Ekonomi dünyası 65. Hükümetten umutlu
Ekonomi dünyası 65. Hükümetten umutlu. Uzmanlara göre belirsizlik ortadan kalktı, yükseliş dönemi başlıyor.
Türkiye’deki siyasi hareketlilik ekonomi dünyasını da etkiliyor. Özellikle Türk ekonomisi AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana hızlı bir yükseliş ivmesi yakalamış ve birçok alanda ekonominin çarkları hızlı bir şekilde dönmüştü.
BAYRAK DEĞİŞİMİ OLUMLU YANSIYACAK
AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım iktidar partisindeki genel başkanlık koltuğunun yeni sahibi oldu. AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım’ın önümüzdeki günlerde yeni kabineyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunması ve ardından Meclis’te güvenoyu alarak göreve başlaması bekleniyor. AK Parti’de yaşanan bayrak değişimi ise Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacak. Binali Yıldırım’ın 11 yıl sürdürdüğü Ulaştırma Bakanı görevi ve bu dönemde Türkiye’ye ekonomik olarak kazandırdıklarına bakıldığında önümüzdeki dönemde Türk ekonomisinin yükselişe geçeceğini tahmin etmek pek de güç olmuyor. AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım’ın da açıkladığı yeni kabine ise piyasaları rahatlattı. Uzun yıllardır görevine devam eden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in görevde kalacak olması piyasalar tarafından olumlu olarak karşılandı.
Peki, Binali Yıldırım ismi piyasalar tarafından nasıl karşılandı? Ekonominin Binali Yıldırım ve kurmaylarından beklentileri neler? Yeni kabine Türkiye ekonomisi nasıl etkiler? Önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisini nasıl bir süreç bekliyor? ’İcraatçı Bakan’ olarak bilinen Binali Yıldırım’ın gelmesi ekonomik yönden nasıl etki edecek? Yeni kabinedeki ekonomi kurmaylarını piyasalar nasıl karşıladı? Tüm bu soruları ekonomi yazarı Prof. Dr. Ünsal Ban ve Ali Ağaoğlu AjansHaber için yanıtladı.
AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım’ın bugün açıkladığı kabinede en çok dikkat çeken ekonomi görevlendirmeleriyle ilgili değerlendirme yapan Ağaoğlu, “Mehmet Şimşek’in Başbakan Yardımcısı olarak kalması piyasaları rahatlattı. Piyasalar, kendi dilinden konuşabilecekleri birinin görevde olmasını tercih ediyor. Diğer taraftanda Sayın Canikli ve Sayın Zeybekçi’nin olması çok önemli. Sayın Zeybekçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekolüne yakın bir ekol” dedi.
"MEHMET ŞİMŞEK’İN GÖREVDE KALMASI PİYASALARI RAHATLATTI”
Yeni kabinenin ekonomi yönünü değerlendiren Ağaoğlu, “Mehmet Şimşek’in Başbakan Yardımcısı olarak kalması piyasaları rahatlattı. Piyasalar, kendi dilinden konuşabilecekleri birinin görevde olmasını tercih ediyor. Diğer taraftanda Sayın Canikli ve Sayın Zeybekçi’nin olması çok önemli. Sayın Zeybekçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekolüne yakın bir ekol. İki ekol bir arada gibi görünüyor. Bir anlaşmazlık çıkar mı bunu zaman gösterecek. Böyle bir şeyin yaşanacağına ihtimal vermiyorum. Mehmet Şimşek’in görevde kalması, piyasaları ürkütmemek adına atılmış bir adım olarak görüyorum. Piyasalar bu alınan karardan memnun kaldı. Dolar kuru da 3 lira seviyelerinden 2.98’e kadar geriledi.
Türkiye’nin genel ekonomisinde bir değişiklik olmayacak. Türkiye’nin ekonomisi AK Parti iktidarlarında hep yukarı doğru bir ivme yakalamıştı. Bundan sonra da bu sürecin böyle devam edeceğini düşünüyorum. Son 1.5 yıldır Türkiye ekonomisi olarak bazı durağanlıklar yaşadık fakat Binali Yıldırım’ın Başbakan olmasıyla birlikte gelişim ivmesinin özellikle icraat anlamında çok daha hızlı ilerleyeceğini beklemeliyiz.
“BELİRSİZLİKLER SİLİNECEK, EKONOMİ YÜKSELİŞ İVMESİ YAKALAYACAK”
Türkiye’de son 20 aydır bir belirsizlik vardı. Binali Yıldırım dönemiyle o belirsizliklerin tamamı silinecek ve ekonomik olarak daha iyi bir ivme yakalanacak. Binali Yıldırım ile birlikte Türkiye’nin büyümesi daha yüksek olacak, Türkiye’nin ekonomik rakamları ve ihracat rakamları daha iyi olacak. Türkiye’nin dış ticaret rakamlarında da ciddi düşüş olacağını bekliyorum.
“EKONOMİ RİSK ALMAYI GEREKTİRİR”
Ekonomi risk almayı gerektirir. Binali Yıldırım’ın kimliğinde de bu var. Bu riskle beraber ekonomik gelişmenin daha da hızlı hareket edeceğini özellikle ulaştırma, havacılık, karayolu taşımacılığı ve denizyolu taşımacılığında çok daha iyi bir noktaya doğru gidileceğinin önemli bir işareti olarak bakmak lazım. Ekonomik gelişme faktörlerinde bakıldığında, ekonomik gelişim inşaatta, sanayide, hizmette olur. Bunların hepsinin alt yapısına bakıldığında ulaşım maliyetleri ortaya çıkar. Ulaşım maliyetleri aşağı çekildiğinde Türkiye uçar gider. Nihayetinde Binali Yıldırım’ın da bunu yapacağına inanıyorum.
“HANGİ BAKAN GELİRSE GELSİN…”
Türkiye ekonomisi o kadar güçlü ki artık isimlerle bir noktalara gidecek demek hatalı olur. Türkiye’nin bence isimlere değil vizyona ve stratejilere ihtiyacı var. Bu vizyon ve stratejiler uygulandığı sürece hiçbir problem yaşanacağını düşünmüyorum. Türkiye artık bir kişinin üzerine giderek ‘o bakan olmazsa Türkiye batar’ dönemlerini geride bıraktı. AK Parti’nin ortaya koymuş olduğu vizyona bakıldığı zaman ekonomik gelişmişlik, 10 bin doların üzerinde kişi başı gelir, 1 katrilyonun üzerinde bir GSMH deniliyor. Bunları gerçekleştirmek için AK Parti hareket ediyor. Hangi bakan gelirse gelsin bunları gerçekleştirmeye çalışacaktır.
HÜKÜMET DEĞİŞİKLİĞİ DOLAR’I ETKİLER Mİ?
Dolardaki artışın tek sebebi Türkiye’deki gelişmeler değil. Dolardaki artışın temel nedenlerinden birisi ABD tarafındaki gelişmeler. ABD’deki iki ana unsur var doları tetikleyen, bunlardan birincisi seçimler diğeri de FED’in faiz artırıp artırmayacağı konusu. ABD Başkanlığına Trump’ın gelme ihtimali nedeniyle dolar yukarı doğru hareket ediyor. FED’in temmuz ayından itibaren faiz artırımına gidebilirim açıklamasıyla birlikte dolar tüm uluslararası piyasalarda artış sergiliyor. Türkiye’de TL – Dolar karşısında değer kaybettiğinde ‘belirsizlikten dolayı değer kaybediyor’ demek yanlış olur. Duruma makro bakması gerekiyor. Türk insanı da dolara bakarak hayatına yön vermekten vazgeçmelidir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar