BAE ve Suudi Arabistan'da Biden telaşı

ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'ın, müttefik ülkeler BAE ve Suudi Arabistan'a yaklaşımı merak konusu oldu.

ABD'nin 46. Başkanı seçilen Joe Biden'ın, Yemen savaşı ve ülke içi ve dışında birçok insan hakları ihlalleri nedeniyle dosyaları kabarık olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE), ABD'nin mevcut Başkanı Donald Trump gibi koruyucu bir politika izlemeyeceği aksine ilişkilerini gözden geçireceği öngörülüyor.

Biden, seçim kampanyası sırasında başta Orta Doğu olmak üzere tüm dış politikasındaki öncelikler arasında "insan hakları" ve "ifade özgürlüğünün" yer aldığını, en yakın müttefik ülke dahi olsa demokratik ve insan hakları değerlerinden taviz vermeyeceklerini vurguluyordu.

ABD'nin önemli müttefiklerinden olan ve en çok silah satılan ülkelerin başında BAE ve Suudi Arabistan geliyor. Ancak her iki ülkenin de son yıllarda başta gazeteciler ve aktivistler olmak üzere insan hakları konusunda ihlal dosyaları kabarık.

Biden'ın Riyad ve Abu Dabi'ye karşı sergileyeceği yaklaşım, binlerce insanın ölümüne neden olan Yemen'deki savaşın son bulması için söz konusu ülkelere askeri destek vermekten vazgeçeceklerini bildirmesinde yatıyor.

Her iki ülke de 2014'ten bu yana ABD'nin askeri desteğini alan Yemen'deki kanlı iç savaşın önemli aktörleri arasında yer alıyor.

Bir diğer merak konusu da gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan tarafından öldürülmesi ve yaşananlar karşısında Trump yönetiminin sessiz kalmasına nasıl tepki vereceği.

Trump yönetimi, Kaşıkçı'nın öldürülmesi gibi ülke içinde ve dışında insan hakları aktivistleri ve gazetecilere karşı saldırgan bir politika izleyen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a kesintisiz şekilde 4 yıl tam destek verdiği gibi birçok dönemde de korudu.

Ancak Biden, Orta Doğu'daki dış politikasındaki öncelikler arasında "silah satma ve petrol alma" değil "insan hakları ve ifade özgürlüğünün" yer alacağına dikkati çekiyor.

- Suudi Arabistan ile ilişkiler gözden geçirilebilir

Kaşıkçı'nın öldürülmesinin 2. yılı dolayısıyla 2 Ekim'de açıklama yapan Biden, Washington'u Yemen'deki dehşet verici savaşa destek vermekten vazgeçireceğini ve ABD'nin Riyad ile ilişkilerini gözden geçireceğini söylemişti.

Kendisi ve yardımcısı Kamala Harris döneminde Riyad'a karşı nasıl bir yaklaşım gösterileceğine açık bir şekilde mesajında vurgu yapan Biden, "(Suudi Arabistan) Krallığı ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğiz. ABD'nin Suudi Arabistan'a Yemen savaşı için verdiği desteği keseceğiz. Amerika'nın petrol satın almak ve silah satmak için kendi değerlerini görmezden gelmeyeceğini temin ediyoruz." vurgusu yapmıştı.

Aynı mesajda Biden, güvenlik konusunda en yakın müttefiki olsa dahi ABD'nin demokratik değerler ve insan hakları taahhüdünden kopmayacağını ifade etmişti.

Biden, Trump'ın Orta Doğu politikasında Riyad yönetimine her şeye rağmen koruyucu yaklaşmasını ciddi şekilde eleştiren taraflar arasındaydı.

ABD merkezi düşünce kuruluşu "Council on Foreign Relations"a geçen yıl verdiği bir mülakatta Biden, "Amerika'nın Orta Doğu'daki öncelikleri Washington'da hayata geçirilmeli, Riyad'da değil." diyerek Trump'ın "Selman"a yönelik tutumuna tepki göstermişti.

Yeni ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris de Kaşıkçı'nın ölümünün 1. yılında 3 Ekim 2019'da yaptığı açıklamada "Suudi Arabistan tarafından Washington Post'un gazetecisi Cemal Kaşıkçı'nın tasarlanmış vahşi cinayeti üzerinden bir yıl geçti. Kabul edilemez. Amerika açık bir şekilde eleştirici ve basına yönelik şiddeti tolere etmeyeceğini beyan etmelidir." ifadelerini kullanmıştı.

Harris sosyal medyadan yaptığı bir başka açıklamasında, "Suudi Arabistan Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi meselesi ve Yemen'deki insan hakları ihlalleri konusunda suçlu tutulmalıdır." demişti.

 

Yorumlar