Çözüm sürecini bitiren saldırının perde arkasında FETÖ mü var?

Şanlıurfa Ceylanpınar’da çözüm sürecini sona erdiren 2 polisin şehit edildiği saldırı arkasında FETÖ olduğu iddiasına eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu’ndan da destek geldi.

20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Kobani’nin yeniden inşasına yardım etmek amacıyla yola çıkan sosyalistlerin basın açıklaması sırasında canlı bomba patlamış ve 34 kişi hayatını kaybetmişti.  Patlamadan sadece 2 gün sonra 22 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 2 polis memuru evlerinde başlarından vurulmuş hale bulundular. Evin kapısında herhangi bir zorlama olmaması ve silah seslerinin duyulmaması olayın gizeminin çözülememesine neden olmuştu. O dönemde de saldırının arkasında FETÖ mensuplarının olabileceği iddiaları gündeme gelmişti. Ceylanpınar’daki saldırıyı terör örgütü PKK üstlenmiş ve çözüm süreci de bu saldırıyla sona ermişti.

FETÖ mensuplarının 15 Temmuz’daki darbe girişimiyle gerçek yüzlerini göstermesinin ardından geçmiş olaylarda da parmak izleri olabileceği şüphesini uyandırdı.  FETÖ’nün çözüm sürecini sonlandıran saldırıda parmağı olduğu iddialarını AjansHaber’e değerlendiren Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, FETÖ’nün çözüm sürecine karşı olduğunu ve sürecin sonlanması adına ciddi provokasyonlar yaptığını söyledi.  PKK ile FETÖ’nün üst düzeyde ciddi anlamda işbirliği olduğunu belirten Orakoğlu, “Geçmişte kamu vicdanını yaralayan faili meçhul cinayetlerin arkasında FETÖ olduğu bana göre kesinleşti. Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polisin şehit edildiği olayın arkasında da FETÖ’nün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Bülent Orakoğlu FETÖ’nün çözüm sürecini sonlandıran saldırıda parmağı olduğu iddialarını AjansHaber’e değerlendirdi:

“PKK TAKTİKLERİ AŞAN BİR ŞEKİLDE ŞEHİT EDİLDİLER”

Türkiye’de geçmiş dönemlere baktığımızda çözüm sürecini bitirmek isteyen güçler vardı. FETÖ’nün de çözüm sürecine karşı olduğunu biliyoruz. Süreç içerisinde de bitirmeye yönelik çeşitli provokasyonlar yapılmıştı. Bunlar o dönemde fark edilememişti. Suruç’ta DAEŞ’in terör saldırısı sonrası Ceylanpınar’da 2 polisin PKK taktiklerini aşan bir şekilde şehit edilmesi soru işaretlerini akıllara getirmişti.

“FETÖ İLE PKK ARASINDA ÜST DÜZEYDE CİDDİ ANLAMDA İŞBİRLİĞİ VAR”

FETÖ ile PKK arasında üst düzeyde ciddi anlamda işbirliği var. Terör örgütleri arasındaki işbirliğine Sayın Cumhurbaşkanımız da işaret etmişti. Türkiye’de terör oluşturan, iç çatışma ve mezhep çatışması oluşturmaya çalışan unsurların bir merkez tarafından yönetildiğini biliyorduk.

“ÇÖZÜM SÜRECİNİN SONA ERDİĞİ OLAYIN ARKASINDA FETÖ OLABİLİR”

Geçmişte kamu vicdanını yaralayan faili meçhul cinayetlerin arkasında FETÖ olduğu bana göre kesinleşti. Şanlıurfa Suruç’ta patlayan bomba sonrası Ceylanpınar’da 2 polisin şehit edilmesi çözüm sürecini sona erdirmişti. Bu olayın arkasında da FETÖ’nün olabileceğini düşünüyorum.

Karşımızda çok vahşi ve çok barbar bir örgüt var. Tankları insanların üzerine süren bir örgütün 90’lı yıllardan itibaren faili meçhul bütün olayların içinde olabilme ihtimali var. Bunların tekrar incelenmesi gerekiyor.

“AKLIMIZA GELMEYECEK OLAYLARIN ARKASINDA FETÖ OLABİLİR”

Türkiye’de çözüm sürecinin bozulması çok önemli bir provokasyondu.  Hem PKK’nın hem FETÖ’nün ve diğer tüm örgütlerin bir merkezden idare edildiğini görüyoruz. FETÖ, terör örgütlerini aşan bir konumdalar çünkü devletin içine sızmışlar. Devletin bütün kozmik bilgilerini elde ediyorlar. Siyaseti dizayn elde etmek için MHP ve CHP’ye çeşitli kumpaslar düzenlediler. 17-25 Aralık’ta AK Parti’ye ve Türkiye’yi hedef aldılar. Bunların artık gerçek yüzü ortaya çıktı. Aklımıza gelmeyecek olayların dahi arkasında FETÖ’nün olabileceğini düşünüyorum. Çünkü din kisvesi altında millet düşmanı, Türkiye düşmanı, devlet düşmanı bir yapı olarak karşımıza çıktılar.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar