Büyük ölünün naaşları atlas bayrağa sarılı bir sanduka içinde büyük muayede salonuna getirilmiş ve güllerle örtülüydü. Baş uçlarında General Nuri Yamut ve General Osman Tufan ile büyük üniformalı dört subay ihtiram nöbeti bekliyorlardı. Tabutun arkasında altı büyük meşale yanmaktaydı. Dolmabahçe kapılarının bir gün böyle hazin bir merasime açılacağı kimin aklına gelirdi."
Cenaze namazını Şerafeddin Yaltkaya kıldırdı
19 Kasım 1938 Cumartesi sabahı Dolmabahçe Sarayı tören salonunda Prof. Şerafettin Yaltkaya cenaze namazını kıldırdı. Cenaze alayı, İstanbul halkının gözyaşları arasında geçerek Gülhane Parkı`na getirildi.
O gün İstanbul`un genelindeki ve Dolmabahçe Sarayı`ndaki durum AA bülteninde şu ifadelerle yer aldı: "İSTANBUL: 19 (A.A) - Daha gün ağarmadan şehir ayakta.. Evinden fırlayan sahile ve Beşiktaş`tan Sarayburnu`na kadar inen yollara doğru koşuşuyor. Vakit ilerledikçe bir insan seline dönen bu telaşlı akın ancak polis ve asker setlerinin önünde kırılıyor ve sayısız başlardan heybetli tablolar yapıyor.
Saat 8`den itibaren deniz seferleri durdurulduğu için boğazdan, Kadıköy`den, Üsküdar`dan motor ve kayıklarla geçenler görülüyor. Bu sayısı mahdud vasıtalarda bir kişilik yer bulabilmek için 30 misli fazla verenler ve yer bulamayanlar pek çoktur. Adalar ve Anadolu kıyıları İstanbul sokakları gibi misli görülmemiş bir kalabalıkla doludur. Yarı bulutlu fakat güneşli bir hava sabahın saat dördünden beri yollarda biriken halkı ısıtmaktadır.