'Etkileşim çerçevesinde dersler işlenmeli'
MEB, yabancı dil dersi sorununu çözmek için önemli bir karara imza atmaya hazırlanıyor. Eğitim çevrelerinde “devrim” gibi bir karar olarak yorumlanan projeyle 5’inci sınıflar, yabancı dil hazırlık sınıfı olacak. Peki, eğitimciler MEB’in yeni projesini nasıl değerlendiriyor?
Eğitim uzmanı Sadık Gültekin, MEB’in yabancı dil projesinin beklenen faydayı sağlamayacağını belirterek, “En başarısız dil öğretim ülkesi biziz diyebilirim. MEB’in saatleri arttırması eğitim de yaşanan aksaklığı gidermeyecek. Yöntem olarak yanlışa düşüyoruz. Bunu işlevsel hale getirmemiz için izleyeceğimiz yol çok daha farklı olmalı.” dedi.
MEB’in İngilizce dil eğitimi konusunda hazırladığı yeni programı Eğitim Uzmanı Sadık Gültekin AjansHaber’e değerlendirdi:
“İNGİLİZCE’NİN KAÇ SAAT VERİLDİĞİ DEĞİL, NASIL VERİLDİĞİ ÖNEMLİ”
İngilizce eğitiminde sadece zaman olarak bakmamak lazım. İngilizce eğitiminin kaç saat verildiğinden çok nasıl verildiği daha önemlidir. Yani nitelik olarak sorgulamak gerekiyor. Türkiye’de yabancı dili öğrenme üniversite çağına kadar sarkıyor. Üniversite yabancı dil öğrenme yeri olmamalıdır. Üniversite de de çelişkili durumlar var. Bir öğrenci seçmek istediği bir bölümün İngilizcesi olsa bile daha kolaya kaçarak alternatif olarak gördüğü Türkçe eğitimini tercih ediyor. İngilizce eğitimi de bu şekilde ciddi anlamda kan kaybediyor.
“İNGİLZCE ÖĞRENMEK İSTEYEN ÇOK KİŞİ VAR AMA...”
İngilizceye bu kadar istekli olup da bu kadar başarısız olan bir ülke yeryüzünde başka yoktur. Herkes de bir İngilizce öğrenme eğilimi vardır. Fakat bu başarıyı elde eden, İngilizce dilinden faydalanabilen kişi sayısı çok azdır.
“MEB’İN SAATLERİ ARTTIRMASI DİL EĞİTİMDEKİ AKSAKLIĞI GİDERMEYECEK”
En başarısız dil öğretim ülkesi biziz diyebilirim. MEB’in saatleri arttırması eğitim de yaşanan aksaklığı gidermeyecek. Yöntem olarak yanlışa düşüyoruz. Bunu işlevsel hale getirmemiz için izleyeceğimiz yol çok daha farklı olmalı. Burada tartışılması gereken bir diğer konu da öğrencilerin gramer mi öğrenmesi gerekir? Yoksa İngilizce konuşma dilini mi geliştirmesi gerekir? Böyle bir sorundan yola çıktığımızda eğitim müfredatında da ciddi sıkıntıların olduğunu çok daha iyi anlayacağız.
“DİL EĞİTİMİ HOBİLEŞTİRİLEREK VERİLMELİ”
İngilizceye yönelik eğitim sorunu öğrenci üzerinde ders algısı yaratmadan dili eğitimsel direktiflerle vermek yerine, hobileştirerek öğrencilere yansıtmak gerekir. İngilizceyi zorlaştırmadan öğrenilmesi gereken başlıklar çerçevesinde öğrencinin hayatına yansıtmak gerekir. Okul öncesi öğretimden başlayarak oyunlarla ve şarkılarla günlük eğlencelerle sunulmalıdır. İngilizce öğrencinin yaşam tarzı olmalıdır. Öte yandan öğrenci üzerindeki özgüveni yok eden eğitim anlayışı bırakılmalıdır. Didaktik eğitim belli bir yere kadar ön planda tutulmalıdır. Eğitim esnasında öğretmenlerin, öğrencilerine verdiği söz hakkı daha fazla olmalıdır. Öğretmenler emir kipinden uzak durmalıdır.
“ETKİLEŞİM ÇERÇEVESİNDE DERSLER İŞLENMELİDİR”
Öğretim esnasında öğrencinin üzerindeki öğretmen algısı değiştirilmelidir. Etkileşim çerçevesinde dersler işlenmelidir. Örneğin, öğrencinin söz hakkını almak istememesine neden olan öğretmen algısı İngilizce öğrenim sürecini de ciddi şekilde etkiliyor. İngilizceyi faaliyete geçirecek, başkalarıyla pratik yapacak kimselerden öğrencinin uzak durmasına neden oluyor.
“DİL EĞİTİMİ ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN BAŞLAMALI”
Dünyada İngilizce eğitimi 3 yaşından itibaren çocukların hayatına sokuluyor. Çocuğun hayatına ufak parçalarla yedirilerek eğitim süreci tamamlanıyor. Öğrenen kişi üzerindeki eğitim algısı dil öğrenilirken saklanmalıdır. BU dilin öğrenme hızını ve niteliğini olumsuz etkiler. MEB’in çalışma programına aldığı ilkokul 5. Sınıflara yönelik İngilizce eğitimi bana göre başarı kazanamayacak. Dil üzerinde başarı sağlayabilmemiz için daha farklı yöntemler uygulamaya geçmelidir. Dil eğitimi çocukluk çağından başlayarak verilmedir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
MEB’in İngilizce dil eğitimi konusunda hazırladığı yeni programı Eğitim Uzmanı Sadık Gültekin AjansHaber’e değerlendirdi:
“İNGİLİZCE’NİN KAÇ SAAT VERİLDİĞİ DEĞİL, NASIL VERİLDİĞİ ÖNEMLİ”
İngilizce eğitiminde sadece zaman olarak bakmamak lazım. İngilizce eğitiminin kaç saat verildiğinden çok nasıl verildiği daha önemlidir. Yani nitelik olarak sorgulamak gerekiyor. Türkiye’de yabancı dili öğrenme üniversite çağına kadar sarkıyor. Üniversite yabancı dil öğrenme yeri olmamalıdır. Üniversite de de çelişkili durumlar var. Bir öğrenci seçmek istediği bir bölümün İngilizcesi olsa bile daha kolaya kaçarak alternatif olarak gördüğü Türkçe eğitimini tercih ediyor. İngilizce eğitimi de bu şekilde ciddi anlamda kan kaybediyor.
“İNGİLZCE ÖĞRENMEK İSTEYEN ÇOK KİŞİ VAR AMA...”
İngilizceye bu kadar istekli olup da bu kadar başarısız olan bir ülke yeryüzünde başka yoktur. Herkes de bir İngilizce öğrenme eğilimi vardır. Fakat bu başarıyı elde eden, İngilizce dilinden faydalanabilen kişi sayısı çok azdır.
“MEB’İN SAATLERİ ARTTIRMASI DİL EĞİTİMDEKİ AKSAKLIĞI GİDERMEYECEK”
En başarısız dil öğretim ülkesi biziz diyebilirim. MEB’in saatleri arttırması eğitim de yaşanan aksaklığı gidermeyecek. Yöntem olarak yanlışa düşüyoruz. Bunu işlevsel hale getirmemiz için izleyeceğimiz yol çok daha farklı olmalı. Burada tartışılması gereken bir diğer konu da öğrencilerin gramer mi öğrenmesi gerekir? Yoksa İngilizce konuşma dilini mi geliştirmesi gerekir? Böyle bir sorundan yola çıktığımızda eğitim müfredatında da ciddi sıkıntıların olduğunu çok daha iyi anlayacağız.
“DİL EĞİTİMİ HOBİLEŞTİRİLEREK VERİLMELİ”
İngilizceye yönelik eğitim sorunu öğrenci üzerinde ders algısı yaratmadan dili eğitimsel direktiflerle vermek yerine, hobileştirerek öğrencilere yansıtmak gerekir. İngilizceyi zorlaştırmadan öğrenilmesi gereken başlıklar çerçevesinde öğrencinin hayatına yansıtmak gerekir. Okul öncesi öğretimden başlayarak oyunlarla ve şarkılarla günlük eğlencelerle sunulmalıdır. İngilizce öğrencinin yaşam tarzı olmalıdır. Öte yandan öğrenci üzerindeki özgüveni yok eden eğitim anlayışı bırakılmalıdır. Didaktik eğitim belli bir yere kadar ön planda tutulmalıdır. Eğitim esnasında öğretmenlerin, öğrencilerine verdiği söz hakkı daha fazla olmalıdır. Öğretmenler emir kipinden uzak durmalıdır.
“ETKİLEŞİM ÇERÇEVESİNDE DERSLER İŞLENMELİDİR”
Öğretim esnasında öğrencinin üzerindeki öğretmen algısı değiştirilmelidir. Etkileşim çerçevesinde dersler işlenmelidir. Örneğin, öğrencinin söz hakkını almak istememesine neden olan öğretmen algısı İngilizce öğrenim sürecini de ciddi şekilde etkiliyor. İngilizceyi faaliyete geçirecek, başkalarıyla pratik yapacak kimselerden öğrencinin uzak durmasına neden oluyor.
“DİL EĞİTİMİ ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN BAŞLAMALI”
Dünyada İngilizce eğitimi 3 yaşından itibaren çocukların hayatına sokuluyor. Çocuğun hayatına ufak parçalarla yedirilerek eğitim süreci tamamlanıyor. Öğrenen kişi üzerindeki eğitim algısı dil öğrenilirken saklanmalıdır. BU dilin öğrenme hızını ve niteliğini olumsuz etkiler. MEB’in çalışma programına aldığı ilkokul 5. Sınıflara yönelik İngilizce eğitimi bana göre başarı kazanamayacak. Dil üzerinde başarı sağlayabilmemiz için daha farklı yöntemler uygulamaya geçmelidir. Dil eğitimi çocukluk çağından başlayarak verilmedir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar