Çocuk istismarına karşı alınması gereken önlemler!

Bağcılar’da iş yerine yaptırdığı gizli odada yıllarca çocuklara cinsel istismarda bulunan Metin Şenay, kamuoyunda infiale neden olmuştu. Olayın ardından, çocuklara yönelik cinsel istismar Türkiye’nin gündemine oturdu. Peki, olayın mağduru çocukları korumak için toplum olarak neler yapabiliriz ?

Bağcılar’da iş yerine yaptırdığı gizli odada yıllarca çocuklara cinsel istismarda bulunan Metin Şenay, kamuoyunda infiale neden olmuştu. Olayın ardından, çocuklara yönelik cinsel istismar Türkiye’nin gündemine oturdu.

Peki, olayın mağduru çocukları korumak için toplum olarak neler yapabiliriz? Yetişkinler mağdur çocuklara karşı nasıl davranmalı? Cinsel istismara uğrayan çocukların topluma kazandırılabilmesi ve rehabilitasyonu için neler yapmak gerekir?

İlk olarak yetişkinlerin konu hakkında bilinçlendirilmesi hayati önem taşıyor.. Anne, baba veya ailenin üyesi olan yetişkinler ve bu toplumun her bir ferdi olarak yetişkin tüm bireyler bu konunun önemli bir sorun olduğunu ve göz ardı edilememesi gerektiğinin farkında olmalıdır.

Çocuk istismarı ile karşılaşılan durumlarda, aileler tarafından yapılan en büyük hata istismar olayını gizlemek, yaşanan olayın inkar edilmesi ve yaşanan istismar olayının gizli kalması konunun ciddiyetini daha da arttırmaktadır. Bu gibi durumlarda çocuğu suçlamak, çocuğa yanlış bir şey yapmış gibi bir duygu yaşatmak çocukta daha büyük bir travmaya yol açabilir.

İstismar durumlarında çocuk ile kurulan iletişim büyük önem teşkil ediyor. Bundan dolayı ilk olarak bizler durumun ciddiyetini ve önemini kavrayıp böyle bir durumda neler yapılması gerektiği, çocuk ile nasıl iletişim kurulması gerektiği konusunda bilinçlenmeliyiz.

Duygusal, cinsel veya fiziksel bir istismara uğrayan çocuğa yaklaşım çok önemli. Bu gibi durumlarda çocuğun daha fazla zarar görmesi engellenmelidir. Yetişkinler, istismar vakası ile karşılaştıkları durumlarda çocuğa kendini güvende hissettirecek, yalnızlık duygusu yaşatmayacak şekilde ve onu incitmeyecek iletişim biçimi ile yaklaşılmalı. Bu gibi durumlarda çocuğa aynı soruların sürekli sorulması, yaşanan olayın tekrar tekrar anlattırılması çocuklarda daha büyük bit travmaya, çocuğun yaşanan olayı unutamamasına sebep olabilir. Bundan dolayı ilk iletişim kuran yetişkinin veya aile bireylerinin iletişim sürecinde çok hassas davranması gerektiği ve mümkünse aile tarafından yaşanan olay ilk kez dinlendikten sonra bir uzman tarafından çocuğun fiziksel olarak muayene edilmesi ve yaşanan olayın uzman kişi tarafından tek seferde dinlenip yetkili mercilere rapor edilmesi önemlidir. Unutmayalım ki doğru kurulan iletişim ve bir uzman tarafından olayın dinlenerek analiz edilmesi, uzman kişiden psikolojik yardım alınması hem çocuk hem de aile açısından süreci daha olumlu kılar. Bunların aksine olayı görmezden gelmek, çocuğu dinlememek, çocuğu suçlamak ve yaşanan olayı yetkili mercilere bildirmemek ve uzman desteği almamak çocuklar için geri dönülemez olumsuz sonuçlara sebep olabilir.

Toplumda çocuk istismarına karşı yaklaşımda yapılan en önemli yanlışlardan biri çocukları yabancı insanlara karşı koruma altına alma yaklaşımıdır. İstismar sadece dışarıdan yani üçüncü kişilerden değil birinci derece yakınlardan aileden de olabilir, bu göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir husustur.

Çocuk istismarı gibi hassas bir konuda “kol kırılır yen içinde kalır” yaklaşımından ise ailelerin uzak durması gerektiğinin altını çizmek gerekiyor.

Çocuğunuz ya da yakınınızda ki bir çocuk size maruz kaldığı bir istismar durumunu anlatmaya çalışıyorsa bunu sakın göz ardı etmeyin, çünkü hiçbir çocuk bu konuda yalan söylemez.

Böyle bir durum ile karşılaşmadan önce ne yapılmalı, çocuklara ne gibi eğitimler verilmeli?

Ebeveynler gündelik hayat içerisinde çocukları ile sürekli ve düzenli iletişim içinde olmalı. Anne ve babalar tarafından çocuklarına mahremiyet eğitimi verilmeli, çocuk bedenini tanımalı, bedeninde başkaları tarafından dokunulmaması gereken alanları bilmeli, herkese kendini sevdirmek zorunda olmadığını ve herkesin ona dokunamayacağını bilmeli ve çocuklara çığlık atmak öğretilmelidir. En önemli şeylerden biri ise çocuklara cinsel organlarının özel alanları olduğu ve herkesin dokunmaması gerektiği mahrem bölgeleri olduğu anlatılmalı. Eğer çocuk bir kişiden rahatsızlık duyuyor ve iletişim kurmaktan kaçınıyor ise çocuk bu durumda iletişim kurmak için zorlanmamalı ve bu davranışın arkasındaki sebep çocuk ile doğru bir iletişim kurularak çocuktan öğrenilmeye çalışılmalı. Tabi bu noktada sorgulayıcı, sert, çocuğu korkutan bir tavır sergilememek önemli. 

Unutulmamalı ki çocuklar sadece fiziksel dünyada değil sanal ağlarda da son yıllarda istismara açık hale gelmiş bulunmakta. Çocukların sosyal medyayı aktif olarak kullanması, çocukları sosyal medya ağlarında da özellikle psikolojik şiddet başta olmak üzere fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmalarına sebep olabiliyor. Çocukları psikolojik, fiziksel veya cinsel istismardan korumak için sosyal medyada çocukların açık ya da yarı açık fotoğraflarının paylaşılmaması, çocuğun mahremiyetinin, özel alanının aile tarafından korunması tavsiye edilir. Unutmayalım ki yetişkinler bu konuda kendini eğitirse çocuklarda her türlü şiddete karşı bilinçlendirilerek eğitilir. Bu eğitim sadece belli bir dönemde değil hayat boyu süren, çocuk büyüdükçe ilerleyen ve bitmeyen bir eğitim süreci olmalıdır. En önemlisi ise doğru ve zamanında iletişim ve zamanında alınan tedbirler her zaman hayat kurtarır.

 

Yorumlar