“Bu yaşanan ABD’nin 11 Eylül’ünden daha büyük bir olay”

Türkiye, 15 Temmuz gecesi askeri darbe girişimini yaşadı. Darbe girişimi devlet tarafından bastırılmasına rağmen Türkiye, devlet kademesinde yaşanan depremlerin şokunu yaşıyor.

Türkiye, 15 Temmuz gecesi sonrası olayların yankılarını hissetmeye devam ediyor. Darbe girişimi sonrasında FETÖ’ye karşı kamuda başlatılan tasfiye hareketi Türkiye’yi yeni bir sürece soktu.  İçişleri Bakanlığı’nda açığa alınanların sayısı binleri aştı. Yüksek Öğretim de ise 1577 fakülte dekanı istifa ederken onlarca öğretim görevlisi görevlerinden uzaklaştırıldı.  Hükümet, kamuda devam eden tasfiye hareketinden ayrı olarak kamu görevlilerine ve akademisyenlere yurtdışına çıkma yasağı gibi siyasi kararlar da alıyor.

Türkiye’de başlatılan kamu hareketinden ayrı olarak da ABD’den Fethullah Gülen’in iadesi için dosyaların ABD’li makamlara gönderildiği belirtildi.

Türkiye’de yaşanan tasfiye hareketi ne anlama geliyor? Türkiye’ye de yaşanan olaylar ve halkın darbe sürecine müdahil olması ne ifade ediyor?

Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, “Bu hadisenin gösterdiği bir şey vardır. Bir demokrasinin sağladığı hakları kullananlar bir de demokrasiyi müdafaa edenler var.   Demokrasi teorisi açısından son derece öğretici hadiseydi bu. . Yani buradaki doğru soru üniversiteler ne olacak değil hukuk ne kadar kendini gösterecek sorusudur. Bu nedenle burada dikkat edilmesi gereken durum dezenformasyonların önüne geçecek mekanizmaların devreye sokulup çürüklerle sağlamlar birbirinden ayrılmalıdır. Bu devletin bütün kurumlarında böyledir. Bütün kurumlarında yapılması gereken şey budur.  Dolayısıyla bu operasyonları yapılmalı ama öfke ile değil akıl ve adalet duygusuyla yapılmalıdır. Türkiye öyle bir ülke ki  aynı gün sabah cenazesini kaldırıp akşam düğününü yapması gereken bir ülkedir” ifadelerini kullandı. 

Prof. Nişancı, Türkiye’nin askeri darbe girişimiyle girdiği süreci AjansHaber’e değerlendirdi.

YAŞANAN OLAY TÜRKİYE’DEKİ DEMOKRASİNİN MÜDAFAASI HADİSESİ DEĞİLDİR

Bu hadise sadece Türkiye’deki demokrasinin müdafaası hadisesi değildir.  Bu hadisenin gösterdiği bir şey vardır. Bir demokrasinin sağladığı hakları kullananlar bir de demokrasiyi müdafaa edenler var.  Demokrasiyi sağladığı imkanları kullanırken ayrıcalık talep edenlerin demokrasinin müdafaasında ne kadar enerjilerinin olduklarını ya da iradelerini ne kadar gördüklerini çok net şekilde gördük.

“SON DERECEDE ÖĞRETİCİ BİR HADİSE”

Demokrasi teorisi açısından son derece öğretici hadiseydi bu bir. İkincisi bu olay 11 Eylül’den daha büyük bir olaydır. Türkiye tarihinde İstanbul’un fethi, Malazgirt 1071 ne kadar dönüm noktasıysa, 15 Temmuz 2016 sadece Türkiye için değil tüm dünya tarihi için bir milattır. Bunun Türkiye’deki yansımaları da çok büyük olacaktır. Yeni dünya düzeninin miladı nedir diye soracak olursanız ben 15 Temmuz derim. O kadar büyük bir olay bu yaşananlar.

ÖNEMLİ OLAN HUKUK NE KADAR KENDİNİ GÖSTERECEK SORUSUDUR

Türkiye büyük bir kamikaze hareketi ile karşılaştı. Burada üniversite boşalırsa ne oluru düşünmeyeceğiz. Mesela benim çocuğum eşimi öldürmeye kalktı ama benim oğlumu mahkemeye verirsem başına ne gelir diye düşünmek gibi bir şey.  Artık duygusal akılla stratejik akıl yada rasyonel akıl arasında bir ayrım yapmak gerekiyor. Yani buradaki doğru soru üniversiteler ne olacak değil hukuk ne kadar kendini gösterecek sorusudur. Bunun sonucu ne kadar büyük olursa olsun bu operasyon yapılmak zorunda ama çok önemli bir şey var.

“OPERASYONLAR AKIL VE ADALET DUYGUSUYLA YAPILMALI”

Bu operasyonlar yapılırken dezenformasyonların karşı operasyonların yapılma ihtimali çok yüksek. Bu noktada FETÖ’cü olmayanlarında tek bir tanesinin dahi herhangi bir şekilde bunlara dahil edilip cezalandırılması sıradan bir ceza değil suikasttır. Bilmeyerek yapılan suikasttır ve bunun sonucunda intiharlar olabilir. Çünkü böyle lanetli durumu hiçbir şerefli insan kaldıramaz. Bu nedenle burada dikkat edilmesi gereken durum dezenformasyonların önüne geçecek mekanizmaların devreye sokulup çürüklerle sağlamlar birbirinden ayrılmalıdır. Bu devletin bütün kurumlarında böyledir. Bütün kurumlarında yapılması gereken şey budur.  Dolayısıyla bu operasyonları yapılmalı ama öfke ile değil akıl ve adalet duygusuyla yapılmalıdır.

“15 TEMMUZ YENİ BİR İNŞA VE YAPILANMANIN MİLADI OLACAK”

Türkiye öyle bir ülke ki  aynı gün sabah cenazesini kaldırıp akşam düğününü yapması gereken bir ülkedir.  Dolayısıyla Türkiye olağanüstülükle olağanı aynı anda yaşama becerisini göstermesi gereken bir ülke. Bu Türkiye’nin yeni misyonuyla da ilgilidir. Bu nedenle Türkiye aynı günde hem cenazesini kaldıracak hem de düğününü yapacak. Bu nedenle önümüzü görüyoruz. Saflaşmalar olacak. Yani tasfiyeler olacak, tasfiyeler olacak ve saflaşmalar olacak. Bu hem bireysel dünyada olacak hem toplumsal dünyada olacak hem siyasal dünyada olacak hem bölgemizde olacak hem de dünyada olacak. Bu yeni bir dünyadır. Yeni bir dünyaya ulaştık bence ve bunun tarihi 11 Eylül Ortadoğu için ne kadar yıkım getirdiyse 15 Temmuz da bence yeni bir inşa ve yapılanmanın miladı olacaktır.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.     

Yorumlar