Bayraktar: “Doğalgaza 282 milyar destek sağladık”

TBMM’de bakanlığının bütçesine ilişkin bir sunum yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “2023'de elektrik ve doğal gazda sağlanan toplam tüketim desteği ise 282 milyar lirayı buldu” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ilk olarak dün kalp krizi geçiren Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e acil şifalar diledi.

Bu bütçenin Türkiye Yüzyılı’nın ilk bütçesi olması nedeniyle ayrı bir önem taşıdığını ifade eden Bakan Bayraktar, “ Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 21 yıllık AK Parti iktidarında insanımızı tüm politikaların merkezine koyan, Türkiye Yüzyılı vizyonu ile aileyi ve gençleri önceleyen hizmet anlayışımız, enerji ve maden politikalarımızı da şekillendirmektedir” dedi.

Bakan Bayraktar’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şöyle:

“2002 yılında 680 milyon dolar olan maden ihracatımızı, 2022 yılında 10 kat artırarak 6,5 milyar dolara ulaştırdık ve Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Ayrıca, 2002 yılında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde binde 8 olan madenciliğin payını %75 arttırarak 2022 yılında %1,4’e yani 210 Milyar liraya yükselttik. Hedefimiz önümüzdeki dönemde bu oranı %5 seviyesine çıkarmak.

Milli maden mücadelemizin, özünde insan var, insanımız için madencilik var. Madenlerimizi ekonomiye kazandırırken önce insan, sonra çevre, sonra katma değerli üretim diyoruz. Ayrıca, arama faaliyetlerinden üretime kadar her aşamada uyguladığımız sıkı denetimlerle madencilik sektörünü daha güvenilir ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi hedefliyoruz.  Bu çerçevede 2023 yılında şu ana kadar 8.419 denetim gerçekleştirdik.

Diğer taraftan, faaliyetlerin tamamlandığı maden sahalarında doğaya yeniden kazandırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmasını büyük bir dikkat ve kararlılıkla takip ediyoruz. Geçtiğimiz 3 yılda toplam 6.100 hektar alanın bu çerçevede rehabilite edilmesini sağladık. Sadece bu alanlara toplam 6,5 milyon ağaç dikilmesini temin ettik.

Bor madeni

Dünyadaki bor rezervinin önemli bir kısmına sahip olan ülkemiz, uluslararası alanda %63’lük pazar payı ile dünya lideri konumundadır. 2022 yılında 2,7 milyon ton bor ürünü satışından 1,3 milyar dolar gelir elde ettik.

Ayrıca, yer altında bekleyen yerli kömürümüzün çevreyle uyumlu bir şekilde ekonomimize kazandırılması arz güvenliğimiz açısından fevkalade önemlidir. 2022 yılında kömür üretimimiz 105 milyon ton olarak gerçekleşti. Bu kapsamda, kömür gazlaştırma, karbon yakalama gibi temiz kömür teknolojileri ile ilgili çalışmalarımıza da devam ediyoruz.

Ayrıca bütçe görüşmeleri vesilesi ile bir kez daha 6 Şubat depremleri sonrası hayatlarını ortaya koyarak, insanımızın yardımına koşan ve bir can daha kurtarabilmek için gece gündüz enkaz başında çalışan kahraman madencilerimize huzurlarınızda şükranlarımı sunmak istiyorum.

Bakanlık olarak, madencilerimizin bu tecrübesini ve kabiliyetini afet koordinasyonu kapsamında kurumsallaştırmak için başta AFAD olmak üzere ilgili tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz.

Yerli kaynaklarımız ve madenlerimiz güçlü ekonomimizin, tam bağımsızlığımızın ve sürdürülebilir kalkınmamızın en önemli araçlarından biridir. Bu noktada Türkiye Yüzyılında hız vereceğimiz çalışmalarımız ve milli maden mücadelemiz için Gazi meclisimizdeki her bir milletvekilimizden güçlü desteklerini aziz milletimiz adına istirham ediyorum

Hidrokarbon sektöründe arz güvenliği

Enerji arz güvenliği, ülkelerin iktisadi kalkınmalarının yanı sıra ulusal güvenliklerini de etkileyen çok önemli bir konudur. Türkiye Yüzyılında büyük ve güçlü Türkiye için Enerjide Tam Bağımsızlık hedefi doğrultusunda geliştirdiğimiz politikalar ile yurt içinde ve yurt dışında petrol ve doğal gaz arama ve üretimimizi artırarak enerji arz güvenliğimizi güçlendirmeye devam ediyoruz.

Son 21 yılda devreye aldığımız uluslararası doğal gaz ve petrol boru hatlarımız, LNG tesislerimiz, yer altı doğal gaz depolarımız, sondaj ve sismik araştırma gemilerimiz ve alt yapı yatırımlarımızla hedeflerimize büyük bir azim ve kararlılıkla yürüyoruz.

2002 yılında sadece 5 il ve 7 Organize sanayi bölgesinde doğalgaz kullanılırken, Sayın Cumhurbaşkanımızın “Türkiye’de her eve doğal gaz hizmetini götüreceğiz” hedefi ile bugün artık 81 il, 810 yerleşim yeri ve 214 organize sanayi bölgesine doğal gaz arzı sağlayarak nüfusumuzun %83’ünü doğal gaz kullanma imkânına kavuşturduk. Bu sayede vatandaşlarımıza daha konforlu bir yaşam imkanı sunarken aynı zamanda şehirlerimizin hava kalitesini de artırdık.

2017 yılında kamuoyuna duyurduğumuz Millî Enerji ve Maden Politikası kapsamında yeni bir vizyonla kendi sondaj ve sismik araştırma gemilerimizle petrol ve doğal gaz arama ve üretim stratejisini hayata geçirdik.

Bu doğrultuda, Fatih sondaj gemimizle Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası adını verdiğimiz bölgede 2020 yılı Ağustos ayında tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. Hemen ardından, bu doğal gazı 2,5 yıl gibi rekor bir sürede karaya çıkararak milletimizin hizmetine sunduk.

Diğer taraftan, ülkemiz kara alanlarında bugüne kadar yapılmış en büyük petrol keşfini Şırnak’ta Gabar Bölgesinde gerçekleştirdik. Dün Gabar’daki keşfimizin yıl dönümüydü. Şehit Astsubayımız Esma Çevik ve şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın adını verdiğimiz bu   iki sahada şu an itibariyle günlük yaklaşık 30 bin varil ham petrol üretim seviyesine ulaştık. Üretimi 2024 yılı sonunda 100 bin varile çıkarmak üzere çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz Bu vesile ile her iki şehidimizi de bir kez daha rahmetle yad ediyorum.

Yıllarca adı terörle anılan bu bölgemiz artık üretimle, istihdamla ve kalkınmayla anılıyor ve adeta petrol üssü haline geliyor. Allah’ın izniyle yapılacak yeni keşifler ve ilave yatırımlarımız sayesinde Şırnak ve civar illerimiz göç veren değil göç alan bir konuma gelecek, ekonomileri büyüyecek ve buradaki vatandaşlarımızın refah seviyelerinde önemli artışlar olacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak, buradan, milletin kürsüsünden bir kez daha belirtmek isterim ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde onun verdiği hedefler doğrultusunda yürüttüğümüz kararlı çalışmalarla; petrol ve doğal gaz üretimimizi arttıracağız, buradan elde edilen gelirleri de başta aile ve gençlerimiz olmak üzere aziz milletimizin tüm fertlerinin hizmetine sunacağız. Enerji ithalatındaki ezberleri bozacak ve inşallah dışa bağımlılığı ülkemizin gündeminden çıkaracağız.

Elektrik sektöründe arz güvenliği

Son 21 yılda ülkemizdeki elektrik talebi önemli bir büyüme kaydetmiştir. 2002 yılında 133 TWh seviyesinde olan elektrik tüketimimiz, 2022 yılına gelindiğinde yaklaşık iki kat artarak  331 TWh'a ulaşmıştır.

Bu yüksek talebi karşılamak amacıyla AK Parti hükümetleri döneminde uyguladığımız politikalar sayesinde, 2002 yılında 32 bin MW seviyelerinde olan elektrik kurulu gücümüzü 106 bin MW'ın üzerine çıkardık.

Bir taraftan bu yüksek enerji talebini karşılarken diğer taraftan çevreye daha duyarlı ve daha müreffeh bir gelecek için elektrik üretimimizde yerli ve yenilenebilir kaynakların payını artırıyoruz. Halihazırda kurulu gücümüzün yerli kaynak oranını %66, yenilenebilir enerji oranını ise %55 seviyesine ulaştırdık.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması ve Yenilenebilir Kaynak Alanları ile ülkemizin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünü ve üretimini hızla artırırken temiz enerji dönüşümünün öncü ülkelerinden biri olduk. Bu kapsamda ülkemiz; Avrupa’da jeotermal enerji kurulu gücünde birinci, hidroelektrikte ikinci, rüzgârda yedinci, güneş enerjisi kurulu gücünde ise sekizinci sırada yer almaktadır.

YEKA uygulaması kapsamında Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası ile bu fabrikada üretilen panellerle kurulan ve bölgemizin en büyük santrali olan Konya Karapınar GES’i hizmete aldık. Bununla birlikte güneş paneli üretiminde %77, rüzgâr türbini üretiminde %60'lık yerlileştirme oranına ulaşarak ülkemizin bu teknolojilerde dışa bağımlılığını azalttık.

Ayrıca, enerjiye erişimin temel unsuru olan elektrik altyapımızın gelişimi ve modernizasyonuna yönelik atılımlarımız sonucunda elektrik iletim ve dağıtım hattı uzunluğumuzu yaklaşık 1,5 milyon kilometreye ulaştırarak ülkemizin dört bir köşesine güvenilir ve kesintisiz bir enerji iletim, dağıtım altyapısı tesis ettik.

Nükleer enerji alanında yapılan çalışmalar

Artan enerji ihtiyacını kesintisiz şekilde karşılayabilmek, daha çok  yenilenebilir kaynağı devreye alabilmek ve 2053 yılı net sıfır karbon hedefimize ulaşabilmek adına; nükleer güç santrallerinin devreye alınması ülkemiz için büyük önem arz etmektedir.

Bu anlamda Türkiye’nin 1950’li yıllardan beri var olan Nükleer Güç Santrali yapma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Uzun yıllardır devam eden bu istek ve mücadelemizin somut örneği olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizde birçok merhaleyi geride bıraktık. Uluslararası güvenlik standartlarına uygun şekilde 4 reaktörün de aynı anda inşası devam etmektedir. Bu haliyle Akkuyu NGS projemiz kurulu güç bakımından dünyada inşası devam eden en büyük nükleer santral projesidir.

Şu anda 30 bine yakın istihdama ulaşılan Mersin Akkuyu sahasında tesis tamamen devreye alındığında 4 bin kişiye sürekli istihdam sağlayacağız. Ayrıca, 27 Nisan 2023 tarihinde ilk yakıt çubuklarını sahaya getirerek Akkuyu projemize uluslararası anlamda nükleer tesis statüsü kazandırdık. Diğer taraftan, Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine yönelik çalışmalara ve teknoloji sahibi ülkelerle görüşmelere devam ediyoruz.

Enerji verimliliği kapsamında yapılan çalışmalar

En temiz ve en ucuz enerji kaynağı olarak değerlendirdiğimiz enerji verimliliği için, 2017-2023 döneminde uyguladığımız Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında ülke olarak toplam 8,5 milyar dolar yatırım yaptık ve bu sayede yüzde 14 lük bir enerji tasarrufu sağladık. Ayrıca, 70 milyon ton sera gazı emisyonunu engellemiş olduk ve yine bu sayede yaklaşık 45 bin ilave yeşil istihdam imkanı oluşturduk.

Kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla kamu binaları için belirlenen %15 tasarruf hedefi ile kamu bina ve kampüslerinin enerji tüketimlerinde yıllık 1,2 milyar lira tasarruf sağladık. Ayrıca, kamuda tasarruf hedefimizi Cumhurbaşkanı Genelgesiyle 2030 yılına kadar asgari %30 olacak şekilde güncelledik. Bu sayede kamuda yıllık 5,7 milyar lira tasarruf edilmesini hedefliyoruz.

Küresel enerji piyasaları

İklim politikalarındaki belirsizlikler, Covid salgını, tedarik zinciri problemleri, bölgemizde  ortaya çıkan Rusya Ukrayna savaşı, salgın sonrası dünya ekonomilerinin toparlanma sürecine girmesiyle beraber görülen  talep artışı , küresel yatırım eksiklikleri gibi bir çok krizle karşı karşıya kalan enerji piyasalarında enerji fiyatları önce kademeli olarak artmış sonrasında ise 2022 yılında rekor seviyelere ulaşmıştır.

Uluslararası enerji fiyatlarındaki bu hızlı artıştan vatandaşlarımızın asgari düzeyde etkilenmesi için Elektrik Piyasasında Azami Uzlaştırma Fiyatı Uygulamasını devreye aldık. Bu uygulamanın katkısıyla elektrik faturalarında %130’luk bir fiyat artışının önüne geçtik. Bu sayede 220 milyar lirayı bulan bir meblağ da vatandaşlarımızın cebinde kalmıştır.

Sakarya Gaz sahasından üretilen doğal gazın 2023 yılı Nisan ayında karaya ulaşmasıyla birlikte, yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla konut, ibadethane ve cemevi abonelerinin ilk ay tüm tüketimlerini ücretsiz yaptık. Sonraki aylarda ise aylık 25 metreküpe denk gelen tüketimlerinin bir yıl boyunca ücretsiz olmasını kararlaştırdık. Bu bağlamda, vatandaşlarımıza 87 milyar liralık doğal gazı bedelsiz olarak sunmaktayız.

İhtiyaç Sahibi Hanelere Elektrik Tüketim Desteği Verilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararına göre, hanedeki kişi sayısına bağlı olarak aylık 150 kWh karşılığı destekleme yapıyoruz. Bu bağlamda, 2019’dan bugüne kadar toplam 18,2 milyar lira tutarında elektrik tüketim desteği verdik.

Diğer taraftan, bu yılda halen devam eden ısınma amaçlı kömür desteği kapsamında geçtiğimiz yıl  1,9 milyon aileye 1,7 milyon ton kömür desteği sağladık. Kömür desteği alan hanelerden isteyenlerin bunu doğal gaz olarak da kullanabilmelerini sağlayacak düzenlemeyle vatandaşlarımıza 2022 yılından itibaren 634 milyon lira tutarında doğal gaz tüketim desteği sunduk. Ayrıca, yıllık hane başı doğal gaz tüketim destek tutarını ise Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle 1.500 ila 3.500 liraya yükselttik.

Dolayısıyla vatandaşlarımıza 2023 yılındaki elektrik ve doğal gaz tüketim destek rakamımız toplamda 282 milyar lirayı bulmuş yani bu bedel vatandaşlarımız adına devletimiz tarafından karşılanmıştır.

Deprem bölgesinde hasar gören elektrik ve doğal gaz altyapılarımızı, depremden hemen sonra mümkün olan en kısa sürede tekrar devreye aldık.

Gerek yeni yerleşim yerlerinin enerji altyapılarının hızlı şekilde kurulması gerekse mevcut enerji altyapımızı depreme ve genel manada tabi afetlere dirençli hale getirmek için çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz.

Ayrıca deprem bölgesindeki yaraların sarılması için deprem felaketinde evi ve/veya iş yeri yıkılan, acil yıkılacak, orta ve ağır hasarlı olan vatandaşlarımızın depremden önceki ödenmemiş elektrik ve doğal gaz faturalarını iptal ettik. Bununla birlikte, depremden herhangi bir zarar görmeyen yüksek tüketimli sanayi ve ticarethane aboneleri hariç olmak üzere; Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay illerinin tamamıyla Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde doğal gaz ve elektrik faturalarının tahakkuk ve tahsilatlarını erteledik. Söz konusu erteleme döneminden sonra tanzim edilen faturaları ise faiz uygulamadan altı eşit taksite bölerek ödeme kolaylığı getirdik.

Şunu da bir kez daha vurgulamak istiyorum. Depremin yaralarını sarmak, bu şehirlerimizde sosyal, iktisadi ve ticari hayatı ayağa kaldırmak en önemli önceliğimiz olmaya devam edecek.

Bir kez daha asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Yeni Teknolojiler, Ar-Ge

Konuşmamın başında ifade ettiğim gibi madenlerimizi sadece ham madde olarak değil, yüksek katma değerli  şekilde ekonomimize kazandırmayı hedefliyoruz.

Bu kapsamda; bor mineralinden katma değeri yüksek nihai ürün üretilmesine yönelik olarak, bu yıl devreye aldığımız yıllık 1.000 ton kapasiteli Bor Karbür Üretim Tesisi ile dünyada bor karbür üreten beş ülkeden biri olduk.

Diğer taraftan, atıklardan lityum karbonat elde etmek için Eskişehir/Kırka’da ve Balıkesir/Bandırma’da yıllık toplam 700 ton kapasiteli üretim tesislerimizin kurulması için proje çalışmalarına devam ediyoruz. Ayrıca sanayide bir çok alanda kullanılan ve ithal ettiğimiz ferroborun da ülkemizde üretilmesi amacıyla Balıkesir/Bandırma'da geçtiğimiz yıl temelini attığımız yıllık 800 ton kapasiteli tesisimizi de önümüzdeki yıl haziran ayında devreye almayı planlıyoruz.

Ayrıca, tüm ülkelerin büyük bir hassasiyetle takip ettiği ve bu yönüyle kritik madenler olarak tanımlanan nadir toprak elementlerinin dünyadaki ikinci en büyük rezervini Eskişehir/Beylikova’da bulduk.  Bu yıl içerisinde pilot üretim tesisini devreye aldık. Ar-Ge çalışmaları tamamlandıktan sonra endüstriyel üretim tesisinin inşaatına başlayarak bu tesiste yıllık 570 bin ton cevher işleyeceğiz. Bu sayede elektrikli araçlardan, yenilenebilir enerji ekipmanlarına, depolamadan, güneş panellerine kadar bir çok alanda ülkemizi ham madde ve üretim açısından dünyada müstesna bir lige çıkarmayı hedefliyoruz.

 Türkiye Yüzyılında Millî Enerji ve Maden Politikası

Konuşmamın bu bölümünde Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda yeni dönemde enerji ve tabii kaynaklar alanında yapacaklarımız ve hedeflerimiz hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum.

Türkiye Yüzyılını Enerjinin ve Madenciliğin de yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Öncelikle  enerji ve madencilikte tam bağımsız, kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir Türkiye ile  2053 yılında karbon nötr  bir ekonomi olmayı hedefliyoruz. Bu yolda yeni bir reform ve  yatırım dönemini başlatıyoruz.

Ülkemizin potansiyelini ortaya çıkarmak, bu sayede sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefini gerçekleştirmek üzere, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir ekonominin ihtiyaç duyacağı enerji ve madencilik politikalarını kararlılıkla uyguluyoruz.

Enerji altyapımızı doğal afetlere dirençli hale getirirken enerji ve madencilik sektöründeki kapasite ve imkanlarımızı anlık olarak afet bölgesine yönlendirme kabiliyetimizi artırıyoruz.

Genç ve artan nüfusu, üretim odaklı gelişen sanayisi ile ülkemizin elektrik talebinin 2035 yılında 511 TWh’e çıkacağını öngörüyoruz. Bu yüksek talebi karşılarken yenilenebilir enerjinin elektrik üretimi içindeki payını %55’e çıkarmayı öncelikli hedefimiz olarak belirledik. Bu hedef doğrultusunda her yıl 3.500 MW güneş enerjisi ve 1.500 MW rüzgâr enerjisi santralini devreye alacağız. Bu süreçte bir ilki de gerçekleştirerek toplam 5.000 MW deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücünü enerji portföyümüze ekleyeceğiz. Ayrıca, elektrik iletim ve dağıtım hatlarımızı güçlendirmeyi, vatandaşlarımıza tüketici odaklı daha kaliteli hizmet sunmayı hedefliyoruz.

Türkiye, eski Türkiye değil. 21 yıllık AK Parti iktidarları sayesinde bölgeler arası farkların azaldığı, şehirde ne varsa belde de köyde de yaylada da onun olduğu bir ülke haline geldik. Elektrik dağıtımlarında özellikle kırsal bölgelerden gelen taleplerde eskiden sadece aydınlatma amacıyla kullanılan şebekelerin, şimdilerde her türlü beyaz eşyanın ihtiyaç duyduğu tüketim altyapısına dönüşmesi gerekliliğini görüyoruz. Bu noktada artan ihtiyaçlar ve talebi daha fazla yatırım yaparak karşılayacağız.

Enerjide dışa bağımlılığımızı bitirme hedefimiz doğrultusunda kara ve deniz alanlarımızda yeni petrol ve doğal gaz keşifleri için önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz.

Sakarya gaz sahasındaki üretimi ilk aşamada günlük 10 milyon metreküpe, sonraki süreçte günlük 40 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz.

Diğer taraftan, daha önce ifade ettiğim gibi Gabar’da hedefimiz 2024 yılı sonunda günlük 100 bin varil üretime ulaşarak toplam yurt içi üretimimizi günlük 200 bin varilin üzerine çıkarmaktır.

Bu kapsamda gerek Karadeniz’de gerek Akdeniz’de gerekse de kara alanlarımızda aralıksız bir şekilde arama ve üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz.

Petrol ve doğal gaz arama ve üretimi için yürüttüğümüz çalışmaları sadece yurt içi ile sınırlı tutmuyoruz. Orta Doğu başta olmak üzere Afrika, Kafkasya ve diğer coğrafyalarda Millî şirketlerimiz TPAO ve BOTAŞ ile petrol ve doğal gaz projelerinde yer alacağız.

Ayrıca, Meclisimizde kanunlaşarak hayata geçen Aile ve Gençlik Fonu düzenlemesi ile petrol, doğal gaz ve madenlerimizden sağlayacağımız gelirleri gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmelerinde ve toplumun temel direği olan aile kurumunun güçlenmesinde kullanacağız.

Nükleer enerjiyi, portföyümüze ekleyerek 2035’e kadar 7200 MW’lık  nükleer enerji santralinin   devreye girmesini hedefliyoruz. Ayrıca küçük modüler reaktörlerin ülkemizde üretimi ve yerlileşmesi için de çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Ülkemizi nükleer alanda gerek insan kaynağı, gerekse nükleer santrallerin ekipman tedarikinde bir üst lige çıkarmayı ve bu alanda yetiştirilen insan kaynağımız ve güçlü üretim ve inşaat altyapımızla kendi santrallerimizi kuracak bir yapıya ulaşmayı hedefliyoruz.

Önümüzdeki dönemde birincil enerji talebinde elektriğin payının artacağını öngörüyoruz. Bu doğrultuda, elektrik depolamaya yönelik batarya ve diğer depolama teknolojileri ile hidrojene yönelik çalışmalarımızı hızlandırıyoruz.

Diğer taraftan, özellikle yeşil hidrojen üretiminde ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelinin kilit bir rol oynayacağına inanıyoruz. Bu gelişmeler aynı zamanda yerli endüstrinin gelişimine ivme kazandıracak, istihdamı artıracak ve ülkemizin  rekabet gücünü artıracaktır.

Ülkemiz, Doğu-Batı Enerji Koridorunun ortasında bulunmaktadır. Bu bakımdan belirleyeceğimiz strateji ve politikalar çok sayıda bölgesel ve küresel aktörün yer aldığı bu coğrafyada büyük önem arz etmektedir.

Bu bilinçle hareket ederek enerjide transit ülke olmanın ötesinde merkez ülke olabilme yolunda kendi milli çıkarları doğrultusunda politikalar geliştiren, uluslararası iş birlikleri ile bölgesel ve küresel enerji arz güvenliğine katkıda bulunan bir ülke olma hedefi doğrultusunda çalışıyoruz. Enerji diplomasisini daha aktif bir şekilde bundan sonra da kullanmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, güzergâh ve kaynak çeşitlendirmesinde yürüttüğümüz projelerle ülke olarak yalnızca kendi arz güvenliğimizi sağlamakla kalmayıp bölgemizin de enerji arz güvenliğine katkı sunuyoruz. Bu çerçevede Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve son olarak Moldova ile gaz ihracatı anlaşmalarını hayata geçirdik. Ayrıca, Nahçıvan’ın doğal gaz ihtiyacının karşılanmasına yönelik Iğdır Nahçivan doğal gaz boru hattının yapımı da devam etmektedir.

Bunun yanı sıra, İstanbul Finans Merkezinde enerji ve madencilik alanında faaliyet gösterecek bir ticaret borsası oluşturuyoruz. Amacımız, ülkemizi enerji ve maden ticaretinde, şeffaf, likit ve erişilebilir bir ticaret merkezi haline getirmektir. İklim değişikliği ile mücadelenin en önemli araçlarından biri olan karbon fiyatlaması için de EPİAŞ bünyesinde önümüzdeki yıl Emisyon Ticaretine başlamayı hedefliyoruz.

Günümüz küresel güç mücadelesinde enerji kaynakları ve madenlere erişim en temel çatışma alanı. Türkiye olarak biz enerjiyi çatışmak için değil barış için değerlendirelim istiyoruz. Uluslararası iş birliklerine de bu çerçeveden bakıyoruz. Bugün dünyanın farklı coğrafyalarında 760 milyon insanın elektriğe erişimi yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2015 G20 Dönem Başkanlığı döneminde başlattığı Sahra Altı Afrika elektriğe erişim programını yeni dönemde tekrar dünya gündemine getireceğiz.

Bu vesile ile 7 Ekimden beri elektriği suyu ve her türlü temel ihtiyacı kesilmiş Gazze’ye İsrail’in gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıları  lanetliyor, şehit olan binlerce masum sivil Gazzeli kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Bu haklı davasında Filistin’in yanında olduğumuzu ve İnşallah bir gün Gazze’nin tekrar ayağa kaldırılmasında ve enerji altyapısının kurulmasında orada olacağımızı ifade etmek istiyorum."

 

Yorumlar