Havalar soğudu, sinüzit hastalığı arttı

Hava iyiden iyiye soğurken, soğuk algınlığı, grip ve nezleye paralel olarak sinüzit hastalığı da artış gösteriyor.

Sibel Meral/AjansHaber

Op. Dr. Bahadır Baykal, çoğu zaman farkında olmadığımız ama 10-15 günden beri sürmekte olan uzamış nezle halinin aslında bir akut sinüzit olabileceğini söyledi.

Baykal, sigara içen, alkol kullanan, sürekli kirli havayı soluyan yada klimatize kapalı ortamlarda çalışan bir kişinin, hijyen ve yaşam koşullarını iyileştirilmediği sürece tek başına tedaviyle sonuç alamayacağını belirtti.
Baykal, çocukların gelişme çağında yaşadığı geniz eti problemi, burun tıkanıklığı problemlerinin, çocuklarda sinüzitin daha sık rastlanmasına neden olduğunu ekledi.

Baykal, sinüzit ve tedavisi ile ilgili AjansHaber’e şu değerlendirmelerde bulundu:

NEZLENİZ 10-15 GÜNÜ GEÇTİYSE…
Sinüsler yüz ve kafa kemiklerimizin içerisine bulunan içi havalı boşluklar olduğunu belirten Baykal, Baş ağrısı, burun akıntısı ve ateş gibi belirtilerin birer AKUT sinüzitine işaret olabileceğini söyledi.
Hastaların farkında olmadığı bir duruma işaret eden Baykal, 10 günü aşkın süredir devam eden nezle halinin aslında bir akut sinüzit olabileceğini söyledi. Sinüzitin belirtilerine ilişkin konuşan Baykal, Burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, burundan konuşma, koku alma bozuklukları, sık sık nezle grip olma ve bunların kolay kolay geçmeyişi, özellikle çocuklarda daha fazla olmak üzere inatçı öksürükler. Zaman zaman ateştin belirtiler arasında yer aldığını söyledi.

KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?

Sinüzitin yetişkinlere nazaran çocuklarda daha sık görüldüğünün altını çizen Baykal, buna neden olarak viral üst solunum yolu infeksiyonlarına yakalandıkları için ve sinüsleri henüz tam olarak kendilerini temizleyememelerini gösterdi. Baykal, sinüzit tedavisi konusunda ise ülkemizde pek çok yanlış yöntemin kullanıldığını belirtti.

SİNÜZİT TEDAVİSİNDE EKİNEZYA ÇAYI

Halk arasında acı kavun denilen bitkinin suyunun, burna uygulandığında, sinüziti tedavi ettiği iddia ediliyor. Benim hastalarımın arasında da bu bitkiyi kullanan ve uygulama sonrası bol miktarda koyu sıvı aktığını söyleyenler var. Hâlbuki akan sıvı kesinlikle iltihap değil.Acı kavun burun içindeki tüm dokuları kimyasal olarak yakmaktadır. Uygulama sonrası akan sıvı ise iltihap değil, kimyasal olarak yanmış dokulardır. Burun dokularını yakarak sinüzit tedavi edilemeyeceği gibi, acı kavuna bağlı alerjik şok ve ölüm riski olması bu bitkiyi oldukça tehlikeli yapıyor. Burun ve sinüs hastalıklarıyla yoğun olarak ilgilenen bir hekim olarak bu bitkinin kullanılmasını asla önermiyorum. Yani hastalarımız kaş yaparken göz çıkarma riskiyle de karşı karşıya kalabilirler. İlla ki bitkisel tedavi almak isteyen hastalara ise önerim ekinezya çayı olabilir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?

Sigara içen, alkol kullanan, sürekli kirli havayı soluyan yada klimatize kapalı ortamlarda çalışan bir kişinin, hijyen ve yaşam koşullarını iyileştirmediğiniz sürece tek başına tedavi yeterli olmaz. Sinüzit tedavisinin de ilk seçenek hemen daima antibiyotik. Bazen oldukça uzun süre kullanmak gerekir. Dört hafta aralıksız tedavi verdiğim hastalarım var. Ancak bu noktada önemli olan tedaviye ara vermemek ve yarım bırakmamakta.

AMELİYAT NE ZAMAN GEREKLİ?

Aksi takdirde yeterli fayda görülmez. Eğer hastamızın şikayetleri uzun süreli ilaç tedavileri ile geçmiyorsa, baş ağrıları hayatını olumsuz etkilemeye başlamışsa sinüzit ameliyatları tedavide seçenek olarak düşünülmelidir. Bazen sinüzit ile birlikte burun kemik eğirliği ya da burun etlerinin aşırı büyümesinden olabilir, bu durumda kombine bir yaklaşımla aynı anda hem burun hem sinüs ameliyatı yapılabilir. Günümüzde yeni teknikler tanımlanmış olsa bile sinüslerin burun içine açıldığı kanalların cerrahi olarak endoskop yardımıyla özel aletler ile genişletilmesi oldukça yüz güldürücü sonuçlar verir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar