Buğra Kavuncu'nun babası Abdullah Gül'le ne görüştü?

FETÖ'cü olmakla suçlanan Buğra Kavuncu'nun babası Orhan Kavuncu Abdullah Gül'le ne görüştü?

Hürriyet yazarı Nedim Şener, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun babası Orhan Kavuncu'nun muhalif Özbek lideri Muhammed Salih'in Türkiye'den sınır dışı edilmesiyle ilgili dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e görüşmesini yazdı.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın FETÖ'cü olmakla suçladığı İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yla ilgili tartışmalar sürüyor.

Hürriyet yazarı Nedim Şener, bu konuya ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Şener'e göre Buğra Kavuncu’nun 1997’de gittiği ve Kazakistan’da üyesi olduğu FETÖ’nün KATİAD isimli derneğinin 2007-2010 arasında yöneticiliğini yapması fotoğrafın küçük parçası.

Kavuncu'dan Hakan Fidan'a Altaylı için mektup

Şener, büyük fotoğrafta Buğra Kavuncu'nun babası Orhan Kavuncu'nun halasının oğlu olan eski MİT'çi Enver Altaylı'nın yönetimi olduğunu iddia etti.

Eski MİT'çi Altaylı'nın tutuklanmasının ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a gerekçesini soran Buğra Kavuncu'ya dikkat çeken Şener, Altaylı 2008 yılında Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’a “Saygıdeğer Prezindentim” hitabıyla yazdığı mektupta, Orhan Kavuncu’nun da adını geçirdiğini yazdı.

Kazakistan’ın başkenti Alma Ata’da 2014’te Enver Altaylı’nın kardeşi Talha Altaylı’ya ait G Balık isimli restoranda çekilen fotoğraf.

Gülen'in Özbek muhalif Salih'in sınır dışı edilmesindeki rolünü anlatıyor

Altaylı, mektupta Özbekistan yönetim muhalifi Muhammed Salih’in Türkiye’den sınır dışı edilmesi konusunda FETÖ elebaşı Gülen’in rolünü anlatırken, Orhan Kavuncu’nun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesini şöyle aktarıyor:

“(...) Bizler Türkiye’de Özbekistan’a karşı faaliyet gösteren bazılarının, bu arada Salih’in gerçek yüzünü anlamış bulunuyoruz. Türkiye dışına çıkartılmıştır.

Salih’in sınır dışı edilmesinde Fetullah Gülen Hoca Efendi’nin Abdullah Gül’e yazdığı mektubun etkili olduğunu biliyorum. Ben mektubu okudum. Hoca Efendi mektubunda ekstremist dini akımlarla bağlı olan Salay ve benzeri insanların verdikleri ve verecekleri zarara dikkat çekerek, bunlara engel olmanın dini ve İslami bir vecibe olduğunu yazıyor. Bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kayınbiraderim Prof.Dr. Orhan Kavuncu’yu davet etmiş ona benzer şeyler söylemiştir. Gül Orhan’a söylediklerinin tarafımdan Zatı Alinize intikal ettirileceğini bilir...”

Buğra ayrıntı ilişkiler daha derin

Nitekim bunu öğrenen Muhammed Salih, 2008 yılında FETÖ elebaşına elden ulaştırdığı mektupta, Gülen’in Özbekistan’da kapalı okullarını açtırabilmek için kendisini Türkiye’den sürgün ettirmek amacıyla İslam Kerimov ile pazarlık yaptığını yazmıştı.

İki kardeşi ile birlikte 8 bin Özbek Müslüman’ın Kerimov’un zindanlarında çürümeye devam ettiğini yazan Salih, mektubunda Gülen’e “Gerçekten böyle bir pazarlık oldu ise, ben bir mazlum Müslüman olarak size hakkımı helal etmeyeceğim” diyerek sitem etmişti.

Tüm bu olan bitene baktığımızda, Buğra Kavuncu üzerinden başlayan tartışmanın sadece Enver Altaylı ve Orhan Kavuncu ilişkisinin akrabalık boyutuyla ilgili değil, daha derin olduğu anlaşılıyor.

Büyük fotoğrafta baktığınızda Amerika’dan Avrupa’ya, Türkiye’de FETÖ’den Orta Asya’ya uzanan ve Türkiye’de iç siyaseti de dizayn eden CIA ve Alman istihbaratı ile ilişkili Enver Altaylı’nın “orkestra şefliğinde” büyük bir senaryonun aktörleri görülecektir.

Yorumlar