Darbe girişimi siyaseti de toplumu da barıştırdı!

FETÖ mensuplarının darbe girişimi toplumun yekpare direnişi ve güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla püskürtüldü. Darbe girişiminin ardından siyasilerin birlik ve beraberlik mesajları da ‘Türkiye'de siyasetin 'düşman algısı' değişti mi?’ sorusunu akıllara getirdi. Muhalefet liderlerinin Beştepe’ye çıkması, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Taksim’de miting yapması ve karşılıklı ‘öz eleştiri’ mesajları darbeye karşı siyasilerin de güçlü bir mesaj vermesini sağladı.

Türkiye’de siyasilerin ve toplumun farklı kesimlerinin darbe girişimine karşı birleşmesinin etkilerini AjansHaber’e değerlendiren gazeteci- yazar Etyen Mahçupyan, darbe girişimine karşı birleşmeyle birlikte sosyolojik bir eşiğin geçildiğini söyledi. Mahçupyan, hem muhalefetin hem de iktidarın çok titiz ve doğru işler yaptıklarını belirtirken kavgacı parlamentodan birbirini dinleyen, beraber düşünen bir parlamentoya geçişin önemine vurgu yaptı. Mahçupyan, “Kamuoyunun da iktidar ve muhalefetin şu anda yürüttüğü ilişkiye sahip çıkması lazım. Hangi partiyi desteklersek destekleyelim bu ilişki biçimine sahip çıkmak gerekiyor, kimin haklı olduğu meselesinden çok daha önemli bu konuşabilme meselesi. Bu kuşkusuz bütün toplum için daha iyi olacaktır” dedi.

“SOSYOLOJİK BİR EŞİK GEÇİLDİ”

Bu darbe girişimiyle birlikte sosyolojik olarak bir eşik geçildi. Kutuplaşma olsa bile siyasette ve medyada, bütün kesimlerin içinde beraber yaşamaya yönelik bir açılım var, bir kabullenme var. Bunu görüyoruz ve bu çok önemli bir gelişme.

“HEM MUHALEFET HEM DE İKTİDAR DİKKATLİ DAVRANIP, DOĞRU İŞLER YAPIYOR”

Tek bir olayla doğru yönde gideceğimizin garantisi yok ve burada siyasetin tavrı çok önemli. Şu ana kadar siyasetin tavrı da oldukça olumlu gözüküyor. Hem muhalefet hem de iktidar çok titiz, dikkatli davranıp doğru işler yapıyorlar.

“KAVGACI PARLAMENTODAN, BİRBİRİNİ DİNLEYEN PARLAMENTOYA GEÇİŞ OLURSA GEÇMİŞTEN KOPUŞ OLMUŞ DİYEBİLİRİZ”

Bir tür yeni eğilimler var ama bunun sistematik hale getirmemiz gerekiyor. Bu birliktelik parlamentoya yansırsa, parlamentonun çalışma biçiminde ortaya çıkarsa çok önemli bir iş olur. Geçen sene parlamentoda kaç tane kavga oldu, insanlar yumruk yumruğa geldi. O parlamentodan hakikaten konuşan, birbirini dinleyen, beraber düşünen bir parlamentoya geçiş olursa radikal bir şekilde geçmişten kopuş olmuş diyebiliriz.

“O FOTOĞRAF FARKLILIKLARIN BİR KENARA BIRAKILDIĞININ KANITI NİTELİĞİNDEYDİ”

Başbakan Binali Yıldırım’ın darbe girişimi direnişinde beni en çok etkileyen fotoğraf diye bahsettiği fotoğraf birçok kesimde ezber bozdu. Özellikle laik kesimde de böyle oldu. Birdenbire o zamana kadar varsaydığımız bazı şeylerin aslında öyle olmadığına yönelik bir kabul. Bunlar da çok değerli ve harika bir fotoğraf. O fotoğraf birçok insanın kafasına kazınacaktır. Darbe girişimi direnişindeki o fotoğraf aslında Türkiye’nin nasıl direndiğinin ve darbeye karşı bütün farklılıkları bir kenara bıraktığının kanıtı niteliğindeydi.

“İKTİDAR DA MUHALEFET DE BEĞENİLMEYİ HAK EDİYOR”

Siyasi cepheden darbe girişiminin ardından gelen olumlu mesajlar sistematikleşme açısından olumlu izler bıraktı. Öyle bir geçmişten geliyoruz ki birbirine söylenmemiş laf bırakmamış siyasetçiler var. Bu dönemde hiç hata yapmamak gerekiyor, bir hatayla tekrar eskiye doğru dil gider. Siyasetçiler de bugün itibariyle o hatayı yapmamaya azami gayret gösteriyorlar.  Bu çok iyi bir performans, iktidar da muhalefet de beğenilmeyi hak ediyor.

“BU İLİŞKİ BİÇİMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”

Kamuoyunun da iktidar ve muhalefetin şu anda yürüttüğü ilişkiye sahip çıkması lazım. Hangi partiyi desteklersek destekleyelim bu ilişki biçimine sahip çıkmak gerekiyor, kimin haklı olduğu meselesinden çok daha önemli bu konuşabilme meselesi. Bu kuşkusuz bütün toplum için daha iyi olacaktır.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.