Çok tartışılan tasarı tekrar konuşulacak

Başbakan Binali Yıldırım, meclisteki tasarıyı komisyona alacaklarını söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, Atatürk Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'daki Bilişim Zirvesi'ne katılımı dolayısıyla bugün grup toplantısının yapılamayacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "erken yaşta evlenenlerin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin düzenleme" ile ilgili açıklaması hatırlatılarak, düzenlemede gelinen son duruma ilişkin soru üzerine Yıldırım, erken yaşta çiftlerin kendi rızasıyla veya ailenin rızasıyla evlenmelerinin rıza olsa bile kanunen yasak, suç olduğunu vurguladı.

Yıldırım, şöyle konuştu:

"AK Parti iktidarından önce böyle bir suç yoktu. AK Parti hem gençleri korumak, hem aileyi korumak adına reşit yaştan önceki evlilik, rızayla bile olsa bunu ceza kanununda suç olarak tanımladı. Ancak bu değişikliği bilemeyen gençler, 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor, o evlilikten çocuklar olunca bu çocukların nüfusa kaydedilmesi esnasında veya doğumda bunun suç olduğunu ancak öğrenebiliyorlar. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuğu veya çocuklarla ortada kalıyor. Gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu, toplumda bilindiğinden daha derin, kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım.

"ANNE BABASININ HATASININ BEDELİNİ ÇOCUKLAR ÖDÜYOR"

Seçim meydanlarında AK Parti, CHP, MHP ve diğer partilerin bu sorunla karşı karşıya kaldığını dile getiren Yıldırım, şunları söyledi:

"Biz bir söz verdik; toplumun bütün sorunlarını çöze çöze bugünlere gelen AK Parti'nin bir prensibi var: Sorunları, torunlara havale etmek değil, sorunlara çözüm üretmek. Bu bağlamda 'Bu işi halledelim. Saadet-Mehmet Yavuz'un, Aysel-Ahmet Yurduseven'in, Fadime-Rıdvan Koç'un ve daha binlerce gencin bu sorununu çözelim.' diye bir girişimde bulunduk. Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Birden bire ne olduysa oldu, kıyamet koptu. Neymiş? 'Efendim tecavüzcüye af geliyor'. Böyle bir şey yok. Bizim amacımız, az önce anlattığım bu mağduriyeti gidermek. Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki 'Teklifiniz varsa, buyurun teklifinizi de getirin, bu meseleyi halledelim. Böylece kanayan bir yara ortadan kalksın.' Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi, aynı zamanda bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih ettiler ve çok önemli bir problemi yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar. Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki geniş mutabakat çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz ve komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak değerlendirilip bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır. Bunu görmezden gelemeyiz. 3 bin 800 bu şekilde vaka var, bunların binlerce çocukları var. Çocuklar baba şefkatinden, sevgisinden yoksun olarak büyümek mecburiyetinde kalıyor, bütün yük annelerin sırtında. Yani anne babanın hatasının bedelini çocuklar ödüyor. Bunu asla bizim toplumumuz da kabul etmez, insanlık da kabul etmez. Mesele budur."

"ÖNERİLERİ DE DİKKATE ALARAK BU MESELEYİ HALLEDECEĞİZ" 

Başbakan Yıldırım, "MHP ve CHP önergenin geri çekilmesini istiyor. Ama hükümet de 'Farklı bir öneriniz varsa getirin tartışalım.' diyor. Sizce hangisi olacak?" sorusuna karşılık da şunları kaydetti:

"Komisyonda bu meseleler görüşülecek, onlardan (Muhalefet) bir teklif gelirse bu da dikkate alınarak olgunlaştırılacak. Gelmezse sivil toplum örgütlerinden, vatandaşlardan, uzmanlardan akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi halledeceğiz. Çünkü sorunların çözüm yeri siyasettir. Gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki geniş mutabakat çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz ve komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak değerlendirilip bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır. Bunu görmezden gelemeyiz."

Sorunların çözüm yerinin siyaset olduğuna işaret eden Yıldırım, "Eğer siyaset ülke sorunlarına çözüm üretmiyorsa, üretemiyorsa o zaman topluma bir yüktür. Biz hep sorunları çöze çöze geldik. Dağ gibi sorunları, dağ gibi hizmetlere dönüştürerek geldik." diye konuştu.

"EKONOMİDEKİ DALGALANMA BİR MÜDDET DAHA DEVAM EDECEK" 
Ekonomideki gelişmelerin dikkatle takip edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Biz Türkiye'nin ekonomisinin gidişatını aynen bir kalbin çalışması gibi izliyoruz, 7 gün 24 saat. Bütün dış gelişmeleri, içerideki olayları takip ederek gerekli tedbirleri alıyoruz. Şunu söyleyeyim; bu dünyadaki ekonomi ile ilgili dalgalanma bir müddet daha devam edecek." dedi.

Yorumlar