afrika kökenli.. Sonradan oyuna giren 4 oyuncunun 3'ü yine Afrika kökenli.. Jules Kounde'nin babası Beninli. Marcus Thuram Afrika'nın doğusundan, Fofana Fildişi Sahili asıllı, Kingsley Coman ise Karayiplerden...

Bu iki ülkenin geçmişlerine baktığımızda Fransa uzun yıllar boyunca Afrika ülkelerini sömürge haline getirmiş, Avustralyalılar ise Britanyalıların himayesi altında uzun yıllar hayatlarını sürdürmüşler. Avustralyanın yerlilerine Aborjin dendiğini, ama karşılaşmada Avustralyalı futbolcuların isimlerinin neredeyse tamamının Britanya kökenli olduğunu da fark etmişsinizdir.

Futbolun aslında sadece bir spordan ibaret olmadığını, içinde biraz çıkar çatışması, biraz politika, biraz siyaset olduğunu turnuvanın ikinci gününde oynanan İngiltere-İran maçında gördük. Geçmişte Londra merkez yönetiminin, İranın iç işlerine kadar karıştığını ve bu sürecin 1800'lü yıllarda başlayıp 1950'li yıllara kadar sürdüğünü de unutmayalım.

6-2 biten karşılaşmayı İranlı futbolcular belki öngörüp önceden kabullenmişlerdir ama Birleşik Krallık yetkililerinin o akşamki yüz ifadelerini hayal edebiliyorum.. ‘Siz misiniz Rusya’yı müttefik kabul eden’ der gibi…

Avustralya ve Fransa'nın durumu da buna benzer. Kendi içlerinde bir problem olmasa da genel olarak sömüren ve sömürülen iki toplumdan bahsediyoruz! Bu arada Fransa'da sakat olan N'golo Kante, Paul Pogba ve bu sene Ballon D'or ödülünü kazanan Karim Mostafa Benzema da Afrika kökenli futbolcular. Aslında Fransa milli takımı'na Fransa demek yerine Afrika karması desek çok da absürt bir deyim olmaz ama dilim varmıyor.

Avustralya milli takımı hakkında da birkaç cümle söylemek istiyorum. Büyük Britanya'nın, zamanında binlerce kilometre kat edip ulaştığı, o bölgedeki Aborjinleri kendi himayesi altına aldığı, ada vatandaşlarının da zamanla asimile olup resmi dillerinin bile "İngilizce" olduğu bu ülkeye Fransa 4 gol attı.

Pardon Afrika karması...

Yani milletler bazında baktığımızda Fransızlar sömüren, Avustralyalılar ise sömürülen durumda görülse de, geçen akşam oynanan futbola baktğımızda takımda genel olarak Afrikalılar baskın olduğu için sömürülen Afrika devletlerinin vatandaşları puanı getirdi diyebiliriz. En büyük örneği ise başta söylediğim gibi Kylian Mbappe.. Zamanında Zizou..

Futbolun siyaset içerdiği unutulmamalı, devletler tarafından futbolun sadece bir oyundan ibaret olmadığı bilinmeli diye düşünüyorum. Ama bu durumlara ilgisi veya merakı olmayan insanlar futbolu, 90 dakika koşulan 15 dakika ara verilen bir oyun olarak görebilirler. Futbola bu perspektiften bakan insan sayısı da oldukça fazla...

 

Yorumlar