'Esed rejiminin sonu yakın'
Stratejik önemdeki Cisr -el Şuğur'un düşmesi dünya basını tarafından Esed rejiminin çöküşünün habercisi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar da Esed rejiminin son 4 yılın en zayıf noktasında olduğuna dikkat çekiyor. Peki, muhaliflerin ilerleyişi Esed rejimini yok edecek mi?
Suriye’de 4 yılı aşkın bir süredir yaşanan iç savaşta Beşşar Esed’in İdlib vilayetine bağlı Cisr el Şuğur bölgesini kaybetmesiyle Esed rejiminin büyük kaybı olarak nitelendirildi. Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu,Esed’in otorite kaybının hızlandığını vurgulayarak, “Suriye’de çözülmüş çökmüş bir yapı var artık. Birden fazla ordu var. Şam yönetimi otoritesini kaybetmiş durumda. Caydırıcı gücünü kullanamıyor. Esed rejiminin daha fazla sürdürülebileceğini görmüyorum. Suriye’de yaşanan fiili bölünme yakın bir zamanda resmiyete dökülebilir” dedi.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Esed rejiminin bölge içerisindeki otorite kaybını AjansHaber’e değerlendirdi:
“SURİYE’DEKİ ASIL SIKINTI MUHALEFETİN…”
Suriye’de asıl sıkıntı muhalefetin ete kemiğe bürünmemiş olmasıdır. Başlangıçta Suriye’nin zemini ile oluşan ve Özgür Suriye Ordusu olarak tanımlanan yapılanma bir süre sonra El Nusra ve IŞİD gibi illegal örgütlerin devreye girmesiyle bozuldu. Baskıcı Esed rejimine karşı mağdur olan toplulukları bir araya getirerek Suriye’deki birliği bozmuştur. Esed bundan kendine iyi bir pay çıkarmıştı. Rakka bölgesini IŞİD’e bırakma yöntemi ile amaçları doğrultusunda ilerlemişti. Rakka bölgesi bir kaynak bölgesidir. Rafineri açısında önemli bir jeopolitik konumu var. Ardından Kobani’de yaşanan olaylarla birlikte kendisine yönelik olumsuz hamleleri kendi avantajına çevirdi ve dünyada ‘bana muhalif bir örgüt ile mücadele etmiyorum. Bölgedeki terör grupları ile mücadele halindeyim’ algısı oluşturdu. Geldiğimiz süre içerisine kadar Esed bu politikayla ayakta durum kendi bünyesinde bulundurduğu kitleyi himaye etmesini bilmişti.
“ESAS MESELE ESED’İN VARLIĞI DEĞİL”
Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu zemini tam olarak kaybolmuş değil henüz. Bölgede hala Türkiye’nin de hassasiyetlerini içeren bir gerçek var. Türkmenlerin ve Kürtlerinde içinde bulunduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Böyle bir noktada İdlib vilayetinin muhalifler tarafından ele geçirilmesi konusunda kuşkusuz açıklanması gereken hususlar var. Muhalefetten neyi kastediyoruz? Basına yansıyan olgular üzerinde bahsetmek gerekirse, muhalif gruba, fetih ordusu diyenler var. Ancak direnişin bünyesinde unutulmamalıdır ki Özgür Suriye Ordusu’nun bölünmesiyle Esed’e karşı koyan güçler de var. Bölgedeki yapılanmalara baktığımızda bir karmaşanın varlığı yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor karşımızda. Esas mesele Esed’in varlığı değil. Esed’den sonra kimin geleceğidir. Gerek bölgedeki aktörler gerekse bölge dışında var olan güçler için.
“ESED REJİMİNİN SONU YAKIN”
Suriye’de çözülmüş çökmüş bir yapı var artık. Birden fazla ordu var. Şam yönetimi otoritesini kaybetmiş durumda. Caydırıcı gücünü kullanamıyor. Esed rejiminin daha fazla sürdürülebileceğini görmüyorum. Suriye’de yaşanan fiili bölünme yakın bir zamanda resmiyete dökülebilir. Çökmüş devlet modellerinin artması isteniyor. Libya, Irak ve şimdi de Suriye bu bilinçli bir politikanın pratiğe dökülmüş tablosudur. Artık Suriye’de kaosun kabulleniş senaryoları oynanıyor. Esed rejimi muhaliflerin ilerlemesi ile giderek Şam bölgesinde sıkışıp kalacak. Birçok bağımız silahlı örgütün bulunduğu bir coğrafyada devlet yönetiminin varlığından söz edilemez. Uluslararası çıkarlar Esed’i böldürebilir ve sınırlı bir bölgede otoritesini sağlamaya izin verilme durum ortaya çıkabilir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Esed rejiminin bölge içerisindeki otorite kaybını AjansHaber’e değerlendirdi:
“SURİYE’DEKİ ASIL SIKINTI MUHALEFETİN…”
Suriye’de asıl sıkıntı muhalefetin ete kemiğe bürünmemiş olmasıdır. Başlangıçta Suriye’nin zemini ile oluşan ve Özgür Suriye Ordusu olarak tanımlanan yapılanma bir süre sonra El Nusra ve IŞİD gibi illegal örgütlerin devreye girmesiyle bozuldu. Baskıcı Esed rejimine karşı mağdur olan toplulukları bir araya getirerek Suriye’deki birliği bozmuştur. Esed bundan kendine iyi bir pay çıkarmıştı. Rakka bölgesini IŞİD’e bırakma yöntemi ile amaçları doğrultusunda ilerlemişti. Rakka bölgesi bir kaynak bölgesidir. Rafineri açısında önemli bir jeopolitik konumu var. Ardından Kobani’de yaşanan olaylarla birlikte kendisine yönelik olumsuz hamleleri kendi avantajına çevirdi ve dünyada ‘bana muhalif bir örgüt ile mücadele etmiyorum. Bölgedeki terör grupları ile mücadele halindeyim’ algısı oluşturdu. Geldiğimiz süre içerisine kadar Esed bu politikayla ayakta durum kendi bünyesinde bulundurduğu kitleyi himaye etmesini bilmişti.
“ESAS MESELE ESED’İN VARLIĞI DEĞİL”
Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu zemini tam olarak kaybolmuş değil henüz. Bölgede hala Türkiye’nin de hassasiyetlerini içeren bir gerçek var. Türkmenlerin ve Kürtlerinde içinde bulunduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Böyle bir noktada İdlib vilayetinin muhalifler tarafından ele geçirilmesi konusunda kuşkusuz açıklanması gereken hususlar var. Muhalefetten neyi kastediyoruz? Basına yansıyan olgular üzerinde bahsetmek gerekirse, muhalif gruba, fetih ordusu diyenler var. Ancak direnişin bünyesinde unutulmamalıdır ki Özgür Suriye Ordusu’nun bölünmesiyle Esed’e karşı koyan güçler de var. Bölgedeki yapılanmalara baktığımızda bir karmaşanın varlığı yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor karşımızda. Esas mesele Esed’in varlığı değil. Esed’den sonra kimin geleceğidir. Gerek bölgedeki aktörler gerekse bölge dışında var olan güçler için.
“ESED REJİMİNİN SONU YAKIN”
Suriye’de çözülmüş çökmüş bir yapı var artık. Birden fazla ordu var. Şam yönetimi otoritesini kaybetmiş durumda. Caydırıcı gücünü kullanamıyor. Esed rejiminin daha fazla sürdürülebileceğini görmüyorum. Suriye’de yaşanan fiili bölünme yakın bir zamanda resmiyete dökülebilir. Çökmüş devlet modellerinin artması isteniyor. Libya, Irak ve şimdi de Suriye bu bilinçli bir politikanın pratiğe dökülmüş tablosudur. Artık Suriye’de kaosun kabulleniş senaryoları oynanıyor. Esed rejimi muhaliflerin ilerlemesi ile giderek Şam bölgesinde sıkışıp kalacak. Birçok bağımız silahlı örgütün bulunduğu bir coğrafyada devlet yönetiminin varlığından söz edilemez. Uluslararası çıkarlar Esed’i böldürebilir ve sınırlı bir bölgede otoritesini sağlamaya izin verilme durum ortaya çıkabilir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar