FETÖ'yle mücadelede önemli uyarı: TSK'da 'genele yayma' tehlikesi...

Türkiye’nin terörle mücadelesindeki en önemli kurumu olan TSK’yla ilgili olarak ortaya çok ciddi iddialar atılmaya devam ediyor. Bu konuda TSK’nın geçmişteki mücadelelerinde FETÖ manipülasyonunun boyutları tartışılıyor.

FETÖ’nün TSK’daki varlığının ortaya çıkmasının ardından başlatılan soruşturmalar, sızma ve maniplasyonların pek çok farklı boyutunu ortaya çıkarıyor. Son olarak ortaya atılan iddialar ise oldukça ciddi. FETÖ’nün Güneydoğu’daki terörle mücadelede TSK’yı manipüle ettiği ve aslında mücadeleyi sekteye uğrattığı belirtiliyor. Bununla ilgili olarak özellikle FETÖ-PKK birlikteliği de dile getiriliyor.

Bu gündemi AjansHaber’e değerlendiren Terör Uzmanı Abdullah Ağar, kritik bir ayrıma dikkat çekerek konunun spekülasyona çok açık olduğunu söyledi.

‘GENELE YAYMA’ TEHLİKESİ

FETÖ’cülerin bölgedeki terörle mücadeleyi kirlettiğini ancak bu durumu ifade ederken Güneydoğu’da devam eden gerçek mücadelenin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Ağar, “Bizim terörle mücadelemizin FETÖ’cüler tarafından çeşitli şekillerde, hem taktik hem operatif hem de stratejik hem de ruh anlamında manipüle edildiğine dair bir gerçekle karşı karşıyayız. Ancak bunun terörle mücadelenin tamamını kuşatmış veya tamamına yayılmış gibi bir cümle kurmak, bizim Güneydoğu’da yapmış olduğumuz mücadeleyi kirletir, PKK’nın doğrusal ve asimetrik hedeflerine hizmet eder.” diye konuştu.

Terör Uzmanı Abdullah Ağar, AjansHaber’e şu değerlendirmelerde bulundu:

“SPEKÜLASYONA ÇOK AÇIK”

Bu konu spekülasyona çok açık. Bir terörle mücadele var, bir de bu mücadelenin içerisinde manipülatif hareket eden FETÖ’cüler. Bu manada çok dikkatli davranılması gerekir. Öncelikle üniformalı teröristlerin PKK ile işbirliği içinde olmasının, doğrusal ve asimetrik destek vermesinin; kişiye, organize suç örgütü şeklinde davranmasına, belli bir alana ve belli bir zamana bağlı özel durumları var. FETÖ ile ilişki içinde olan ve ele geçirilen üniformalı teröristlerin Güneydoğu’da görev yaptıkları zamanlarda ve yerlerde ne yaptıkları, oralarda ve o zaman aralıklarında neler olduğu öncelikle açıklığa kavuşmalı. Bizim terörle mücadelemizde o dönem ve zamanlarda ne gibi zafiyetler ve manipülasyonlar yaşanmış, öncelikle bunları bakılmalı. Bizim terörle mücadelemizin FETÖ’cüler tarafından çeşitli şekillerde, hem taktik hem operatif hem stratejik hem ruh-moral ve motivasyon anlamında manipüle edildiğine dair bir gerçekle karşı karşıyayız. Ancak bunun terörle mücadelenin tamamını; zamanın ve mücadele alanının tamamını etki altına almış ve/veya kuşatmış gibi bir cümle kurmak bizim Güneydoğu’da yapmış olduğumuz mücadeleyi fazlasıyla kirletir.

Abdullah Ağar

“FETÖ’CÜLER TERÖRLE MÜCADELEYİ KİRLETTİ AMA SİLAHLI KUVVETLERİN ÇOĞUNLUĞU FETÖ’YE VE FETÖCÜLÜĞE BULAŞMADI”

Bugün Silahlı Kuvvetler ve devletin diğer kurumlarına yuvalanmış bir yapı var. Bu terör örgütünün devleti, TSK’yı, değer ve kavramlarımızı kirletmesi ve eksenini kaydırmaya çalıştığı açık. Ancak cümleleri kurarken çok dikkatli davranmak gerekiyor. Sonuçta PKK, IŞİD, FETÖ ve arkasındaki iradeler devlete ve güvenlik kuvvetlerine inançsızlığın ve güvensizliğin derinleşmesi istiyor. Bu noktada darbe girişiminin ardılı manipülasyonlar devam ediyor. FETÖ ile bağlantılı kişi ve suçların sonuna kadar gidilmesi, ortaya çıkartılması ve imha edilmesi birincil şart, ancak bunu yaparken devletin ve TSK’nın korunması gerekiyor. Demek istediğim ‘halk deyimiyle’ sapla samanın, birbirine karışmış at iziyle it izinin birbirinden ayrılması. Sonuçta Silahlı Kuvvetler terörle mücadeleyi yaptı ve yapıyor ve bunların bir çoğu FETÖ’ye bulaşmadı. FETÖ’nün manipülasyonları genele yayarsak “Bizim ordumuz yok/yokmuş” gibi bir sonuç ortaya çıkar. Burada griliğe, algı mühendisliğine hizmet etmenin, mücadeleyi kirletecek tarzda davranmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Ki bu zaten bizim işimiz değil, devletin, adalet mekanizmasının işi. Delillendirme işi, sokak ağzının değil. Bununla birlikte şu gerçek ki; FETÖ’cü yapılanma PKK ile girmiş olduğu doğrusal-asimetrik ve üst akıl eksenlerinde ve etki-inisiyatifleri kadarıyla bizim terörle mücadelemizi kirletti. Bu bir gerçek ve muhakeme yoluyla ortada.

“ARAŞTIRMALAR İLE BİREBİR TESPİT GEREKİYOR”

Buradaki mücadelenin spekülasyonlardan korunması ve suçu işleyenlerin ise yaptıklarıyla-işledikleri suçlarla aydınlatılması gerekiyor. Terörle mücadele alanlarına tayin edilmiş, bu minvalde taşımış olduğu rütbeyi, makamı manipüle etmiş, bildiğimiz ya da bilmediğimiz kurgulara hizmet etmiş olabilirler. Bunların yapılacak araştırmalar/soruşturmalar neticesinde birebir tespit edilmesi gerekiyor.

Öte tarafıyla altı boş çıkan iddia ve ithamlar, bu sefer FETÖ ile mücadeleyi kirletir, etkisizleştirir, sulandırır ve sonuçsuzlaştırır.

FETÖ’YLE MÜCADELEDE KRİTİK AYRIM

Örneğin; Adem Huduti tutuklandı, belli ki bu ekibin içerisinde olduğuna dair deliller var, ama o günün Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Metin Temel Paşa bu işin içinde değil ve tam karşısında. O gece ve sonrasında yaptıklarıyla Güneydoğu’daki birliklerden bir darbe tehdidi üremesine engel olan birincil kişi. Metin Paşa şimdi 2. Ordu Komutanı oldu. Onunla birlikte dost kuvvetlerin neler yaptıkları da ortada. Burada olayı genelleştirmeye kalktığımız an çok tehlikeli bir şey yapmış oluruz. Burada ayırt edici bir cümle kurmak zorundayız. Evet, FETÖ’ye dahil olan bu kadroların terörle mücadelemizi parazite ettiklerine dair temel bir hüküm cümlesi kurabiliriz. Bunların başında da vatansever subayların elimine edilmesi/elimine edilmeye çalışılması, başta Türkiye’yi sarsan bazı olaylar olmak üzere alansal ve zamansal bazı manipülasyonlar olduğunu söyleyebiliriz. Şemdinli olayları, Uludere (Robozik) olayı, Dağlıca-Aktütün baskınları, çözüm sürecindeki PKK sızması ve yığınaklanması, sınır geçişleri, meskun mahallerdeki manipülasyonlar, kaçakçılık ve uyuşturucu nakli/ticareti başta olmak üzere pek çok olayın araştırılması, bağlantılarının ortaya çıkartılması ve delillendirilmesi gerekiyor. Mücadelenin etkinliğini, emir ve komuta, kontrol ve koordinasyon, planlama ve uygulamalarda, ruhun, moral ve motivasyonun köreltilmeye çalışılmasında nasıl bir etkileri ve rolleri oldu? Hepsinin ortaya çıkması gerekiyor.

PKK’YI AKLAMA TEHLİKESİ

Güneydoğu’da terörü estiren PKK. Bu örgütle 32 yıldır yapılan bir mücadele var. Yanlış düşünür ve yanlış davranırsak, bu mücadeleyi kirletmek, PKK’yı aklamak, mücadeleyi akamete uğratmak gibi bir dizi sonuç ortaya çıkar. Biz bütün saf ve samimiyetiyle Güneydoğu’da mücadeleye dahil olan Mehmetçiklerimizi, komutanlarımızı koruyup, diğer tarafıyla da birlikte iş tutan PKK ve FETÖ’cüleri aynı kapta eritmek zorundayız. Bu bizim açımızdan çok önem taşıyor.

“FETÖ’CÜ KRİPTO YAPILANMA VARLIĞINI DEVAM ETTİRİYOR”

FETÖ’cü kripto yapılanma varlığını devam ettiriyor, manipülasyonunu devam ettiriyor. Sosyal medya üzerinden, medya üzerinden devam ediyor. Tehdidin magazinleştirilmesi ve magazinin tehditleşmesi söz konusu. 15 Temmuz gecesi Türk insanı Ilımlı İslam silahını Batı’nın elinden alarak büyük bir zaferin altına imza attı. Bu zafer geliştirilebildiği taktirde, bu zamanın kırılması, tarihin seyrinin değişmesi demek.
Ama öncelikle tehdidin kavramsallaştırılması ve bu kavramsal mücadelenin bütün etkinliğiyle yapılması gerekiyor.
Bu aynı zamanda gerçek bilginin savaşıdır.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar